Ekonomide 2007, büyümenin fren yaptığı, faiz dışı fazla hedefinin saptığı, işsizliğin kronikleştiği, enflasyon dış ticaret açığı ve cari açığın ise büyümeye devam ettiği bir yıl oldu. 2008 yılına devreden makro ekonomik tablo, özellikle yılın son çeyreğinde daha da kötüleşti.
Genel seçimlerin de etkisiyle mali disiplinin bozulduğu 2007 yılında gelir ve harcama hedeflerinde yaşanan sapma nedeniyle yüzde 6.5’lik faiz dışı fazla hedefinin tutmayacağı anlaşıldı. Yılın üçüncü çeyreğinde büyüme sert bir fren yaparken, işsizlik arttı, tırmanışa geçen enflasyonun çift haneli düzeylere ulaşma tehlikesi doğdu.
BÜYÜMEDE SERT FREN
Türkiye ekonomisinin kriz yılı olan 2001’de yaşadığı rekor düzeydeki küçülmenin ardından, 2002’den bu yana yakalanan kesintisiz hızlı büyüme sürecinde, bu yılın üçüncü çeyreğinde bir kırılma noktası oluştu. Merkez Bankası’nın Mayıs-Haziran 2006 küresel dalgalanmasında gittiği faiz artırımlarının etkisinin yanı sıra, kuraklığın tarımda yol açtığı ciddi üretim düşüşünün etkisiyle bu yılın üçüncü çeyreğinde milli gelir büyümesi ciddi biçimde hız kesti. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 6,8, ikinci çeyrekte yüzde 4.1 olan GSMH büyüme hızı üçüncü çeyrekte yüzde 2’ye kadar geriledi. Gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) büyüme hızı da yüzde 1.5’e kadar düştü. Bu gelişmede tarımda yaşanan rekor küçülmenin yanı sıra inşaatta uzun süredir yüksek düzeylerde seyreden büyümenin yavaşlaması da etkili oldu.
Kesintisiz büyüme rekoru 23 çeyreğe ulaşsa da çeyreklere göre büyüme oranı, ekonominin 2001 krizinden sonra yeniden büyümeye başladığı 2002 yılının ilk çeyreğindeki yüzde 0.6’dan sonraki en düşük düzeye indi.
Bu gelişmeyle yılın tümü için yüzde 5 olarak hedeflenen büyüme oranının tutmayacağı neredeyse kesinleşti. Eylül sonu itibariyle yıllık yüzde 4.1 düzeyinde bulunan büyümenin, yılın tümünde yüzde 5’lik hedefi yakalayabilmesi için son çeyrekte yüzde 8 dolayında bir büyüme yakalanması gerekiyor. Son çeyrekte yüzde 2-4 aralığında çıkması beklenen bulunan büyümenin yılın tümünde yüzde 4 dolayında gerçekleşmesi güçlü olasılık olarak görülüyor. Yıllık ortalama büyüme hızının 2002-2006 döneminde yüzde 7.3 olduğu dikkate alındığında bu yılki büyümenin son derece düşük kaldığı görülürken, bu trendin devamı durumunda 2008 yılında ise büyümenin daha da yavaşlaması olasılığı ortaya çıkıyor.
ENFLASYON YENİDEN ÇİFT HANEYE GİDİYOR
AKP hükümetleri döneminde sağlanan görece istikrar ve yoğun sıcak para girişlerinin kuru aşağı çekmesinin de etkisiyle düşerek tek haneye inen enflasyon, devalüasyon ve faizlerin yükselmesine yol açan Mayıs-Haziran 2006 dalgalanmasından sonra yeniden çift haneye yükseldi. İzleyen dönemde düşerek yeniden tek haneye inen enflasyonda bu yıl özellikle son çeyrekte ise yeniden hızlanma yaşandı. Ekim ve Kasım aylarında aylık enflasyon yüzde 2’ye yakın düzeylerde çıktı. Tüketici fiyatlarındaki artışın hızlanmasında kamuda seçim nedeniyle bozulan mali disiplinin yeniden sağlanması amacıyla alınan dolaylı vergi artırımı gibi önlemler etkili oldu. Hükümetin, bütçe gelirlerini artırmak amacıyla özel tüketim vergisi tutarlarında yaptığı artışlar ve belediyelerin su fiyatlarına yaptığı zamlar yıllık enflasyonun bu yıl sonunda yeniden çift haneli oranlara yükselme olasılığını artırdı.
