**Kriz sonrası küresel bankacılık sektöründe en hızlı iyileşmeyi ABD'li bankalar kaydediyor. Yüksek primler Wall Street'e geri döndü, stres testinde kalanlar umut veriyor. Avrupa'da İngiliz bankalarında performans kaybı ve işten çıkarmalar sürüyor.
**
ABD'de patlak veren ancak zamanla bulaştığı yerleri merkezinden daha kötü etkileyen küresel krizin en fazla vurduğu sektör olan bankacılıkta adeta ABD-Avrupa yarışı başladı. Son bir kaç haftadır açıklanan üçüncü çeyrek şirket bilançolarına, stres testinden geçirilen bankaların şimdiki durumlarına ve yöneticilere ödenen primlere bakıldığında ABD'li bankalar Avrupalı rakiplerine kıyasla kriz karşısındaki savaşta adeta "1-0" öne geçti. Devletin yaklaşık 800 milyar dolarlık Sorunlu Varlıkları Kurtarma FonU'ndan (TARP) milyarlarca dolar destek alan ABD bankaları artık hayat belirtisi veriyor. Wall Street'de primler yüzde 45'e kadar artarken, stres testinden geçemeyen bankaların durumu da gün geçtikçe iyiye gidiyor. Son olarak dün açıklanan verilere göre ABD'de bu yaz gerçekleştirilen ve bankaların krize karşı gücünü ölçen stres testinde sınıfta kalan 10 bankadan 9'u sermayelerini yeterli ölçüde artırabildi.
30 MİLYAR DOLAR PRŞM DAĞITACAKLAR
Sadece otomotiv devi General Motors'un (GM) finans kolu ve otomobil kreditörü GMAC gerekli sermaye artırımını gerçekleştiremedi ve devletin TARP fonundan ek yardım alması yeniden gündeme geldi. Ayrıca dünya çapında banka yöneticilerine ödenen primler düşürülürken, yüksek ikramiyeler Wall Street'e yeniden geri döndü. Krizde sağ kalmayı başaran üç büyük banka Goldman Sachs, Morgan Stanley ve JPMorgan Chase rekor ikramiyeler ödemeye hazırlanıyor.
Uzmanların tahminlerine göre bu üç büyük ABD'li bankanın dağıtacağı ikramiye tutarı 29.7 milyar doları bulacak. Bu, krizin en sert döneminde dağıtılan primlerden yüzde 60 daha fazla. Bloomberg'e göre sabit gelirli çalışanlara dağıtılan ikramiyelerde yüzde 40-45 artış olması bekleniyor. Dünya genelinde finans sektöründe çalışanların alacakları ikramiyelerdeki artışın ise yüzde 35-40 arasında olması bekleniyor. ABD'li bankaların çalışanlarına dağıtacağı bu primler 119 bin kişiye paylaştırılacak. Kişi başına düşen ortalama ikramiye olan 250 bin dolar ise ABD'deki ortalama hane geliri olan 50 bin doların tam 5 katı.
LLOYDS VE BARCLAYS KÖTÜ HABER VERDİ Avrupa bankacılık sektörü ise daha yavaş bir iyileşme sürecinde. İngiltere'den Fransa'ya kadar Avrupa'nın en büyük bankacılık merkezlerinde işten çıkarmalar ve kârlardaki düşüş sürüyor. Yeni devlet yardımlarının gündeme gelmesi de işten değil. Ancak Avrupa bankacılık sektöründe kriz sonrası en fazla iyileşme sinyali verenler Fransız bankaları oldu. İngiliz bankaları için ise yeni devlet yardımları halen gündemde. İngiltere'de hükümet ülkenin en büyük iki bankası olan RBS ve Lloyds'a 37 milyar sterlin daha aktarma planları yaparken, Fransa'da da primlerde sert kesintiler öngörülen bir yasa bu hafta kabul edildi. Son olarak dün İngiliz bankacılık devi Lloyds yönetim, sigorta ve mortgage birimlerinde 5 bin kişiyi işten çıkaracağını açıkladı. Ocak ayında HBOS'i satın aldığından bu yana 8 bin kişiyi işten çıkaran Lloyds'da işinden olacakların 2600'ü ise tam zamanlı çalışanlar arasından seçilecek. Bir diğer sorunlu İngiliz bankası Barclays ise üçüncü çeyrek karında yüzde 54 düşüş olduğunu kaydetti, grubun karı geçen yıl 2,33 milyar sterlinken bu yılın aynı döneminde 1,08 milyar sterline düştü.
İşlerin nispeten daha yolunda gittiği Fransa'da ise ülkenin en büyük ikinci bankası olan Societe Generale devletten aldığı 4.8 milyar euroluk yardımın 3.4 milyar euroluk kısmını bu hafta başında geri ödediğini açıklamıştı. Ülkenin diğer büyük bankası olan BNP Paribas da geçen ay devletten aldığı yardımı ödeyebilmek için 4.3 milyar euroluk hisse satışını tamamlamıştı. Fransa hükümeti en büyük 6 bankasına borçlanma becerilerini kaybetmemeleri için 22 milyar euro aktarmıştı. Avrupa bankacılık sektöründeki bu olumsuz gelişmelere karşın dün İngiliz devi HSBC'nin yatırım bankacılığının üçüncü çeyrekte "rekor performans" gösterdiğini açıklaması piyasalara moral vermeye yetti. Ancak Lloyds ve Barclays'den gelen haberler piyasaların yeniden gerilemesine neden oldu.
İYİLEŞME KREDİLERE YANSIMIYOR
Ancak diğer bir yandan da ABD bankalarındaki toparlanma sinyalleri tüketiciye verilen kredilere yansımıyor, bu da dolaylı olarak ABD Merkez Bankası (FED) için faiz artırımını zorlaştırıyor.
Kriz müdahalelerine ve bankalara verilen desteğe rağmen özellikle yılın ikinci çeyreğinde ABD'li bankalar kredi musluklarını açmadı. 28 Ekim tarihi itibari ile ABD'de ticari bankaların verdiği krediler 6.7 trilyon dolara kadar düştü. Bu 2008'in sonunda 7.2 trilyon dolar düzeyindeydi. Kredilerdeki bu düşüş ise ABD Merkez Bankası'nın (FED) gevşek para politikasından çıkışta işaret olacak faiz artırımını geciktirebilir. Nitekim önceki gün de FED konuya ilişkin olarak bankların kredi musluklarını açamadığı sürece rekor düzeydeki düşük faiz oranların uzun bir süre daha bu seviyede kalabileceği sinyalini verdi.