Ankara iş dünyasından büyüme değerlendirmesi

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Türkiye'nin ikinci çeyrekte gösterdiği yüzde 5,2'lik büyüme performansına ilişkin, "Son dönemde Türkiye ekonomik bir kuşatmayla karşı karşıya kaldı. Yaşadıklarımız, ekonomimizin güçlendirilmesi gereken yönlerini görmemize vesile oldu. Bundan böyle daha çok çalışarak bu alanları tahkim etmemiz gerekiyor." ifadesini kullandı.

Baran, yaptığı yazılı açıklamada, yılın ilk çeyreğinde kaydedilen yüzde 7,3'lük büyümenin ardından gelen yüzde 5,2'lik büyümenin moral verici olduğunu belirtti.

Zincirleme hacim endeksinin alt verilerine bakıldığında tarım, sanayi ve inşaat sektörlerinin bir önceki döneme göre gerileme gösterdiğini ifade eden Baran, hükümetin reel sektöre yönelik destekleriyle Türkiye'nin son yıllarda başarılı bir şekilde büyümesini sürdürdüğünü ve G20 ülkelerini kıskandıracak seviyede başarı sağladığını kaydetti.

Türkiye'nin son dönemde ekonomik bir kuşatmayla karşı karşıya kaldığını belirten Baran, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ekonomimizin temellerinin sağlamlığından hiç kimsenin kuşkusu yok. Bu yaşadıklarımız, ekonomimizin güçlendirilmesi gereken yönlerini görmemize vesile oldu. Bundan böyle daha çok çalışarak bu alanları tahkim etmemiz gerekiyor. Bugün bulunduğumuz noktayı, katma değeri yüksek üretim yapan, markalaşmada beklenen atılımı sağlamış, dijital devrimde yol almış, verimli bir tarım ve hayvancılık üretimi tesis etmiş bir hale dönüşmemiz için fırsat olarak görmeliyiz."

- "Üreticiler desteklenmeli"

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir de yılın birinci çeyreğindeki yüzde 7,3'lük büyümenin ardından gelen yüzde 5,2'lik performansı "büyümede yavaşlama" olarak nitelendirdi.

Türkiye ekonomisinin mevcut durumdaki en önemli sorununun döviz kurundaki oynaklık olduğunu belirten Özdebir, "Kurda ortaya çıkan yukarı yönlü hareket ve Türk lirasının yüksek oranda değer kaybetmesi büyüme üzerinde olumsuz bir etki ortaya çıkarmaktadır." ifadesini kullandı.

Özdebir, gelecek dönemde "sağlıklı" ve "kaliteli" bir büyüme performansı ortaya koyabilmek için Türk lirasındaki değer kaybının avantaja çevrilerek ihracata önem verilmesi, özellikle yüksek teknoloji gerektiren malların toplam ihracat içindeki payının artırılması gerektiğini vurguladı.

"Özellikle inşaat sektöründeki yüzde 0,8'lik büyüme inşaatta yavaşlama olduğunu göstermektedir." görüşünü ifade eden Özdebir, inşaat sektörünün büyüme üzerinde yarattığı açığın bu yıl imalat sanayiyle kapatılmasının zorunlu hale geldiğini belirtti.

Baz etkisinden dolayı gelecek dönemde büyümede yavaşlamanın ortaya çıkacağını savunan Özdebir, şunları kaydetti:

"Büyümenin lokomotifi üreticilerdir. Bu yüzden ekonominin gelecek dönemlerde yüksek büyüme performansı ortaya koyması için üreticilerin desteklenmesi ve ayakta kalması gerekir. Üreticinin kazanması lazım. Aksi halde üretimden çıkar. Türkiye'nin bekası için üretim gücü çok değerlidir. Yani üretici kazanırsa Türkiye kazanır, üretici kaybederse Türkiye üretim gücünü kaybeder."

Özdebir, toplam nihai tüketim harcamalarındaki artışa ilişkin olarak da "Çok tüketiyoruz, az tasarruf ediyoruz. Tasarruf oranımız çok düşük bunu artırmamız gerekir. Yatırımlarımızın iç tasarruflarla finanse edilmesi büyüme açısından daha etkin olacaktır. Tasarruf ekonomik büyümenin önemli belirleyicilerinden birisidir. Tasarruf kültürünün toplumun geniş kesimlerine kazandırılması önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.