Tüketici fiyatları Kasımda bir önceki aya göre yüzde 1,95 oranında artarken, yılın ilk 11 aylık dönemindeki artış ise yüzde 8,15 olarak gerçekleşti. Kasım sonu itibariyle yıllık enflasyon oranı ise yüzde 8,40’a kadar yükseldi. Yıllık enflasyonun dört ay aradan sonra yeniden yüzde 8’in üzerine yükselmesi, geçen yıl yaz aylarında yıllık enflasyonda yaşanan düşüş eğiliminin mevsimlik nedenlerden kaynaklanmış olabileceğini düşündürüyor.
Enflasyonda yıllık yüzde 4 hedefine göre yüzde 100’den fazla sapma yaşanırken, Aralık ayı ile birlikte yıllık enflasyonun yeniden çift haneli düzeylere çıkma olasılığı belirdi. 2007 yılı TÜFE artış oranının tek hanede kalabilmesi için 3 Ocak 2008’de açıklanacak Aralık ayı enflasyonunun yüzde 1.69’u geçmemesi gerekiyor. Ancak aylık yüzde 1.70 ve üzerindeki artışlar yıllık enflasyonu yüzde 10 ve daha yüksek düzeylere taşıyacak.
İŞSİZLİK KRONİKLEŞTİ
En son açıklanan Eylül dönemi verilerine göre işsizlik geçen yılın aynı dönemine göre 0,2 puan artışla yüzde 9,3’e yükseldi. Böylece işsiz sayısı 2 milyon 405 bin oldu. Genç nüfusta işsizlik oranı da 0,8 puan artışla yüzde 19’a çıktı.
TÜİK verilerinden yapılan belirlemeye göre Türkiye, 2002 başından bu yana 23 çeyrektir kesintisiz büyüme rekoru kırarak, yıllık GSMH tutarını dolar cinsinden üç katına çıkarırken, bu büyüme modeli yeterince istihdam artışı sağlamadığı için işsiz sayısı azalmak bir yana daha da arttı. 2002 başından bu yılın Eylül sonuna kadar olan yaklaşık altı yıllık dönemde, iş gücüne dahil nüfus 2 milyon 275 bin kişi artarak 25 milyon 766 bine ulaştı. Aynı dönemde istihdamdaki nüfus ise net olarak 1 milyon 937 bin kişi artarak 23 milyon 361 bine yükseldi. Kesintisiz büyüme yaşanmasına rağmen, iş gücündeki kadar istihdam artışı sağlanamayan son altı yılda, TÜİK tanımı baz alındığında bile, işsizlerin sayısı net olarak 438 bin kişi artış gösterdi.
TÜİK’in, işsiz sayısına dahil etmediği “iş başı yapmaya hazır” ancak umudunu yitirdiği için ya da diğer nedenlerle iş aramayanlar dahil edildiğinde ise geniş tanımlı işsiz sayısının çok daha yüksek olduğu belirlendi. İşsiz olduğu halde, “iş aramadığı” gerekçesiyle, “iş gücüne dahil olmayan nüfus” içinde gösterilen “umutsuzlar”ın sayısının 2001 sonundan bu yana 681 bin artarak 1 milyon 741 bine ulaştığı dikkati çekti. Bu kişiler de dahil edildiğinde geniş tanımlı işsiz sayısının anılan dönemde 1 milyon 119 bin artarak 4 milyon 146 bine ulaştığı, gerçek işsizlik oranının da yüzde 15.1 olduğu hesaplandı.
İÇ BORÇLANMA FAİZİNDE 5 PUANDAN FAZLA DÜŞÜŞ
İç borçlanmanın 2006 yılında küresel dalgalanmanın da etkisiyle yükselen maliyeti 2007’de bir ölçüde düştü. Ancak iç borçlanma faizleri dalgalanma öncesi yüzde 13’lerde bulunduğu Nisan 2006 düzeylerine inmedi. Aralık 2006’da iç borçlanmada yüzde 21.5’ye ulaşan ortalama yıllık bileşik faiz, 2007’nin Ocak ayında yüzde 20.4, Şubat’ta yüzde 18.9, Mart’ta yüzde 19.8 oldu, Nisan’da yüzde 19.1’e kadar indi. Mayıs’ta yüzde 18.8’e inen bileşik faiz, Haziran’da yüzde 18.5, Temmuz’da yüzde 17.9, Ağustos’ta yüzde 19, Eylülde yüzde 18.2, Ekim’de yüzde 16.5, Kasım’da yüzde 16.2 düzeyinde gerçekleşti. Hazine’nin 28 Aralık’ta tamamlayacağı 2007 ihalelerinde aylık ortalama faizin düşmeye devam etmesi bekleniyor. Buna göre aylar itibariyle iç borçlanmanın yıllık bileşik faizi 2007’de 5 puandan fazla düşüş göstermiş olacak.