Piyasa değeri tüm dünyada 350 milyar dolar, Türkiye’de ise yaklaşık 11 milyar dolar düzeyine erişen sahte ürünler, tüketici sağlığınının yanı sıra ülke ekonomisine ve Türkiye imajına büyük zarar veriyor.
Dünya Ticaret Örgütü tarafından açıklanan son verilere göre sahte ve kaçak ürünlerin oluşturduğu piyasa değeri tüm dünyada 350 milyar dolar düzeyinin üzerine çıkmış durumda. Çok sayıda sektör ve üründe karşılaşılan sahtecilik ve kaçakçılık, küresel ekonomiyi de derinden etkilemeye devam ediyor. ABD’de saç ve cilt bakımı sektörünün önde gelen markalarından DS Laboratories’in Türkiye Yöneticisi Engin Ulutan, Türkiye’de yaklaşık 11 milyar dolar düzeyine erişen sahte ve kaçak ürünlerin ülke ekonomisi başta olmak üzere sektörler üzerinde önemli bir baskı unsuru oluşturduğunu ifade ederek, bu durumun uluslararası arenada Türkiye’nin imajını da olumsuz etkilendiğini belirtti.
İnternetten satın alınan her 3 kozmetik ürününden 1’i sahte
Son dönemde alınan önlemlerle sahte ürünlerle etkin şekilde mücadele edildiğini ancak atılması gereken adımlar olduğunu ifade eden Ulutan, özellikle kozmetikte internet üzerinden satın alınan her 3 üründen 1’inin sahte olduğunu vurguladı. Türkiye’nin "Sahtecilik ve Korsanla Mücadele İçin İş Dünyası Hareketi" raporuna göre ilaçtan gıdaya, kozmetikten elektronik eşyaya kadar yaklaşık 11 milyar dolara ulaşan sahte ve korsan ürün pazarıyla Çin’in ardından bu alanda ikinci sırada yer aldığını belirten Ulutan, Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde ise sahte ürün üretimi açısından ilk 5 ülke arasında yer aldığımızı ifade etti.
Denetlenen ürünlerin yüzde 98’i kaçak
Ulutan, 2014’ün ilk yarısında denetlenen 6 bin 70 kozmetik ürününden sadece 689’unun güvenli çıktığının belirterek: “Denetime giren ürünler yüzde 98 oranında sahte ya da kaçak olarak ortaya çıkıyor. Geçen yıl Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre denetime giren 6 bin 70 adet kozmetik ürünün 582 adedi teknik düzenlemeye aykırı, 5 bin 381 adedi ise güvensiz olarak tespit edildi. En çok sahte ya da kaçak olan gruplar ise parfüm, tüy dökücü krem/sprey, şampuan ve kremler.” dedi.
Tüketicilere büyük görev düşüyor
Tüketicilerin kolaylıkla ulaşabildikleri sahte ürünlerin, ambalajları, şişeleri ve kullanım kılavuzları ile birebir taklit edildiğini ve asıllarından ayrılmasının çok zor olduğunu belirten Ulutan, en büyük görevin tüketicilere düştüğünü ifade etti.
Ulutan’a göre sahte kozmetik ürünler, içerdikleri yabancı etken ya da koruyucu maddeler nedeniyle saç dökülmeleri, ciltte tahriş, hassasiyet, kızarıklık, kaşıntı ve alerjik reaksiyonlara neden oluyor ve ciddi şekilde tüketici sağlığını tehdit ediyor. Tüketiciler, perakende ya da e-ticaret yoluyla satın aldıkları tüm ürünlerin güvenilir olup olmadığını kontrol etmesi gerekiyor.