FİNANS

Bankaları 2010'da zorlu bir sınav bekliyor

**Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, "2010 yılı Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinin yarattığı rahat dönemin sona ermesiyle birlikte bankalarımızın gerçek durumlarını test edeceğimiz bir yıl olacaktır" dedi.

**

Türkiye Bankalar Birliği, Arap Bankalar Birliği ve Dünya Arap Bankacılar Birliği işbirliğiyle düzenlenen "5. MENA Uyum & Yönetim Forumu 2009'un açılışında konuşan Bilgin, Türk bankacılık sistemine yönelik genel bir değerlendirme yaparak Türkiye'de finansal istikrarın büyük ölçüde Türk bankalarının istikrarına bağlı olduğunu söyledi.

Krizin Türkiye'de en şiddetli günlerinin son 1 yıldır yaşandığını ifade eden Bilgin, "(Yurt dışında) Acaba sıra kimde, bundan sonra kim batacak" kuşkusu ve tedirginliğinin özellikle 2008'in son aylarıyla 2009'un ilk 3 ayında hissedildiğini, son 3-4 aydır ise bankaların daha az tedirgin çalıştığını vurguladı.

Türk bankacılığının da küresel mali krizden etkilendiğinin altını çizen Bilgin, şöyle devam etti:

"Büyüyemiyoruz, yeterli kaynağımız yok. Yurt dışı kaynaklarımız kurumuş durumda. Takibe dönüşüm oranlarımız artıyor. 2010 yılı Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinin yarattığı rahat dönemin sona ermesiyle birlikte bankalarımızın gerçek durumlarını test edeceğimiz bir yıl olacaktır. Ama biz kendimize güveniyoruz. Bundan sonra da ihtiyatlı bir iyimserlikle yolumuza devam edeceğiz. Kriz hafiflediğinde Türkiye'nin hızlı çıkışında emin olun gerekli yakıtı bankacılık sağlayacaktır."

Tevfik Bilgin, özellikle Eylül 2008 ile Eylül 2009 arasında Türk bankalarındaki mevduat artışının yeterli olmadığını, mevcudun korunduğunu ifade ederek, Merkez Bankasının faiz indiriminin etkisinin 2010'da kalkmasıyla rakamların ne olacağının görüleceğini söyledi.*****

"PEDALLARI ÇEVİRİRKEN KİMSE DURMAK İSTEMEDİ"
Konuşmasında küresel mali krizin nedenlerine de değinen Bilgin, "Bana göre krizin birinci sebebi batılı bankacılardaki hırs, daha çok daha çok daha çok duygusuydu. Buna bilerek ya da bilmeyerek regülasyonları zayıflatarak da bazı otoriteler destek verdi. İkinci önemli sebebi herkes bisiklete binerken, herkes pedalları çevirirken kimse durmak istemedi. Yanındakine baktı. Geri kalmak istemedi. Bazı ip uçları alsalar bile herkes yoluna devam etti. Nereye kadar? Müzik bitene kadar..." şeklinde konuştu.

Dünya finansal mimarisinin geleceğinin dizayn edildiği "işin garibi krizi çıkaranlarca dizayn edildiği" bugünlerde kendi ülke deneyimlerini aktarmak istediğini anlatan Bilgin, OECD içinde bankalarına yardım yapmayan ve mevduat güvencesi sınırıyla oynamayan tek ülkenin Türkiye olduğunu belirtti.

Geçmişte bankaların da güçlü desteğiyle bazı tedbirler aldıklarının altını çizen Bilgin, bankacılık otoritelerinin ekonominin iyi işlediği günlerde sektörlerle ilgili olabildiğince tedbir almaları, gerekli subapları koymaları gerektiğini, kriz dönemlerinde sektörü rahatlatmaları gerektiğini söyledi.

