**Global Menkul Değerler Araştırma Bölümü ve Ulusal Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emre Yiğit tarafından hazırlanan Makroekonomik Değerlendirme ve Ocak ayı Strateji raporları yayımlandı.
**
Global Menkul Değerler, raporlarda İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) senenin özellikle ilk yarısında yukarı doğru hareketine devam edeceği ve gösterge İMKB-100 endeksinin 67,500'ü aşabileceği görüşlerine yer verdi.
Raporlarda özet olarak şu ifadeler kullanıldı:
"2010 yılı için ekonomik beklentilerimiz, özellikle Türkiye için gayet olumludur.
Göstergeler Türkiye'nin 'Büyük Resesyon'dan çıktığını müjdeliyor. Tahminlerimizi en son endüstriyel veriler ve inanılmaz derecede zayıf olan 2009'un birinci yarısının baz etkisine göre revize ettik. Çift dip kaygılarının abartılı olduğuna inanıyoruz. Dünya ekonomilerindeki toparlanma ve Türkiye'deki ekonomik gelişmeler tahminlerimizi tamamen revize etmemize neden olmuştur.
2010 gayrisafi yurtiçi hasıla büyüme rakamı tahminimizi %6.2ye yükseltiyoruz. İncelemelerimiz bunun piyasadaki büyüme tahminlerinin ortalama olarak 1 ½ standart sapma üstünde olduğunu ve en yüksek büyüme tahmin rakamı olduğunu gösteriyor. 2010 yılının ilk çeyreğinde büyüme rakamının baz etkisi nedeniyle %11 olacağına, bunu izleyen çeyreklerde büyüme sürekliliğinin, tüketim harcamaları ve sermaye yatırımları tarafından sağlanacağına inanıyoruz.
2010 için konsensustan çok daha iyi olan ekonomik büyüme beklentimiz, beklenenden çok daha iyi bütçe geliri sağlanacağını göstermektedir, özellikle dolaylı vergileri kaleminde. Her ne kadar bir seçim harcamaları arttırırsa da, vergi gelirleri daha hızlı artacaktır. Bütçe açığı tahminimizi 48.8 milyar TL den 40.8 milyar TL ye düzelttik (GSYİH'nin %3.9 ve hükümetin kendi tahmininden yaklaşık 10 milyar TL daha olumlu). Kamu borcunun yükselen trendi duracak; GSYİH'nin %50sine tekabül eden brüt kamu borcu 2010 sonunda %49a düşecek ve bundan sonra hızlanan bir hareketle iyileşecektir.
Büyümedeki keskin dönüş, emtia fiyatlarında mütevazı bir artış ile birleştiğinde ödemeler dengesinde kötüleşmeyle sonuçlanacaktır. 2010 cari işlemler açığı tahminimizi 15.2 milyar dolardan 24.6 milyar dolara yükselttik (GSYİH %3.4). Ancak, iç faiz oranlarındaki hızlı düşüşe rağmen, Türk lirası doğrudan yabancı yatırımlar ihtimal dahilindeki IMF desteğiyle güçlü seyir izleyecektir. Hükümetin ve özel sektörün düşük borçluluk düzeyi ve Türk bankalarının kuvvetli konumu sonucu 2010daki ekonomik toparlanma 2011de de devam edecektir.
2009da enflasyon, talep yetersizliği, düşük enerji fiyatları ve dalgalı kurun etkisiyle sınırlı kaldı. 2010da bu değişecektir. TÜFE yılın büyük bir kısmında %8.5 seviyelerinde seyredecektir ama sene sonuna doğru %7.5a inebilir. Eylülden itibaren kademeli 150 bp faiz artırımı bekliyoruz. Merkez bankasının almış olduğu diğer önlemleri adım adım azaltmasının ekonomi ve piyasayı olumsuz etkileyeceğini sanmıyoruz.
Türkiye ve IMF eninde sonunda bir anlaşmaya varacaktır. Müzakereler 15 ay önce başladı ve hükümet bu konudaki tutumunu biraz değiştirmiştir. Başbakan artık destekleyici görünmektedir. Tahminlerimizi bir anlaşma ihtimali üzerine kurmuyoruz çünkü 2008 Ekiminden beri bu konuda piyasanın yanlış yönlendirildiği kanaatindeyiz ve aynı hataya tekrar düşmek istemiyoruz. En iyi senaryoda bir genel seçim öncesi sigorta olarak IMF ile anlaşılmasını bekliyoruz.
Bu gelişmelerin piyasalara etkisinin olumlu olacağına, zaten diğer piyasalara nazaran daha cazip bir değerleme-büyüme oranına sahip İMKB'nin senenin özellikle ilk yarısında yukarı doğru hareketine devam edeceğine inanıyoruz. Yıl içine 67,500i aşabilecek İKMB-100 endeksinin, yıl sonuna doğru, seçim harcamalarındaki artış ve belirsizlik olasılığı ile birlikte ekonomik nispi yavaşlama ile 60,000e doğru çekileceğini öngörüyoruz.