İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, "Enflasyondaki düşüş eğilimi ve finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte ekonomideki kademeli toparlanmanın süreceğini tahmin ediyoruz." dedi.
Uysal, TCMB İstanbul Şubesi'nde "Enflasyon Raporu 2019-IV Bilgilendirme Toplantısı"nda yaptığı sunumda, enflasyon tahminlerini açıkladı.
Murat Uysal, küresel iktisadi faaliyetteki zayıflama 2019 yılının ikinci yarısında daha da belirginleştiğini ve küresel ekonomi politikalarına ilişkin belirsizliğin oldukça yükseldiğini belirterek, artan jeopolitik belirsizlikler ile birlikte değerlendirildiğinde, küresel büyüme görünümünün bir önceki rapor dönemine göre daha zayıf seyrettiğini kaydetti.
Bu gelişmelerin emtia piyasalarını baskıladığını ve ham petrol fiyatlarının ılımlı seyretmesine neden olduğunu ifade eden Uysal, "Bu doğrultuda, 2019 yılında küresel enflasyon oranlarının, küresel büyüme görünümü ve emtia fiyatlarına bağlı olarak yatay bir seyir izleyeceğini tahmin ediyoruz." diye konuştu.
Uysal, küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyrin ve enflasyona dair aşağı yönlü risklerin belirginleşmesiyle küresel para politikalarındaki gevşeme eğiliminin bir önceki rapor dönemine göre güçlendiğinin görüldüğünü aktararak, şunları söyledi:
"Bu dönemde, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde parasal duruş gevşetildi. Bu çerçevede, küresel finansal koşullar daha olumlu bir görünüm sergiledi ve özellikle ABD’de uzun vadeli tahvil faizleri geriledi. Bu durum, gelişmekte olan ülke finansal varlıklarına yönelik talebi ve risk iştahını desteklemesine karşın korumacılık önlemleri ve küresel ekonomi politikalarına dair diğer belirsizlikler, gelişmekte olan ülkelere (GOÜ) yönelen portföy akımlarının zayıf seyretmesine neden oldu. Yılın üçüncü çeyreğinde GOÜ borçlanma senedi piyasalarına girişler oldukça sınırlı olurken, hisse senedi piyasalarından yoğun çıkışlar gözlendi. Küresel belirsizliğin yüksek seyri, süregelen jeopolitik sorunlar, yeniden tırmanan korumacılık eğilimleri ve GOÜ’lerde ülkeye özgü kırılganlıklar önümüzdeki dönemde söz konusu ülke grubuna yönelen portföy akımları açısından önemini korumakta."
Küresel ekonomi politikalarına ilişkin belirsizlikler ve jeopolitik gelişmelere bağlı olarak geçen dönemde Türkiye’nin risk priminin dalgalı bir seyir izlediğini anlatan Uysal, "Bu durum ülkeye yönelik portföy akımlarına da yansıdı. Öte yandan, TCMB politika faizindeki indirimlerin yanı sıra enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki düşüş ile bankacılık sektörü likiditesindeki iyileşmeye bağlı olarak kredi ve mevduat faizleri belirgin oranda gerilerken, kredi büyümesi arz ve talep kaynaklı olarak hız kazandı." değerlendirmesinde bulundu.
Uysal, mevcut rapor döneminde, enflasyon beklentilerindeki düşüşle uyumlu şekilde uzun vadeli tahvil faizlerindeki gerileme eğiliminin devam ettiğine işaret ederek, "Para politikasındaki temkinli duruş, döviz kurunun istikrarlı seyretmesi ve enflasyondaki düşüşün tahminlerden de olumlu şekilde devam etmesinin, bu gelişmede belirleyici olduğunu değerlendiriyoruz." dedi.
İktisadi faaliyetin, 2019 yılı ikinci çeyreğinde Temmuz Enflasyon Raporu’nda ortaya konulan görünümle uyumlu olarak ılımlı bir toparlanma kaydettiğini ve üçüncü çeyrekte de bu eğilimin devam ettiğini belirten Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sektörel yayılımdaki iyileşmenin sürmesine karşın yatırımlar zayıf seyrini koruyor. Net ihracatın büyümeye katkısının önümüzdeki dönemde azalarak da olsa devam edeceğini öngörüyoruz. Bu gelişmelere bağlı olarak enflasyondaki düşüş eğilimi ve finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte ekonomideki kademeli toparlanmanın süreceğini tahmin ediyoruz. Diğer taraftan, enflasyon görünümündeki iyileşme devam ediyor. Tüketici enflasyonu yılın üçüncü çeyreğinde 6,5 puan düşerek yüzde 9,3’e geriledi. Bir önceki yıldan gelen yüksek baz etkisinin yanı sıra parasal sıkılık düzeyi, iç talep koşulları, ılımlı seyreden döviz kuru ve emtia fiyatları ile enflasyon beklentilerindeki iyileşme enflasyondaki düşüşe katkı verdi."
