Şirket kredilerinden, mortgage kredilerine kadar dünya çapında 150 trilyon dolarlık finansal ürün için "referans faiz" olarak uygulanan libor faizleri yeniden yükselişe geçti. Şu anda ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz oranları ile Londra'da 16 banka tarafından belirlenen ortak faiz oranı libor arasındaki spread farkı 77 baz puan. Ocak ayında bu fark 53 baz puandı. Farkın aralık ayı ortasına kadar 88 baz puana fırlayacağı öngörülüyor.
Referans Gazetesi'nin haberine göre, Türk bankaları ve şirketleri dünya piyasalarından daha çok libor faiziyle borçlanıyor. Libordaki yükselişle maliyeti artan Türk şirketleri liborun daha da yükselmesi durumunda ağır bir kredi maliyeti yüküyle karşı karşıya kalabilir.
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Aykut Demiray Türkiye'de de gösterge kağıtların faizlerine bakıldığından son dönemde libor faizleri ile arasındaki spread farkının 5 ila 6 puan kadar açıldığını vurguladı. Bu farkın açılmasını Türkiye'ye sendikasyon maliyetlerindeki artış şeklinde yansıyacağını belirten Demiray, "Türkiye'de bankaların borçlanması zorlaşıyor diyebiliriz" şeklinde konuştu.
4Cast Gelişmekte Olan Piyasalar Analisti Nicholas Kennedy ise, "Libor faizleri yıl sonuna kadar yükselmeye devam edecek, bankaların ancak tüm zararları netleşirse bir şeyler düzelebilir ki bunu öngörmek çok zor" dedi.
2007 yazında başlayan kriz sonrası birbirine borç veremez hale gelen bankalar libor faizlerindeki yükseliş karşısında tetikte. Uzmanlar libor'un yeniden rekor seviyeleri zorlayacağını iddia ediyor. Bu öngörü gerçekleşirse Türk bankalarının sendikasyon maliyetleri yükselebilir. Bankacılık sektörünün son yıllarda gördüğü en ciddi kredi sıkışıklığının yaşandığı geçen yazdan bu yana para piyasalarındaki gidişatın en iyi göstergesi olarak kabul edilen libor oranlarında son dönemde yaşanan yükseliş bankalar arasında bir borçlanma krizinin yeniden kapıya dayandığının sinyalini vermeye başladı.
Şirket kredilerinden mortgage kredilerine kadar dünya çapında 150 trilyon dolarlık finansal ürün için "referans faiz" olarak uygulanan libor faizlerinin 2007'nin son dört ayında yaşanana benzer bir tablo ile karşı karşıya olduğu iddia ediliyor. Uzmanların tahminleri ise bankaların verdikleri kısa vadeli borçlar karşılığında talep ettikleri libor faizlerin geçen senekine benzer rekor seviyelere yeniden fırlayacağı yönünde.
Kriz başladı başlayalı dolar libor sisteminin ABD piyasalarındaki durumu iyi yansıtmadığı yönünde eleştiriler ve bu sistemin değiştirilmesi yönündeki baskılar artıyordu. Son dönemde merkez bankaları tarafından belirlenen gecelik faiz oranları ile bankalar arası borçlanma oranını gösteren 3 aylık libor oranı arasındaki spread farkı iyice açılmaya başlamıştı. En son nisan ayının ortasında spread farkı 77,5 baz puana kadar fırlamış, para piyasalarında ikinci bir krizin yolda olduğu tartışmaları yeniden alevlenmişti. Londra'daki 16 büyük banka tarafından belirlenen ve uluslararası kredi işlemlerinde gösterge olarak kullanılan 3 aylık libor faizi, bankaların birbirlerine borç verebilmek kabiliyetini belirliyor.
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Aykut Demiray'a göre ise libor faizlerindeki yükseliş zaten kriz başladığından beri devam ediyor. Bunun çok yeni bir gelişme olmadığını ve son dönemde libor faizlerindeki çıkışın piyasalardaki güven eksikliği ile ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz artıracağı beklentilerinden kaynaklandığını söyleyen Demiray "Bernanke'nin son konuşması böyle bir izlenim verdi ancak biz FED'den bir faiz artırımı beklemiyoruz. Bernanke'nin açıklamalarında zaman zaman enflasyon zaman zaman büyüme ön plana çıkacak" dedi.
Demiray, Türkiye'de de gösterge kağıtların faizlerine bakıldığından son dönemde Libor faizleri ile arasındaki spread farkının 5 ila 6 puan kadar açıldığını vurguladı. Bu farkın açılmasını Türkiye'ye sendikasyon maliyetlerindeki artış şeklinde yansıyacağını belirten Demiray, "Türkiye'de bankaların borçlanması zorlaşıyor diyebiliriz" şeklinde konuştu. Referans'a konuşan 4Cast Gelişmekte Olan Piyasalar Analisti Nicholas Kennedy de bunun yeni bir kredi sıkışıklığı olmadığını, mevcut trendin devam ettiğini savunuyor. Kenndey "Reel ekonomiden gelen kötü sinyallerin belirginleşmesi karşısında yatırımcı endişesi artıyor, bu da faiz spreadlerinin açılmasına neden oluyor" dedi.
"Libor faizleri yıl sonuna kadar yükselmeye devam edecek, bankaların ancak tüm zararları netleşirse bir şeyler düzelebilir, ki bunu öngörmek çok zor" diyor.
ABD'de kriz başladığından bu yana yaptığı açıklamalarla dikkat çeken ABD Merkez Bankası (FED) eski başkanı Alan Greenspan, geçen haziran ayında yaptığı bir açıklamada Libor faizleri ile gecelik swap faizleri arasındaki spread farkındaki gelişmelerin piyasaların normale dönüp dönmediğine işaret etmesi açısından takip edilmesi gerektiği yönünde bir uyarıda bulunmuştu. Bu spread farkının 25 baz puana kadar daralmasının olumlu bir gelişme olacağını söyleyen Greenspan'in görüşüne karşın şu an için bu farkın 2010 yılının haziran ayına kadar bile gerçekleşemeyeceği düşünülüyor. Spread farkı krizin patlak verdiği 2007 yılının ağustos ayına kadarki 10 yıllık dönemde ortalama olarak 11 baz puan seviyelerinde dolanıyordu.
Yani bankalar arası borçlanma imkanı çok daha rahattı. Libor faizinde yükselme şirketlerin kârlılığını olumsuz etkilediği gibi bireylerin de harcamalarını dolaylı yoldan bozduğu için önemsenen bir gelişme. Küresel piyasalarda yaklaşık 3 trilyon dolar büyüklüğündeki banka kredisine libor faizi uygulanıyor. Aynı şekilde dünya çapında toplam 150 trilyon tutarındaki finansal kontrat da libor faizine bağlanmış durumda. Libor oranlarının gidişatı merkez bankalarının faiz kararları üzerinde de etkili. Geçen aylarda bankalar likide sıkışmış görünmemek için borçlandıkları faiz oranlarını gerçeğinin altında gösterinde libor faizleri ile bankaların faizleri arasındaki spread farkı anormal derecede açılmış, libor faizinin hesaplanma yönteminin değiştirilmesi gündeme gelmişti.