Tevfik Bilgin, kriz dönemlerinde Batılı kuruluşların yaptığı gibi hızlı ve ani kararların daha olumsuz etki yapabildiğine dikkati çekti.*****

"ULAŞILMASI GÜÇ HEDEF, RİSKLİ İŞLER YAPTIRABİLİR"
G-20'de tartışılan banka yöneticilerine prim uygulamasını Türkiye'de 2 yıl önce tartışmaya başladıklarına değinen Bilgin, "çok şiddetli ulaşılması çok güç hedef verirseniz, yöneticiler marjinal firmalara gidebilir, riskli işler yapabilirler" dedi.

Sermaye yeterlilik rasyosuna da işaret eden Bilgin, "Bankacılar her zaman 'artık para' bırakmak istemez. Sonuna kadar kullanmak ister. Ama bu istek ile otoritenin isteği arasında denge kurmak lazım. Bugün Türk bankacılığının yeterlilik rasyosu 19,8 seviyesinde" diye konuştu.

Yeni finansal mimarinin en önemli unsurlarından birinin şeffaflık olduğunu vurgulayan Bilgin, "Türk bankalarının bilançoları gerçekten şeffaftır. Rakamlar yalan söylemez, fakat rakamlarla yalan söyleyebiliriz. Amaç rakamlarla oynamayı ve müdahaleyi en aza indirmek olmalıdır" dedi.*****

"RAKAMLAR KADAR MÜŞTERİNİN RUH HALİ DE ÖNEMLİ"
BDDK Başkanı Bilgin, iyi bankacının müşteriyi ziyaret eden, iş yerinde oturan, gerekirse çay içen, onları takip eden bankacılar olduğunu ifade ederek, işletmenin atmosferinin ve işletme sahibinin ruh hali ve tedirginliğinin de en az rakamlar kadar önemli olduğunu, Türkiye'de bankacılığın esasının müşteriyle sıkı ilişkiyi gerektiren bir temele oturduğunu söyledi.

Yeni finansal mimaride regülasyon ve denetimin şiddetinin artacağına dikkati çeken Bilgin, bunun çok aşırı olmasının riskli olacağını, aşırı denetimin bankacılığı felç edebileceğini ve yaratıcılığı öldürebileceğini, dolayısıyla bu konuda hassas bir denge kurulması gerektiğini kaydetti.

Bilgin, aşırıya gitmenin menfi etkilerinin daha fazla olabileceğine işaret etti.*****

"KARA PARA AKLAMAYA YÖNELİK SUÇLAR ARTABİLİR"
Lübnan Merkez Bankası Başkan Yardımcısı ve ABD MENA Özel Sektör Diyaloğu Başkanı Muhammed Baasiri de Eylül 2009'da dünyanın önde gelen liderlerinin finansal krizin yarattığı sonuçlara ilişkin bazı önlemler benimsediklerini anlatarak, bunlardan birinin de kara parayı aklamaya yönelik olduğunu ifade etti.

MENA'da kara para aklama ve terörizme giden finansmanı önlemeye yönelik atılan adımlara değinen Baasiri, özellikle 11 Eylül sonrasında bunun daha da etkin hale geldiğini vurguladı.

Baasiri, kriz sonrası söz konusu bölgede kara para aklama ve terörist faaliyetlere finansal desteğe yönelik suçların artabileceğine dikkati çekti.

Arap Bankalar Birliği ve Dünya Arap Bankacılar Birliği Başkanı Joseph Torbey ise krizin Basel II açısından da önemli sonuçlar doğurduğunu Basel komitesinin yeni bir çerçeve belirlediğini ifade etti.

Torbey, krizden sermaye disiplini, piyasa disiplini ve denetim sürecinin sürekli etkin olmasıyla ilgili 3 önemli ders çıkarıldığını vurgulayarak, Basel komitesinin tavsiyelerinin uzun vadeli sermaye korumasını gerçekleştirmek için büyük önem taşıdığını, ancak iyileştirme ve geliştirme programının etkileri için uzun zamana ihtiyaç olduğunu söyledi.

Canlı Borsa
YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler