Jack Gage
LEGO'ların, Nokia'nın ve 18. yüzyılın siyasi ekonomisti Adam Smith'in ortak noktası nedir? Üçü de, Danimarka’nın neden iş yapmak için dünyanın en iyi ülkesi olduğunu gösteriyor.
1776’da The Wealth of Nations’ın basılmasından yirmi yıl önce, Smith şöyle demişti: "Bir devleti en aşağı barbarlıktan en yüksek zenginliğe taşımak için barış, hafif vergiler ve hoşgörülü bir adalet idaresinden başka pek az şey gereklidir: gerisi, işlerin doğal seyrinde kendiliğinden gelecektir."
Smith’in reçetesine uymayı kolay gösteren bir sistem varsa bu, düşük enflasyon, düşük işsizlik ile girişimcilik ve daha düşük vergilere yapılan vurgunun bir karışımından oluşan Danimarka ekonomisidir. Bu özellikler, yenilikçilik ve teknolojik gelişimden aldığı yüksek notlarla birleşerek Danimarka’yı üçüncü yıllık İş Yapmak İçin En İyi Ülkeler sıralamamızın (eski adıyla Forbes Sermaye Konukseverliği Endeksi) zirvesine çıkarıyor.
[**Resimlerde: İş Yapmak İçin En İyi Ülkeler
[**Resimlerde: Avrupa’nın En Çok Sermaye Çeken Ülkeleri
[**Resimlerde: Dünyanın En Mutlu Yerleri
[**Derinlemesine: Avrupa’nın En İyi Ve En Kötü Emlak Piyasaları
[**Derinlemesine: İşsizlik Maaşı Konusunda Dünyanın En İyi Yerleri
En iyiyi bulmak için, serbest ve adil seçimlere katılma hakkı ya da ifade ve örgütlenme özgürlüğü gibi kişisel özgürlüklerin derecesine odaklanarak, 120'den fazla ulusal ekonomideki iş ortamını analiz ediyoruz.
Yatırımcı koruma, kurumsal suç davalarında küçük hissedarların aldığı tazminatı izlerken, yolsuzluk başlığı kurumsal varlıkların kişisel çıkar amacıyla benzer şekilde kullanılmasının sayısına ve sıklığına bakıyor. Serbest ticareti ve düşük enflasyonu destekleyen ekonomi politikalarıyla birlikte, bu temel noktalar ülkelerin sermaye yatırımı için uygunluğu konusunda bir fotoğraf ortaya koyuyor.
2008 listesinin zirvesindekiler: Geçen yıla göre üç sıra yükselen Danimarka, İrlanda (19 sıra yükselerek 2. sıraya yerleşti), Finlandiya (dört sıra yükselip üçüncü oldu), ABD (Üç sıra düşüp dördüncülüğe geriledi) ve İngiltere (beş sıra yükselerek beşinciliğe yerleşti). İrlanda, Estonya (10. sırada, 24 sıra yükseldi) ve Suudi Arabistan (47. sırada, 37 sıra yükseldi) gibi büyük mesafe kat eden ülkelerde, sınırları içinde iş yapmayı uman girişimcilerin önüne fazla bürokratik engel çıkarmıyor.
İlaç şirketi Shire (nasdaq: SHPGY - haberler - insanlar) bu yılın Nisan ayında İngiltere’den İrlanda’ya taşınan en son şirket olurken, işletmeler İrlanda’nın kurumsal kârlar üzerindeki düşük vergi avantajından yararlanmaya devam ediyor. EBay’e bağlı iletişim şirketi Skype’ın merkezi, Baltık bölgesinde yeni bir teknoloji merkezi olarak ortaya çıkan Estonya'da bulunuyor.
Artan petrol ihracatından dolayı yüksek enflasyona rağmen Suudi Arabistan, piyasalarındaki eşitsizlikleri ortadan kaldırdı ve bir petrol devletinden Orta Doğu’da bir yatırım merkezine dönüşürken yatırımcı haklarını genişletti.
Hindistan (64. sıra, 13 sıra geriledi) ve Çin (79. sıra, iki sıra geriledi), siyasi istikrarsızlığın kişisel özgürlüklerin artmasını engellemesiyle bu yılki sıralamada düştü. Gıda ve diğer emtia fiyatlarından kaynaklanan yüksek enflasyon ile birlikte girişimciler üzerindeki yüklerin artması, dünyanın nüfusu en fazla ülkelerini yatırım yapılacak ülkeler sıralamasında geri bıraktı.
Almanya (21. sıra, dokuz sıra geriledi) ve Fransa (25. sıra, dokuz sıra geriledi) gibi gelişmiş ülkelerde, bankacılık sektöründeki skandallar ve girişimcilerin önüne çıkarılan daha zor engeller, düşüşe neden oldu. Bu arada, başkan Lech Kaczynski ve başbakan Mirek Topolanek gibi bürokrasi karşıtı liderler sırasıyla Polonya (33. sıra, altı sıra yükseldi) ve Çek Cumhuriyeti (29. sıra, değişmedi) gibi Avrupa’nın daha küçük katılımcılarında daha ticaret dostu reformları başarıyla gerçekleştiriyor.
En büyük düşüşlerden biri, bir Ekonomi ve Para Politikası Konseyinin bu yılın başında dünyanın ikinci büyük ekonomisindeki sorunları tespit ettiği Japonya’dan (24. sıra, 21 sıra geriledi) geldi. Diğerlerinin yanı sıra, konseyin raporu ülkenin yüzde 40 olan kurumlar vergisinin bölgedeki rakipleri Hong Kong’da yüzde 17.5 ve Güney Kore’de yüzde 25 olan oranlara kıyasla rekabetçi olmadığını belirtiyor.
Yabancı yatırıma uygulanan eski dönemlerden kalma kısıtlamalar da endişe verici. Yabancı yatırımcıların Japon şirketlerinde kontrol edici oranda hisse satın almalarını engelleyen karşılıklı hisse uygulaması, doğrudan yabancı yatırımın 2006’nın Gayrisafi Yurtiçi Hasılasında toplam yüzde 2.5 payı olmasının yalnızca bir nedeni. Bu oran ABD’de yüzde 13.5 ve İngiltere'de yüzde 40.
Heritage Foundation, Dünya Ekonomik Forumu, Dünya Bankası, Transparency International, Freedom House, Deloitte Tax, ABD Ticaret Odası ve CIA tarafından yapılan ekspertiz, araştırma ve yayımlanan raporlar, söz konusu ülkelerin sosyoekonomik göstergeleri hakkında önemli analizler sağladı.