Enflasyon görünümünde süregelen iyileşmeye bağlı olarak, temmuz, eylül ve ekim aylarındaki PPK toplantılarında parasal duruşun sıkılığını azaltmaya karar verdiklerini ve bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 14’e indirdiklerini anımsatan Uysal, "Sistemin fonlama ihtiyacı, reeskont kredileri, TCMB’nin döviz karşılığı TL swap işlemleri ve Hazine’nin piyasa ile gerçekleştirdiği TL karşılığı işlemler sonucu, bir önceki rapor dönemine göre, belirgin ölçüde azaldı. Açık piyasa işlemleri fonlaması büyük ölçüde bir hafta vadeli repo ihaleleri kanalıyla yapıldı ve sınırlı düzeyde Piyasa Yapıcı repo kullanımı gerçekleşti. Piyasa Yapıcı bankalara kullandırılan likidite imkânının da etkisiyle BIST gecelik repo faizleri politika faizinin bir miktar altında oluşmakta." şeklinde konuştu.
Uysal, faiz indirimlerinin kısa vadeli kur takası getirilerini aşağı çekerken, enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin de katkısıyla orta ve uzun vadeli getirilerin gerilediğini ifade ederek, Türk lirasının ima edilen oynaklığı ekim ayında jeopolitik gelişmelere bağlı olarak dalgalı, yılın üçüncü çeyreğinde yataya yakın seyrettiğini söyledi.
Faiz indirimlerinin, enflasyon beklentilerindeki düşüş ve bankacılık sektörü likiditesindeki iyileşmenin etkisiyle kredi ve mevduat faizlerinin belirgin oranda gerilediğine dikkati çeken Uysal, "Finansman koşullarındaki iyileşme ve iç talepteki toparlanmaya bağlı olarak kredi talebindeki artışla tüketici kredileri ağustos itibarıyla önemli bir ivme kazandı. Tüketici kredilerine kıyasla daha ılımlı olmak üzere ticari kredilerde de artış gözlemeye başladık." diye konuştu.
- "TL'nin istikrarlı seyrinde enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve iç talep koşulları etkili oldu"
Uysal, tüketici enflasyonunun üçüncü çeyrekte yüzde 9,3’e gerileyerek Temmuz Enflasyon Raporu tahmininin alt bandına yakın gerçekleştiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Çekirdek göstergelerden B endeksinin yıllık enflasyonu ise öngörülerimize kıyasla daha düşük bir artış gösterdi. 2019 yılı eylül ayı itibarıyla enflasyondaki belirgin yavaşlamada güçlü baz etkisinin yanında Türk lirasının yakın dönemdeki istikrarlı seyri, enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve iç talep koşulları etkili oldu. Ayrıca, arz yönlü unsurlar ve dolar bazında ithalat fiyatları da enflasyondaki düşüşü destekledi. 2018 yılı Ekim Enflasyon Raporundan itibaren enflasyon gerçekleşmelerinin TCMB tahminleriyle uyumlu olması, hatta tahminlerin orta noktasının altında kalması, yıl genelinde tahmin kredibilitesini destekledi. Parasal duruşun, enflasyonun tahminlerle uyumunu sağlayacak şekilde belirlenmesi para politikası öngörülebilirliğine önemli katkı sağladı. Tahmin kredibilitesinin ve para politikası öngörülebilirliğinin artması enflasyon beklentilerindeki iyileşmede ve beklentilerin kademeli olarak TCMB tahminlerine yakınsamasında etkili oldu.
Yıllık enflasyondaki düşüş tüm ana alt gruplara yayılırken temel sürükleyici temel mal ve gıda grupları oldu. Temel mal enflasyonu vergi indirimlerinin sona ermesi ile geçici olarak yükselse de baz etkisi, döviz kuru gelişmeleri ve ılımlı iç talep koşullarına bağlı olarak yavaşlama eğilimini korudu. Bu dönemde, güçlü baz etkisi, olumlu hava koşulları kaynaklı arz artışı ve ılımlı seyreden işlenmiş gıda fiyatları gıda enflasyonunun gerilemesinde etkili oldu. Enerji fiyatları, elektrik ve doğalgaz kalemlerindeki fiyat ayarlamalarına bağlı olarak üçüncü çeyrekte yükselse de, grup yıllık enflasyonu baz etkisiyle geriledi. Hizmet enflasyonu ise birikmiş maliyetlere bağlı gecikmeli fiyat artışları ve geçmiş enflasyona endekslemenin yukarı yönlü etkilerine karşın gıda fiyatları ve iç talep koşullarının katkısıyla düşüş kaydetti."
Uysal, fiyatlama davranışına dair göstergelerin yılın üçüncü çeyreğinde enflasyon ana eğiliminde kayda değer bir iyileşmeye işaret ettiğini aktararak, "Tüketici enflasyonunun, ekim ayında da tek hanede kalacağını, ancak yılın son iki ayında ters baz etkisiyle bir miktar yükseleceğini öngörüyoruz. Enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin devamlılığı ve orta vadeli enflasyon hedefleriyle uyumu önümüzdeki dönem para politikası duruşu açısından önemli bir gösterge olacak." dedi.
