(Ayrıntılarla güncellendi)
Deniz Kılınç / İstanbul, 31 Ekim (DHA) - Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon tahmini, Temmuz ayındaki yüzde 13.4'ten yüzde 23.5'e yükseldi.
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın açıkladığı, yılın son Enflasyon Raporu'nda, 2019 yılı sonu tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) tahmini yüzde 9.3 düzeyinden yüzde 15.2'ye, 2020 yılı sonu TÜFE tahmini de yüzde 6.7'den yüzde 9.3'e yükseltildi.
Raporda, 2018 sonunda gıda enflasyonu tahmini de yüzde 13 düzeyinden yüzde 29.5 düzeyine yükseltildi.
Çetinkaya, "Tühminleri küresel risk iştahında bozulma olmayacağı öngörüsüyle yaptık" dedi.
Sunumda, "Kurdan enflasyona geçiş bundan sonra sınırlı olur" diyen Çetinkaya, "Enflasyonun hedeflere yönelmesi için elimizdeki tüm araçları kullanacağız" dedi.
Maliyet baskılarının "enflasyonun seyri üzerinde etkili" olduğunun altını çizen Çetinkaya, "Akaryakıtta eşel mobil sistemi baskıları sınırladı" dedi ve ekledi:
"Tüketici enflasyonu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 24.5 seviyesine ulaştığı Türk lirasının bu dönemde yüzde 37 civarında değer kaybetmiş olması enflasyondaki yükselişin en önemli belirleyicisi oldu.
Yıllık enflasyondaki artışın alt gruplar geneline yayılması ve döviz kuru geçişkenliği görece düşük olan ürün gruplarında bile yüksek fiyat artışları kaydedilmiş olması fiyatlama davranışının belirgin bir şekilde bozulduğuna işaret etmektedir.
"Bu gelişmede döviz kurlarında yükselen oynaklığın enflasyon belirsizliğini arttırması döviz kurundan tüketici enflasyonuna geçişkenliğin güçlenmesi ve geçmiş enflasyona endeksleme eğiliminin yaygınlaşması belirleyici oldu.
"İş talep koşulların üçünü çeyrek itibariyle enflasyonu düşürücü yönde etkilemesine karşın turizmdeki olumlu görünümün sürmesi, bu sektördeki bağlantısı güçlü kalemlerde fiyat artışlarına neden oldu.
"Ayrıca üretici enflasyonu kaynaklı mali baskılar da tüketici enflasyonu üzerinde belirleyici olmaktadır.
"İktisadi faaliyet yılın ikinci çeyreğinde yavaşlamakla birlikte temmuz enflasyon raporunda öngörülenden bir miktar daha kuvvetli gerçekleşti.
"İkinci çeyrekte yurt içi talepteki zayıflamaya bağlı olarak ithalatın gerilemesi ve turizmdeki toparlanmanın güç kazanmasıyla net ihracat dönemlik büyümenin temel belirleyicisi oldu.
"Döviz kurlarındaki yüksek oynaklık belirsizlik algılamalarındaki bozulma ve finansal koşullardaki sıkılaşma nedeniyle iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın üçüncü çeyrekte devam ettiğini değerlendiriyoruz.
"Mayıs ve Haziran ayındaki parasal sıkılaşmanın ardından temmuz ayındaki para politikası kurulundaki toplantımızda politika duruşumuzu değiştirmedik.
"Kara metnimizde iş talep koşullarındaki yavaşlama ile para politikasının gecikmeli etkilerinin izlenmesi gerektiğini ifade etmiştik.
"Bununla birlikte enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyelerin fiyatlama davranışı üzerinde risk oluşturmaya devam etmesiyle, sıkı para politikasının uzun bir müddet korunmasının gerekebileceğini değerlendirdik."