Kredi kartlarıyla ödeme gücünün üzerinde alışveriş yapan ABD'liler, hem kendilerini hem de bankaları çıkmaza soktu. Amerikan kredi kartı işletmelerinin kaybının 82 milyar doları aşması bekleniyor.
Kredi kartları, ABD’de yıllarca rahat bir alışverişin olmazsa olmazıydı. Ay boyunca istenen her şey satın alınıp, ay sonunda belli bir miktarda ödeme yapılıyordu. Bu, yıllardır ABD'de alışılagelmiş bir durumdu. Ancak tüm dünyayı saran mali ve ekonomik krizle birlikte durum değişti. Artık çoğu insan para sıkıntısı içerisinde, pek çok kişi işini kaybetti ve kredi kartı borçları da ödenemez durumda. Müşterilerine kredi kartı sunan bankalar ve finans kuruluşları da büyük kayıplar yaşıyor.
Amerika’daki dükkân, mağaza ya da alışveriş merkezlerindeki kasaların çoğunda, müşteri tarafında küçük bir makine yer alıyor. Müşteri, kredi kartını satış görevlisine veriyor, kart okuması için makineye takılıyor, kısa bir süre bekleniyor ve şifre de yazıldıktan sonra işlem tamam. Çok kolay ve hızlı bir şekilde ödeme gerçekleştiriliyor. Alışveriş yapan bir ABD’li şöyle konuşuyor:
"Kredi kartını sık sık kullanmaya çalışıyorum. Bu sayede nakit paramı bir kenara ayırıp, daha sonra ödeme yapabiliyorum. Yiyecek, dışarıda eğlenmek ya da alışveriş... Yani mümkün mertebe her şeyi kartla ödüyorum."*****
ÖDEME GÜCÜNÜN ÜSTÜNDE ALIŞVERİŞ
Son yıllarda çoğu Amerikalı kredi kartıyla ödeme yapıyor. Ancak kredi kartı uzmanı John Ulzheimer, bunun tek nedeninin kartla çok daha kolay ve rahat bir şekilde ödeme yapılması olmadığını söylüyor:
"Amerikalılar, aslında standartlarının çok üstünde bir yaşam sürmek için de kredi kartı kullanıyor. Bu çok da akıllıca değil. Pahalı giysiler satın alıyor, pahalı kulüplere gidip, pahalı şeyler alıyorlar. Oysa ki tüm bunlar, gerçek alım güçlerinin çok üzerinde.”
BORÇLAR ÖDENEMİYOR
Aslında bu, ekonomik kriz dönemlerinde çok kötü neticeleri olabilecek bir yaşam tarzı. Pek çok Amerikalı kötü durumdaki konjonktür ve mali krizi dolayısıyla, artık kredi kartı borçlarını ödeyemeyecek hale geldi. Çoğu işini kaybetti ve şimdi sadece yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Bir ABD’li şunları söylüyor: "Pek çok insan işsiz. Yiyecek ya da benzin gibi acil ihtiyaçları giderebilmek için kredi kartına gerek duyuyorlar. Çoğu, kredi kartları sayesinde hayatta kalabiliyor.”*****
82 MİLYAR DOLARLIK KAYIP BEKLENTİSİ
İnsanlar, emlak fiyatlarının düşmesi nedeniyle artık sahip oldukları mülkleri de bir garanti olarak göremiyorlar. Kredi kartı uzmanı Ulzheimer, ayrıntıları şöyle açıklıyor:
"Evlerin değerleri artacağına azalıyor. Ev sahipleri artık gayrimenkulden kâr sağlayamıyor. Kredi kartı borçlarını ödeyebilmek için gayrimenkuller kullanılamıyor. Hal böyle olunca da büyük miktarlarda kredi kartı borcu olan müşteriler, güvence altında olmayan gayrimenkuller ve artan oranda işsizlik gibi bir tablo karşımıza çıkıyor. Tüm bunlarsa felakete neden oluyor. Sadece müşteriler değil, aynı zamanda bankalar için de bir felaket bu.”
Amerikan Merkez Bankası’na göre, ABD’nin en büyük 19 bankası, kredi kartı işletmelerinin 2010 yılında kadar yaklaşık 82 milyar dolar kayıp yaşayacağını tahmin ediyor. Yani 900 milyar doları bulan toplam kredi kartı borç miktarının onda biri kadar. 82 milyar dolarlık kayıp, mali kriz nedeniyle kaybedilen 1,5 trilyon dolarla kıyaslanınca devede kulak gibi görünse de bu oranın büyük bir Amerikan finans kuruluşunu, kolaylıkla iflasa sürüklemeye yeteceği belirtiliyor.*****
AVRUPA'DA DA ENDİŞE KAYNAĞI
Peki, ABD’de bunlar yaşanırken Avrupa’da neler oluyor? Avrupalı bankaları asıl endişelendiren, işletmelere verilen kredilerin geri dönmeme riskinin giderek artması. Kredi kartı borçları ABD’deki kadar büyük kaygı uyandırmıyor. Çünkü Avrupa’da daha sıkı kurallar mevcut. Mastercard Almanya’nın yöneticisi Peter Ehmke, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde Amerika'dakine benzer bir sorunun yaşanmasına pek ihtimal vermiyor:
"Kredi kartları açısından Avrupa'da böyle bir sorun görmüyorum. Bunun nedeni, Avrupa ve ABD arasındaki yapısal farklılıklardan kaynaklanıyor. Ortalama bir Amerikan vatandaşın üç ila beş kredi kartı mevcut ve bunları gerçekten de kullanıyor. Amerikalılar günlük harcamalarını kredi kartlarından karşılıyor. Almanya'da ise durum böyle değil.”