Türkiye’de yerleşik kişilere hizmet veren ve faaliyet izni için Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvurmayan yabancı kripto para platformlarının, ülkedeki pazarlama ve tanıtım faaliyetlerini 2 Ekim’e kadar sonlandırması zorunluluğu bulunuyor.
Türkiye’de kripto para piyasalarını düzenleyen Sermaye Piyasası Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 2 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Söz konusu kanunla kripto piyasalarını düzenleme yetkisi SPK’ya verilirken, bu alanda hizmet sunacak platformların da kuruldan faaliyet izni alması gerekiyor.
Düzenlemeyle, Türkiye’de yerleşik kişilere hizmet veren yabancı kripto para platformlarına buradaki faaliyetleri için 3 aylık geçiş süreci tanınırken, söz konusu süre 2 Ekim’de dolacak.
Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Çağlayan Aksoy, Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik faaliyet gösteren ve faaliyet izin için başvuruda bulunmayan yurt dışında yerleşik platformların söz konusu hizmetlerini 2 Ekim’e kadar sonlandırması gerektiğini belirtti.
Yurt dışında yerleşik platformların, Türkçe internet sitesi oluşturma ya da tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunma durumlarından birini gerçekleştirmesinin ülkedeki kullanıcılara yönelik faaliyet gösterdiğinin kabulü olacağını dile getiren Aksoy, şöyle devam etti:
“Söz konusu tarihten sonra Türkiye'de yerleşik kişilere yönelik faaliyette bulunmaya devam edenler hakkında, kanunun izinsiz kripto varlık hizmeti sunulması ile ilgili hükümlerinde yer alan yaptırımlar uygulanacak.”
Aksoy, yurt dışı merkezli bir kripto para borsasının kullanıcılarına mail göndererek platformun Türkçe kullanımını sonlandıracağını ve Türk kullanıcılar için tüm pazarlama faaliyetlerini tamamen durduracağını bildirdiğini aktararak, “Bu çerçevede, yurt dışında yerleşik kripto varlık hizmet sağlayıcılarının, fiilen piyasadan çekilmemekle birlikte kanunda yasaklanan Türkiye'de yerleşik kişiler için ülkeden çekilerek piyasada kalmaya devam etmeleri mümkün olabilir.” dedi.
SPK'ya bu alanda faaliyette bulunacağını beyan eden kuruluş sayısının 80’e ulaştığını belirten Aksoy, düzenlemelerin ana hatlarıyla olumlu olduğunu, ancak ikincil düzenlemelerde izlenecek ilke ve kuralların büyük önem taşıdığını söyledi.
Aksoy, düzenlemelerle son derece somut ve ayrıntılı düzenlenmiş, katı ilke kararlarına doğru bir gidişatın söz konusu olduğunu ifade ederek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Düzenleme kapsamında SPK ve TÜBİTAK'ın iş yükü ciddi biçimde artmış durumda. Bir taraftan kanun değişikliğinde öngörülen görevleri yerine getirirken, diğer taraftan konuyla ilgili yeni mevzuat oluşturmaya çalışıyorlar. Bu noktada sektörü iyi tanıyan hukuk, teknik ve finans alanındaki uzmanların istihdam edilmesi önem taşıyor.”