FİNANS

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Enflasyonda sapmanın kalıcı olmasını beklemiyoruz

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, son dönemlerde petrol, hammadde ve temel gıda ürünlerindeki arz yönlü şoklar yaşandığını ifade ederek, bu nedenle oluşan sapmanın kalıcı olmasını beklemediklerine dikkat çekti. Şimşek, “Yeni arz şoklarının yaşanmayacağını varsayarak enflasyonun tekrar önemli bir düşüş trendine girmesi bekleniyor” dedi.

Dünya Bankası'nca düzenlenen Sürdürülebilir Büyüme konulu konferansa katılan Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası ile oluşturulan “Ülke İşbirliği Stratejisi’nin” rekabet gücü ve istihdam, beşeri ve sosyal kalkınma, kaliteli kamu hizmetinin sağlanması olmak üzere üç bileşen kapsamında yürütüleceğini söyledi. Strateji çerçevesinde yer alan proje ve programlar için önümüzdeki dört yıllık dönemde toplam 6.2 milyar dolar finansman sağlanmasının öngörüldüğünün ifade eden Şimşek, kredinin reel sektör ve ihracatın geliştirilmesine yönelik krediler ile enerji, sağlık, ulaştırma, altyapı gibi sektörlerde gerçekleştirilecek projelerde kullanılacağını kaydetti.

Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmeleri anlatan Şimşek, Türkiye’nin, büyüme, enflasyon, kamu maliyesi, dış ticaret ve bankacılık alanlarında önemli gelişmeler kaydettiğini söyledi. Türkiye’nin son altı yılda ortalama 6.8 oranında büyüdüğünü ifade eden Şimşek, bu süreçte büyümenin sürdürülebilir kılınması için önemli adımlar atıldığını dile getirdi.

“BÜYÜMEDEKİ YAVAŞLAMA GELİŞMİŞ ÜLKELERDEN KAYNAKLANIYOR”

Şimşek, “Düşen faiz oranları ve yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik düzenlemeler sonrasında olumlu beklentiler devam ediyor. Özel sektör yatırımlarının süreceği sinyalini veriyor” dedi.
Şimşek, uluslararası piyasalarda yaşanan dalgalanmalar ile artan belirsizlik ortamı nedeniyle küresel büyümeye ilişkin tahminlerin pek çok kuruluş tarafından aşağı çekildiğini vurgulayan Şimşek, küresel büyümede beklenen bu yavaşlamanın gelişmiş ülkelerden kaynaklandığını ifade etti.

“2007’DE ENFLASYON HEDEFE YAKIN

Enflasyonun da tek haneli düzeylere düştüğünü ifade eden Şimşek, şöyle konuştu: “Son dönemlerde petrol, hammadde ve temel gıda ürünlerindeki arz yönlü şoklar yaşandı. Bu nedenlerle oluşan sapmanın kalıcı olmaması bekleniyor. 2007 yılında gıda, enerji ve tütün ürünleri hariç TÜFE artış oranının yüzde 4.8 oluşu da enflasyonun düşüş trendindeki duraklamanın arz yönlü gelişmelerden kaynaklandığını doğruluyor. 2007 yılında temel eğilimin orta vadeli hedefe yakın seyrettiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Yeni arz şoklarının yaşanmayacağını varsayarak enflasyonun tekrar önemli bir düşüş trendine girmesi beklenmektedir.”

“PETROLDE BİR DOLARLIK ARTIŞ YILLIK 190 MİLYON DOLAR EK YÜK GETİRİYOR”

Borçların sürdürülebilirliğinin sağlanmasına yönelik ciddi adımlar atıldığını ifade eden Şimşek, faiz dışı fazlanın 2003-2006 döneminde yıllık bazda GSYİH’nin ortalama yüzde 5.1’i oranında gerçekleştiğini dile getirdi. Kamu net borç stoğunun GSYİH’ya oranın ise yüzde 30 seviyelerine gerilediğine işaret eden Şimşek, kamu açıklarının da yüzde 3’ün altına düşürüldüğünü kaydetti. Cari açığın en önemli riskler arasında yer aldığını vurgulayan Şimşek, 2007’de cari işlemler açığının GSYİH’ya oranın yüzde 5.8 oranında gerçekleştiğinin altını çizdi. Ham petrol varil fiyatındaki bir dolarlık artışın yıllık ham petrol ithalatını yaklaşık 190 milyon dolar, toplam enerji maliyetini ise 530 milyon dolar arttırdığına dikkat çeken Şimşek, enerji fiyat etkisi hariç hesaplanan cari açığın GSYİH’ya oranının ise yüzde 2.8 olduğunu belirtti. Cari açığın finansmanın kalitesinin arttığını dile getirerek, “Cari açığın, doğrudan yabancı sermaye girişleri gibi borç yaratmayan yatırımları ve özel sektörün orta-uzun vadeli dış kredileri ile finanse edilmesi, dalgalanmalara karşı hassasiyeti azalttı” dedi.

“ÖZELLEŞTİRMELER HIZ KESMEDEN DEVAM EDECEK”
Yatırım ortamının iyileştirildiğini dile getiren Şimşek, “Türkiye, Dünya Bankası’nın ‘Doing Business Raporu’na’ göre, 178 ülkenin iş ortamlarının sıralanmasında bir önceki yıla kıyasla 34 basamak yükseldi. Ayrıca, Türkiye; Çin, Hindistan, Mısır, Endonezya ve Vietnam ile birlikte hızlı reform yapan ülkeler arasında yer alıyor” diye konuştu.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nda yaptığı satışların da katıldığında özelleştirmeden elde edilen gelirin 40 milyar dolara ulaştığını belirten Şimşek, 2008 yılında köprü, otoyol, şeker fabrikaları, Halk Bank ve Türk Telekom olmak üzere özelleştirmelerin hız kesmeden devam edeceğini vurguladı.

Şimşek, yapısal reformların ve ekonomik performansın Türkiye’nin dış risklere karşı dayanıklılığının önemli ölçüde arttırdığına dikkat çekti.

“AİLELERİN DURUMLARI GEÇMİŞ DÖNEMLERE GÖRE DAHA İYİ”
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrick Zachau, Türkiye’de geçmiş dönemlere göre ailelerin durumlarının daha iyi olduğunu dile getirerek, bunun nedeninin sürdürülebilir büyüme olduğuna dikkat çekti. Kabul edilen yeni stratejide 9. Kalkınma Planı’nın dikkate alındığını belirten Zachau, Türkiye’nin yüksek sürdürülebilir büyüme, makroekonomik reformlar ile doğrudan yabancı sermayen yatırımları için daha cazip hale geldiğini söyledi. Zachau, sürdürülebilir büyüme için istihdamın, verimin ve eğitim düzeyinin artırılması gerektiğini kaydetti.

Canlı Borsa


En Çok Aranan Haberler