Resesyona yönelik beklentilerde daha kötümserleşme olduğunu geçen hafta görmeye başladık.
ABD ve Avrupa piyasalarında yaşanan sert düşüşlerin ardında resesyonun beklentilerden daha uzun ve daha derin olacağına yönelik düşüncelerin hakim olduğunu görmekteyiz.
Nitekim Almanya'da yayınlanan istatistik verisi ile Almanya ekonomisi yılın 3. çeyreğinde yüzde 0.5 oranında küçüldü. Almanya 2. çeyrek dönemde de yüzde 0.4 oranında küçülmüştü. Bu sonuçlarla birlikte Almanya'nın resesyona girmesinin yanında, Euro bölgesininde resesyona girdiği resmen açıklandı. Bunun ardından diğer ülkelerdeki gelişmeler zamanla ortaya çıkacak. Ancak dış ticaretinin yüzde 60-70'ini AB ülkelerine gerçekleştiren Türkiye için Euro bölgesinin küçülmesi ve bu küçülmenin ne kadar daha süreceğinin belli olmaması iyi bir haber değil. Buna paralel olarak Türkiye ekonomisinde de daralmanın devam etmesi beklenebilir.
Bunların dışında Ekim ayı makro ekonomik datalarının açıklanmaya başlanması piyasalarda dalgalanmalara neden olabilir. Ekim ayı verilerine önem veriyoruz çünkü, krizin psikolojik etkisinin en fazla yaşandığı ayın Ekim ayı olduğunu düşünüyoruz. Ekim ayı tüketim verileri, konut verileri, üretim verileri gibi veriler oldukça önemli olacak. Bununla ilgili olarak ABD Ekim ayı perakende satışlar verisi Cuma günü açıklandı. Oto hariç perakende satışlar yüzde 2.2 düşüş kaydetti.
Beklentiler yüzde 1.6 azalacağı yönündeydi. Beklentilerin oldukça altında bir gerileme yaşandı. Bunun gibi gelecek haftada önemli veriler beklenecek. Pazartesi günü ABD Sanayi Üretim verisi açıklanırken, Çarşamba günü yine Ekim ayına ait konut başlangıçları istatistikleri takip edilecek. Salı ve Çarşamba günü ise enflasyon dataları beklenecek. Ekim ayı datalarının ABD ekonomisindeki seyrini gelecek hafta daha net görebileceğiz. Gelen verilerin ekonomik resesyona yönelik beklentileri daha kötüleştirmesi durumunda yeni fiyatlamalar görebileceğimizi düşünüyoruz.
Bugüne kadar 4 yada 5 şiddetinde bir bozulmanın beklendi ve buna göre fiyatlamalar yapıldı. Ancak bozulmanın 7 şiddetinde oluşacağının görülmesi durumunda yeni fiyatlamaların yaşanması anormal olmaz. Bu durumda yeni dipler zorlanabilir. Ancak bu konuda şu anda bir öngörüde bulunmak yanlış olacaktır.
Türkiye cephesine bakıldığında ise Kapasite Kullanım Oranlarında 6.4 puan azalmayla yüzde 76.7 seviyesine gerilemiş olması ve Sanay üretim endeksinin yüzde 5.5 gerilemesinin yanında ek olarak yeni gelişme S&P'nin kredi notu görünümümüzü durağandan negatife düşürmesi eklenebilir. Krizin etkilerinin adım adım hissedilmeye başlandığı süreçte, IMF ile anlaşmanın öneminin daha fazla yükseldiğini düşünüyoruz. dünya Bankası Türkiye Direktörünün bile Türkiye'nin 2009 yılı dış finansman ihtiyacından bahsettiği ortamda, buna yönelik alınacak önlemler ve atılacak adımlar büyük önem kazanıyor.
G-20 toplantısında ülkeler krize karşı alınacak önlemlere yönelik ortak hareket planı açıklarken, Türkiye, IMF ile anlaşma konusunda çok yakın olduğunu açıkladı. IMF ile anlaşma ihtimalinin yükselmesi piyasalarda olumlu algılamalar yaratabilir. Aynı zamanda global resesyon beklentilerinin piyasalar üzerindeki etkili olmasını bekliyoruz.