İktisadi faaliyetin bu yılın ikinci çeyreğinde, Temmuz Enflasyon Raporu’nda ortaya koyduğu görünümle uyumlu olarak ılımlı bir toparlanma kaydettiğine dikkati çeken Uysal, "Bu dönemde, Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla (GSYİH) bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,5 oranında daralırken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 1,2 oranında artış sergiledi. Net ihracatın yıllık büyümeye katkısı yüksek düzeylerde gerçekleşirken yurt içi talep geçtiğimiz yıla kıyasla zayıf seyretti. Sanayi üretimi ve anket göstergeleri, yılın ikinci yarısında iktisadi faaliyetin ılımlı toparlanma eğilimini sürdürdüğü ve sektörel yayılımdaki iyileşmenin devam ettiğine işaret ediyor. Öte yandan, yüksek seyreden risk primi ve finansal koşullardaki sıkılık yatırım harcamalarının zayıf seyretmesine neden oluyor." diye konuştu.
Uysal, üçüncü çeyrekte istihdam piyasasındaki zayıf görünüm ve vergi indirimlerinin sona ermesi yurt içi talebi sınırlarken, kamu harcamaları ve finansal koşullardaki kısmi iyileşmenin destekleyici rol oynadığını vurgulayarak, "Küresel büyüme görünümündeki zayıflamaya rağmen firmaların ihracata yönelimi, pazar çeşitlendirme esnekliği ve rekabet gücündeki gelişmelerin olumlu etkisiyle mal ve hizmet ihracatı artmaya devam etti. İthalat talebindeki zayıf görünüm ve özellikle turizmdeki güçlü seyirle de birlikte, net ihracatın büyümeye katkısı sürdü ve dış dengedeki iyileşme devam etti. Özetle, üçüncü çeyrekte yurt içi talep ve net ihracatın katkısıyla ekonomideki ılımlı toparlanma sürerken, işgücü piyasasındaki zayıf görünüm devam etti." değerlendirmesinde bulundu.
- "Ham petrol fiyat varsayımlarını aşağı yönlü güncelledik"
Murat Uysal, uluslararası ham petrol fiyatları ve ABD doları cinsinden ithalat fiyatları Temmuz Enflasyon Raporu varsayımlarının altında kaldığını belirterek, geçen süre zarfında arz yönlü olumsuz gelişmelerin devam etmesine karşın küresel ticaret ve büyüme görünümündeki zayıflama nedeniyle ham petrol fiyat varsayımlarını aşağı yönlü güncellediklerini, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin ABD doları cinsinden ithalat fiyatları varsayımını da petrol fiyatlarıyla uyumlu olarak aşağı yönlü güncellediklerini söyledi.
Orta vadeli tahminleri oluştururken dışsal olarak aldıkları bir değişkenin de gıda fiyatları olduğuna işaret eden Uysal, şunları kaydetti:
"İşlenmiş ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki olumlu gidişatla Temmuz Enflasyon Raporu’nda 2019 yılı sonunda yüzde 15 olacağını öngördüğümüz gıda enflasyonu varsayımını yüzde 10’a çektik. 2020 yılı sonu için ise gıda enflasyonu varsayımımızı yüzde 11 olarak koruduk. 2019 yılının ilk yarısında mali tedbir ve teşvikler ile kamu harcamaları kanalıyla iktisadi faaliyeti destekleyen maliye politikası, 2019 yılının üçüncü çeyreğinde vergi dışı gelirlerin katkısıyla destekleyici duruşunu sürdürdü. Önümüzdeki dönemde, kamunun iktisadi faaliyete olan ılımlı desteğinin zayıflayarak sürdüğü bir çerçeve esas aldık. Öte yandan, yılın üçüncü çeyreğinde tütün ürünleri enflasyonu sigara fiyatlarındaki yüksek artış nedeniyle Temmuz Enflasyon Raporu öngörülerinin üzerinde gerçekleşti ve 2019 yıl sonu enflasyon tahminindeki aşağı yönlü güncellemeyi sınırladı."
Uysal, tahminleri üretirken, makroekonomik politikaların orta vadeli bir perspektifle enflasyonu düşürmeye odaklı olarak koordineli şekilde belirlendiği bir görünümü esas aldıklarını belirterek, "Bu bağlamda, Yeni Ekonomi Programı çerçevesinde maliye politikasının ekonomideki dengelenme sürecine katkı verecek şekilde oluşturulmaya devam edeceğini ve kamu kontrolündeki yönetilen-yönlendirilen fiyat ve ücret ayarlamalarının büyük ölçüde enflasyondaki düşüş sürecini destekleyecek şekilde belirleneceğini varsaydık. Enflasyondaki düşüşün devamını önceliklendiren güçlü politika koordinasyonu, risk primi ve belirsizlik algılamalarındaki iyileşmenin devam etmesi açısından kritik önem taşımakta." diye konuştu.
(Sürecek)