"Dolar likiditesinde stres yok"
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Erdem Başçı, Türkiye'de dolar likiditesi açısından şu anda bir stres görülmediğini bildirdi.
Başçı, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD)-Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) tarafından düzenlenen "Küresel Mali Kriz ve Para Politikası" konferansında, "Kriz ve Yükselen Piyasa Ekonomileri" başlıklı bir sunum yaptı.
Konuşmasında Brezilya, Meksika, Singapur ve Güney Kore'nin özel likidite ihtiyaçları bulunduğuna değinen Başçı, bunların nedenlerinin yükümlülük dolarizasyonu ve bu ülkelerin rezervlerinin kompozisyonu olduğunu anlattı.
Merkez Bankasında bu problemleri şu anda görmediklerini vurgulayan Başçı, şöyle devam etti:
"Bizim rezervlerimiz son derece muhafazakar bir şekilde yönetildiği için kaliteli bir rezerv yapımız var. Bizim rezervlerimizin içerisinde temelde hazine kağıtları var. Yani yüksek kredi dereceli enstrümanlar var. Bir de, bizim yükümlülük dolarizasyonumuz bu ülkelere göre nispeten daha makul seviyelerde, gene yüksek ama nispeten daha makul seviyelerde. Dolayısıyla, dolar açısından böyle bir stres, ilk anda vardı, bizim aldığımız tedbirlerle bu stres giderildi.
En son gerçekleşen veri dökümleri itibariyle Türkiye'de Türk bankaları birbirlerine dolar bazında haftalık vadede yüzde 0,5'ten borç veriyorlar. 1 aylık vadede de yüzde 3,75 düzeyinde birbirlerine borç veriyorlar. Dolayısıyla dolar likiditesi açısından şu anda bir stres görülmüyor."
Başçı, dalgalı kur rejiminin, enflasyon hedeflemesinde, sabit kur rejimlerine göre küresel şoklar karşısında önemli esneklikler sağladığını dile getirerek, bu esneklikleri, "kısa vadeli faizi bir politika aracı olarak
konjonktürün gerektirdiği gibi kullanabilme olanağı", "büyüme hedefleri açısından otomatik şok emici özellik", "istikrarlı bir enflasyon düzeni", "bankacılık sisteminin likidite ihtiyacının daha rahat karşılanabilmesi" şeklinde sıraladı.
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Refet Gürkaynak da, "Türkiye Ekonomisi ve Küresel Krizde Makroekenomik Politikalar" konulu konuşmasında, şu anda Türkiye'de yaşanan sıkıntıyı sadece bir dış şokun etkisi olarak görmenin yanlış olduğunu söyledi.
Bu kriz olmasaydı da Türkiye'nin yüzde 5 büyümeyebileceğini kaydeden Gürkaynak, harcamaları artırmanın iyi bir kriz yönetim yöntemi olmadığını dile getirdi.
