G20'de her ülke kendi yolunu çizecek
**G20 zirvesinden, büyümenin desteklenmesi ve bütçe açıklarının kısılması konusunda uzlaşı çıktı. G20 ülkeleri ekonomik toparlanma için kendi seçtikleri yolu izleyecek.
**
Dünya liderleri Kanada'nın Toronto kentinde dün sona eren G20 zirvesinde, bütçe açıklarını azaltmak ve bankacılık sistemlerini daha güvenli hale getirmek için ülkelerin kendi belirleyecekleri yolları izlemelerinde uzlaştılar.
Bu sonuç, ekonomik toparlanmanın ülkelere göre ne denli değişken ve hâlâ kırılgan olduğunu ortaya koydu.
ABD Başkanı Barack Obama, "Karşımızdaki sorunlar, ülkelerimiz gibi değişiklik göstermektedir. Ancak bir araya geldiğimizde, küresel ekonominin yaklaşık yüzde 85'ini biz temsil ediyoruz ve çağımızın en kötü ekonomik krizine karşı eşgüdüm içinde bir tepki geliştirdik" dedi.
G20'nin bundan önceki üç zirve toplantısında sağlanan uyumun tersine bu kez liderler, ülkelerin kendilerine uygun hızlarda ilerlemelerine ve "farklı ve kendisine özgü" politikalar belirmelerine razı oldular.
Grupta yer alan zengin ülkelerle gelişmekte olan ekonomiler, önceliklerinin farklı olduğunu ortaya koymakla birlikte, büyümeyi yavaşlatmadan, borçları 2013 yılına kadar yarıya indirmek ve kredileri tıkamadan bankaların riskli davranışlarını denetleme konularında birleştiler.
G20 ülkeleri, krizden çıkışın maliyetini kapatabilmek için bankalara vergi getirilmesi ve bankalara daha sıkı sermaye kuralları uygulanması gibi konuları ülkelerin kendi kararına bıraktı.
G20'nin Eylül ayında Pittsburgh'da yaptığı son toplantıdan bu yana Yunanistan'ın borç sorunu, odak noktasını ülkelerin kamu finansmanında ortaya çıkan hasarlara yöneltti. İngiltere ve Almanya da, Yunanistan, İspanya, İtalya ve diğer küçük Avrupa ülkeleri gibi harcamaları kısma planları hazırladılar.
ABD ise bu konuda acele edilmemesini, büyüme desteklerinin aniden kesilmesinin ekonomiyi çökertebileceğini savunuyordu. Avrupalı liderler, finansmandaki düzelmenin, büyüme için elzem olan güveni tesise edeceğine inanıyorlar.
Avrupalı yetkililer, G20'de bütçe açıklarının kısılması yönünde çıkan görüş birliğini, tüm ülkelerin Avrupa'nın bakış açısını benimsediği biçiminde yorumladılar.
Avrupa Birliği'nin yazılı açıklamasında, "AB Toronto'ya açık-seçik bir gündemle gelmişti. Zirvenin vardığı sonuç da Avrupa yaklaşımı çevresinde yaygın bir buluşma olduğunu gösteriyor" denildi.
BANKALARA ZAMAN TANINDI
G20 zirvesinde, bankalara küresel alanda daha sıkı kurallar benimseyebilmeleri için daha fazla zaman tanınması kararlaştırılırken, sağlanan bu olanağın toparlanmayı güvence altına alarak bankaların güçlenmesini sağlayacağı belirtildi.
Dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan 20 ülkesinin liderleri geçen yıl, 80 yıldan uzun süredir yaşanan en kötü krizinin tekrarlanmasını önleme çabaları kapsamında, 2012 sonuna kadar yeni bankacılık kuralları getirilmesini kararlaştırmışlardı.
Toronto'daki toplantıda G20 daha yüksek sermaye ve likidite seviyeleri oluşturulması için esnek bir zaman çizelgesi üzerinde anlaşma sağladı. Bunun, küresel resesyonun ardından hâlâ zor durumda olduklarını belirten bankalar için önemli bir rahatlama olacağı belirtiliyor.
Finansal İstikrar Kurulu (FSB) Başkanı Mario Draghi Toronto'da gazetecilere yaptığı açıklamada, yeni kuralların belirli bir tarihe yetişmesi uğruna zayıflatılması yerine, biraz daha gecikmesinin daha iyi olacağını söyledi.
Draghi, "Bu yeni düzenlemeler ve uygulama hızı piyasayı sarsmayacak ve toparlanmaya zarar vermeyecek; bunu sağlayacağız" dedi.
Japonya, Almanya ve Fransa gibi ülkelerle birlikte bankalar da, 2012 yılına kadar sıkı kurallara geçmenin bankaları çok büyük sermaye sağlama yükü altına sokacağı ve kredi verme yetenekleri ile ekonomik toparlanmayı tehlikeye atacağı görüşünü savunarak böyle bir karara karşı çıkıyorlardı.
