Fortis, 2007’de yüzde 4.5’le hedefin altında kalan büyüme oranının, “ekonomik sorunların gündemdeki yerini sağlamlaştırdığını” bildirirken, tarımdaki olumsuz performans tersine bile dönse, çekirdek sektörlerdeki zayıf görünümün önümüzdeki dönemde derinleşmesiyle “düşük büyüme” sürecinin devam edeceği tahmininde bulundu.
Fortis’in açıklanan 2007 yılı gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) gerçekleşmelerine ilişkin değerlendirmesinde, 2007 yılının son çeyreğinde milli gelir büyümesinin, özellikle tarımda süren kötü performansın etkisiyle beklentilerin altında gerçekleştiği, yılın tümündeki büyümenin yüzde 4.5’le hedefin altında kaldığı belirtildi. Değerlendirmede, “Tarımdaki olumsuz performans devam etmese bile, çekirdek sektörlerdeki zayıf görünümün, önümüzdeki dönemde derinleşmesi ile düşük büyüme rakamlarının devam edeceğini tahmin ediyoruz” denildi.
Revize olan yeni verilerde, 2007 yılının tamamındaki büyüme oranı yüzde 4.5 ile geçen yılın yüzde 6.9’luk GSYİH artış oranının belirgin olarak altında kalarak ekonomik yavaşlamanın devam ettiğini gösterdiği belirtildi. Bu büyüme hızının ayrıca 2001 yılındaki resesyondan beri gerçekleşen en düşük yıllık büyümeye işaret ettiğine dikkat çekildi.
İlk çeyrek verilerinin aşağı revize olmasının yanında, yılın son çeyreğinde de yüzde 9.7 gerileyerek yılın tamamındaki düşüşü yüzde 7.3 olarak gerçekleşen tarım sektörünün, revize verilerde düşen payına rağmen bu zayıf görünümde etkili olduğu belirtildi. Buradaki düşüşün yılın tamamında GSYH’yı 0.65 puan aşağı çektiği hesaplandı.
Mevsimsel düzeltilmiş verilere göre ise önceki iki çeyrekte, çeyreksel GSYH artış oranlarının sıfıra yakın gerçekleştikten sonra, son çeyrekte yüzde 1.3’lik sınırlı bir yükseliş yaşandığı belirtilen değerlendirmede, şöyle denildi: “Ancak bunun kalıcı bir toparlanmanın başlangıcı olduğunu düşünmüyoruz. Tarım sektörünün bu sene, yağışların mevsim normallerine geri gelmesi ile daha iyi performans göstereceğini beklememize rağmen, sanayi ve inşaat gibi çekirdek sektörlerdeki yavaşlamanın devam etmesi ile 2008 yılı GSYİH’sını yüzde 4.5 olarak tahmin etmeye devam ediyoruz. Dış gelişmelere bağlı olarak, buradaki aşağı yönlü risklerin artabileceğini de düşünüyoruz.”
“İÇ TALEPTE ZAYIFLAMA SÜRÜYOR”
İç talepteki zayıflamanın devam ettiğine işaret eden Fortis, harcamalar tarafında büyümeye net mal ve hizmet ihracatından olumsuz etki gelmeye devam ettiğine de dikkat çekildi. Mal ve hizmet ihracat artış oranı son çeyrekte yüzde 2.5’e gerilerken, ithalat artışının yüzde 15.7 ile 2004 yılının ikinci çeyreğinden beri en yüksek düzeye geldiği vurgulandı.
Üretim açığı açısından önemli bir başka gösterge olan yurtiçi nihai talebin son dört çeyrekteki toplam düzeyinin, GSYH’nın yüzde 4 üzerinde gerçekleştiği, bunun da önceki çeyrektekine benzer bir düzeye işaret ettiği anlatıldı. Bu durum, “İç talep koşullarının önceki çeyrekteki gibi enflasyondaki düşüşe destek vermeye devam ettiği” şeklinde değerlendirildi.
“YÜZDE 5’İN ÜZERİNDE BÜYÜME BEKLENİYORDU”
Fortis’in değerlendirmesinde, iç talebin son çeyrekte daha olumlu bir görünüm sergilemesi beklentilerinin yanında, yıllık büyümenin hedeflenen yüzde 5.0’in üzerinde yılı tamamlaması beklentilerinin de “suya düştüğü” ifade edildi. Ayrıca ekonomi açısından yurt dışı koşulların önümüzdeki dönemde hem dış talep hem de yurt dışı kredi kanalıyla olumsuz etkisini güçlendirme olasılığının yüksek olduğunu işaret edildi.
“2008 BÜYÜMESİ ÜZERİNDE AŞAĞI YÖNLÜ RİSKLER ARTTI”
Fortis değerlendirmesinde, 2008 yılına ilişkin de şu görüşler dile getirildi: “Bu şartlar altında 2008 yılı büyümesi üzerindeki aşağı yönlü risklerin artmış olmasının yanında, tekrar güçlü büyümeye geçmek için sadece dış şartlardaki düzelmeye bel bağlamak da doğru gözükmemektedir. Son dönemde piyasalar üzerinde etkisi belirgin hale gelen yurt içinde siyasete ve reformlara yönelik belirsizliklerin, uzun sürerek, reel sektör yatırım kararlarında etkili olmaya başlaması en olumsuz senaryo olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda, bizdeki ekonomik zayıflama döneminin boyutu ve süresinin, ABD’deki resesyondan bağımsız hale gelmesi, önemli bir endişe kaynağı olacaktır.”