Ekonomi yönetiminin "Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı" kapsamında ve program sayesinde tasarruf oranlarının artırılmasına yönelik alınan önlemler etkisini göstermeye başladı.
Tüketici kredilerindeki büyümenin sağlıklı bir seviyeye çekilmesini teminen alınan makro ihtiyati önlemlerin yanı sıra tasarrufları teşvik etmek amacıyla bireysel emeklilik sistemine yüzde 25'lik devlet katkısının tasarruf oranlarının artmasında başlıca etkili olan faktörler oldu.
Geçen yılın son çeyreğinde yüzde 12,2 ile tarihin en düşük seviyesinde olan tasarruf oranı söz konusu önlemlerin etkisiyle bu yılın 3. çeyreğinde 240 baz puan artarak yüzde 14,6'ya çıktı. Böylelikle tasarrufların milli gelire oranı 2008 yılından bu yana en yüksek düzeyine ulaştı. 2008 yılının son çeyreğinde tasarrufların milli gelire oranı yüzde 15,2 düzeyinde bulunuyordu.
2012 yılı 6. aydan sonra itibaren toplam mevdut hacmindeki artış incelendiğinde 761,9 milyar lira düzeyinde olan toplam mevduat hacmi 2014 yılı kasım ayı sonu itibarıyla yüzde 42,3 artarak 1 trilyon 84 milyar liraya çıktı.
Yüzde 25'lik devlet desteğiyle bireysel emeklilikteki fon tutarı da aynı dönemde 17,2 milyar lirada 33,9 milyar liraya yükseldi. Özellikle 2013 yılından uygulanmaya başlanan devlet katkısı bireysel emeklilik sistemine olan ilgiyi artırırken bu dönemde sisteme yönlendirilen fon tutarı yüzde 66,7 artış gösterdi.
Son açıklanan Orta Vadeli Program'da yurt içi tasarrufların milli gelire oranı 2014 yılında yüzde 14,9, 2015 yılında yüzde 15,2, 2016 yılında yüzde 16,2 ve 2017 yılında da yüzde 17,1 düzeyinde olacağı tahmin ediliyor.
IMF ÖNGÖRÜSÜ
Odeabank Ekonomik Araştırmalar Müdürü İnanç Sözer, hesaplamalarına göre, yurt içi tasarrufların milli gelire oranının 2013 sonundaki yüzde 12,2 ve ikinci çeyrekteki yüzde 14,1'den üçüncü çeyrekte yüzde 14,6 ile 2008 yılı sonundan bu yana en yüksek seviyesine ulaştığını söyledi.
Bu bağlamda Hükümetin Orta Vadeli Program'da 2014 yılı için yüzde 14,9'luk ve 2015 için yüzde 15,2'lik yurt içi tasarruflar/GSYH hedefine rahatlıkla ulaşılabileceğini dile getiren Sözer, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF), Türkiye'de tasarruf açığının 2019'da dahi yüzde 14,4'ü aşamayacağını öngördüklerini anımsattı.
Sözer, yurt içi tasarruflardaki bu iyileşmede, 2010 yılı sonundan bu yana uygulanan "Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı" sayesinde yatırımlar yataya yakın seyrederken, dış tasarrufların yani cari işlemler açığının hız kesmesinin etkili olduğunu vurgulayarak, bireysel emeklilik sistemine yüzde 25'lik devlet teşvikin ve tasarruf mevduatlarında süregelen çift haneli artışın yurt içi tasarrufları desteklediğini kaydetti.
Gelecek dönemde kalıcı iyileşme için yatırımların canlanması elzem olsa da kısa vadede petrol fiyatlarındaki keskin düşüşün halihazırda görece düşük tasarrufların ihtiyaç duyulan enerji ithalatına daha düşük ödeme yapma fırsatı sunacağını belirten Sözer, bu durumun kademeli iyileşmenin sürmesini sağlayacağını ifade etti.
Petrol fiyatlarındaki bu düşüş sayesinde kazanılacak zamanın, yapısal reformlara hız vererek yatırımların ve dolayısıyla potansiyel büyümenin artırılmaya odaklanılması halinde Türkiye'nin kalıcı bir şekilde sürdürülebilir cari açığa kavuşacağına dikkati çeken Sözer, son dönemde açıklanan ve gelecek dönemde de devamı beklenen kantitatif performans göstergelerine bağlanmış eylem planlarını bu açıdan ümit verici bulduklarını belirtti. (AA)