Brookings Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, Türkiye’de bir krizin olmadı0ğını ancak siyasetin ekonomiye aşırı derecede müdahale etmeye başladığını belirterek 2001 krizi sonrası kazanımlarının geri verilmeye başladığını dile getirdi.
Al Monitor gazetesinin sorularını yanıtlayan Kemal Derviş, Türkiye dahil gelişmekte olan ülke para birimi düşüşlerinin sona ermediğini iddia eden “Kahin” lakaplı ekonomist Nouriel Roubini ve kriz uyarısı yapan Paul Krugman’a karşı çıktı. Derviş, Türkiye’deki sorunun ekonomik değil siyasi ve hukuki olduğunu söyleyerek, “İki sorunumuz var: Biri ABD’deki sıkılaşma, genel yükselen piyasa politikaları ve sıradışı bir gerilim, bakanların istifa ettikleri sıradışı karışık siyasi iç durum. Büyük bir tartışma var. Hukuk sistemine güven derinden sarsıldı ve elbette bu soruna büyük katkı yapıyor” dedi. Derviş şunları kaydetti: “Türkiye’deki kriz temelde siyasi. Derinden bölünmüş bir ülkeye baktığınızda, maalesef böyle görünüyor, siyasi dilin çok sert hâle gelmesiyle güven sendeliyor. Diğer vurgulamak istediğim nokta makroekonomik politikalar, fakat bir ülkenin ekonomik performansının diğer önemli kısmının kurumlara, düzenlemeye ve merkez bankası, bankacılık denetleme, enerji, telekom gözetimi ve elbette kamu ihaleleri gibi ekonomik düzenleme kurumlarının ehil ve siyasi olarak partizan olmayan bir sisteme bağlı olması.”
14 YIL ÖNCEYE DÖNÜŞ
Türkiye’nin 2000’lerin başında ve 2001-2002 reformları ve sonrasıyla gerçekleştirdiği en büyük başarılarından birinin günden güne partizan politikanın ekonomi işleyişinden çıkarılması olduğunu belirten Derviş, “Siyaset günlük piyasa mekanizmalarına, kredi ve banka kararlarına, ihale kararlarına bu tip şeylere karışmaz. Ne yazık ki, bu yavaş yavaş ve sonra hızlı bir şekilde yeniden değişti ve Türkiye’de piyasaların çalışmasıyla piyasa ekonomisi ve siyasi sistem ve siyasi aktörler arasındaki arasındaki mesafe yine küçüldü, çok yakın hale geldi ve bu son derece sağlıksız ve saati Türkiye’nin 14, 13, 12 yıl önce yaptığı ve bir süre devam ettiği reformlara geri döndürmek gibi bir şey.”
Derviş, “Bu tür bir çevre Merkez Bankası’nın bağımsızlığı sorusunu gündeme getirdi mi” sorusuna “Merkez Bankası’nın bağımsızlığı algısı sarsıldı” diye yanıt verdi.