**Yılmazlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Reyiz Yılmaz, İsrail mahkemesinin ticari olmayan, siyasi sebeplerle şirket hesap ve alacaklarına el koymasına yönelik, “Bizimle ilgili olmayan bir gerekçeyle şirket hesaplarına el konulması dünya siyasi ve ticaret tarihinde ilktir. Biz mücadelemizi vereceğiz, pazar günü yargıç konuyu tekrar değerlendirecek” dedi.
**
Gerekçenin tamamen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tutumuyla ilgili olduğunu ifade eden Yılmaz, “Sayın Başbakan'ın bu konuda bir açıklama yaparak bizim mağdur edilmeyeceğimizi, İsrail'in bu tutumunun karşılıksız kalmayacağını beyan ederek, yanımızda durmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Yılmaz, düzenlediği basın toplantısında, İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin Başbakan Erdoğan'ın Davos'taki “one minute” çıkışından sonra belli bir gerginlik sürecine girdiğini hatırlatarak, bu süreçte İsrail Hükümeti'nin İsrail'de faaliyette olan firmalara karşı çeşitli yaptırımları zaten uyguladığını anlattı.
TÜRKLERDEN KELLE VERGİSİ
Bunlardan bir tanesinin Türklere özel, “kelle vergisi” adı altında Türkiye ve İsrail arasındaki ikili anlaşmaya aykırı alınan vergi olduğunu kaydeden Yılmaz, ayrıca İsrail'den proje alan Türk firmalarının projelerinde istihdam etmek istedikleri Türk iş gücüne kota uygulaması getirildiğini söyledi.
Son olarak Mavi Marmara Gemisi'nin İsrail'e Gazze ablukasını delmek üzere yola çıkmasından ve 9 Türk vatandaşının hayatını kaybetmesinin ardından İsrail ile Türkiye arasındaki gerginliğin hat safhaya ulaştığını belirten Yılmaz, Mavi Marmara Gemisi olayından 3 gün sonra, firmalarının 2001 yılında teslim ettiği 6 binadan birinin tavanından sıva dökülmesi nedeniyle İsrailli Mishhav firmasının kendileri hakkında dava açtığını anlattı. İsrail Mahkemesince dava da kabul edilen gerekçeyi açıklayan Yılmaz, şunları söyledi:
“Mishhav şirketinin mahkemeye sunduğu beyanın 49. maddesinde, Türk hükümeti ve Başbakan'ın İsrail'e karşı agresif tutumu iki ülke arasında geniş bir şekilde medyada görüldüğü gibi problemli bir noktaya getirmiştir. Bunun geleceği de netliğini kaybetmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı İsrail'in en iyi dostlarından birini kaybetme yolunda olduğunu medyaya göstermiştir, son günlerdeki olaylar, Türkiye'den Gazze'ye çıkartılan gemiler bugünkü durumu daha da kötüye sürüklemektedir ve bugünkü durumu en düşük seviyeye getirmiştir. Bu sebepten dolayı Yılmazlar İnşaat Şirketi İsrail'deki faaliyetlerine devam edemeyeceğini düşündüğümüz için mahkemeyi kazandığımızda alacağımızı temin edemeyeceğimizden Yılmazların hesaplarına el konulmasını talep ediyoruz.”
Yılmaz, ticari anlaşmanın içerisinde, mahkeme kararının gerekçesinde Türk Başbakanının söylemlerinin, Mavi Marmara Gemisi'nin ne işi bulunduğunu anlamadığını kaydeden Yılmaz, tüm bunların kararın siyasi olduğunu ortaya koyduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
“Biz İsrail tarafıyla nasıl mücadele verileceğini çok iyi biliyoruz, bizi üzen olay şudur: Bu mesele dün basına yansıdı. Konunun bizimle hiçbir alakası yoktur, gerekçenin bizimle alakası yoktur. Gerekçe tamamen Sayın Başbakanın tutumuyla ilgilidir.Sayın Başbakan'ın bu konuda bir açıklama yapmasını ve bizim mağdur edilmeyeceğimizi, İsrail'in bu tutumunun karşılıksız kalmayacağını beyan edip bizim yanımızda durmasını bekliyoruz. Şu ana kadar Sayın Başbakanımızı dün 3-4 kez aramamıza rağmen, bir cevap alabilmiş değiliz. Bu kavgayı Sayın Başbakan başlattı. Bizim bu kavgada ticaretimizin yeri yoktur. Fakat biz Sayın
Başbakanımıza böyle bir zararla karşı karşıya olmamıza rağmen sahip çıkıyoruz. Sayın Başbakanımızdan da Ak Parti hükümetinden de aynı tavrı bekliyoruz.
Bizimle ilgili olmayan bir gerekçeyle şirket hesaplarına el konulması dünya siyasi tarihinde ve dünya ticaret tarihinde ilktir. Biz mücadelemizi vereceğiz, Pazar günü yargıç konuyu tekrar değerlendirecek.”
“TAZMİNAT DAVASI AÇTIK”
Yılmaz, şikayette bulunan şirkete karşı kendilerinin de 6 milyon dolarlık tazminat davası açtıklarını, İsrail hükümetine de karşı dava açtıklarını belirterek, şöyle konuştu:
“Avukatlarımızın İsrail hükümetine, İsrailli yargıca beyanı şudur: O halde Türk hükümeti de Türkiye'de faaliyet gösteren yüzlerce İsrailli şirketin hesabına el koyması mı gerekiyor? Böyle bir yaklaşımla bu karar alındıysa, bu İsrail Hukukuna göre de ticaret hukukuna göre de uluslararası ilişkilerdeki hukuka göre de yanlış, art niyetli, siyasi. İsrailde iş yapan başarılı bir firma üzerinden ekonomik yaptırım ortaya koyan siyasi bir karar. Türk hükümeti de aynı kararı alma hakkına sahip değil midir diye avukatlarımızın beyanı var. Pazar gününe kadar hesaplarımızı ve alacaklarımızı bloke etmiş durumdalar.
Bu süre içinde Sayın Başbakanımızın bir adım atmasını talep ediyoruz, bekliyoruz. Burada zarar gören taraf olmamıza rağmen, sonuna kadar Sayın Başbakanının açıklamalarının yanında ve arkasındayım. Sayın Başbakanımızdan da gerekçesi kendisi ve siyaseti olan bu yanlı kararda şirketimizi yalnız bırakmayacağını, orada çalışanların mağdur edilmeyeceğini göstermesini bekliyorum.”
“İSRAİL, SİYASİ RÖVANŞ PEŞİNDE”
İsrail'in siyasi bir rövanş peşinde olduğunu ifade eden Yılmaz, “Sayın Başbakanın kararlılığına devam etmesinden yanayım ama sadece sözde değil, icraatta da ortaya koyması lazım. Biz sadece konuştuk, İsrail'de bundan cesaret alıyor, hiçbir yaptırımda bulunmadık, İsrail'e karşı. İsrail bundan kendisine artı çıkartıyor. İsrail din devletidir, yapılacak şey kısasa kısastır” dedi.
Bir soru üzerine Yılmaz, şu an İsrail'de devam eden birçok işlerinin bulunduğunu, 400 milyon dolar kapasiteli projelerin hala devam ettiğini söyledi.
Yılmaz, bir başka soru üzerine de 4 projede, 15-20 milyon dolarlık bloke konulduğunu ancak, her şeye rağmen İsrail'den çekilmeyi düşünmediklerini kaydetti.