**Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, kredi piyasalarındaki sıkılığın devam etmesi ve işsizlik oranlarının yüksek seyretmesinin küresel iktisadi faaliyete ilişkin aşağı yönlü riskleri canlı tuttuğunu belirterek, gelecek dönemlerde küresel büyümenin tekrar kesintiye uğraması ve bu durumun yurt içi iktisadi faaliyetteki toparlanmayı geciktirmesi durumunda, politika faizlerinde ek bir indirim süreci söz konusu olabileceğini bildirildi.
**
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantı özeti açıklandı. Açıklamada, vergi ayarlamalarının etkisinden arındırıldığında temel enflasyon göstergelerinin enflasyonun ana eğiliminin düşük seviyelerini koruduğuna işaret ettiği belirtilerek, “Kurul, sanayi üretimindeki toparlanma eğiliminin yavaş seyrettiğine vurgu yapmış, uygulanan mali tedbirlerin üretime katkısının sınırlı kaldığına ve iktisadi faaliyetteki ana eğilimin halen yeterince güçlü olmadığına dikkat çekmiştir. Bu çerçevede Kurul, iktisadi faaliyetteki mevcut toparlanma hızının kaynak kullanımı yönünden enflasyon üzerinde uzun bir süre yukarı yönlü baskı oluşturmayacağı değerlendirmesini yinelemiştir” denildi.
Tüketim talebinin ikinci çeyrekte sergilediği kayda değer yükselişten sonra daha zayıf bir seyir izlediği kaydedilen açıklamada, mali tedbirler kapsamının dışında kalan ve gelir etkisinin belirgin biçimde gözlenebildiği dayanıksız tüketim malları üretimindeki daralma eğiliminin Eylül ayında da sürdüğü, mevsimsellikten arındırılmış verilerle tüketim malları üretiminin üçüncü çeyrekte dönemlik bazda gerilerken, tüketim malları ithalatı ikinci çeyreğe kıyasla daha sınırlı bir artış sergilediği ifade edildi.
YURTİÇİ YATIRIM TALEBİ ZAYIF SEYRİNİ SÜRDÜRÜYOR
Vergi indirimlerinin uygulamadan tamamıyla kaldırıldığı Ekim ayına ilişkin göstergelerin ise yurt içi talebin zayıf seyretmeye devam ettiği yönünde sinyal verdiği vurgulanan açıklamada, şöyle denildi:
“Yurt içi yatırım talebi zayıf seyrini sürdürmektedir. Taşıt araçları hariç tutulduğunda mevsimsellikten arındılmış verilerle sermaye malları üretimi üçüncü çeyrekte yatay bir seyir izlerken sermaye malları ithalatı da benzer bir eğilim sergilemiştir. Kurul, mevcut talep belirsizliği ve atıl kapasitenin yatırımları sınırlamaya devam edeceği öngörüsünü yinelemiştir. Dış talep zayıf seyrini sürdürmektedir. Dış talep görünümünde son aylarda gözlenen bu iyileşmenin kalıcı olup olmadığı konusunda belirsizlik bulunmaktadır. Kurul üyeleri, mali ve parasal genişleme politikalarının etkisiyle 2009 yılı ikinci çeyreğinden itibaren küresel ekonomide gözlenen toparlanma eğiliminin, alınan tedbirlerin kademeli olarak geri çekilmesiyle ivme kaybedebileceğine işaret etmiştir. Bu çerçevede Kurul, dış talebin eski düzeylerine dönmesinin uzun bir zaman alacağı değerlendirmesinde bulunmuştur.”
İŞSİZLİK YÜKSEK SEYRİNİ KORUYACAK
Açıklamada, istihdam koşullarının kalıcı olarak iyileşmesinin uzun zaman alacağı vurgulanırken, Ekim ayına ilişkin işsizlik sigortası başvurularının yüksek düzeylerde seyretmesinin, yılın son çeyreğinde işsizlik oranlarının yüksek seyrini koruyacağına işaret edildi. Açıklamada, bu çerçevede Kurul’un, iktisadi faaliyete ilişkin mevcut görünüm dahilinde istihdam koşullarında kısa vadede belirgin bir iyileşme olmayacağı öngörüsünü koruduğu kaydedildi.
2010 ORTALARINA KADAR ENFLASYONDA DÖNEMSEL ARTIŞLAR GÖZLENECEK
Kurul’un, yurt içi kaynak kullanımının ve dolayısıyla enflasyonun düşük seyrini koruyacağı öngörüsünü yinelediği belirtilen açıklamada, 2010 yılının ortalarına kadar baz etkisi nedeniyle enflasyonda dönemsel artışlar gözlenebileceği ifade edildi. Açıklamada, “2008 yılı Kasım ayından bu yana sürdürülen faiz indirimlerinin etkisi ve küresel risk algılamalarındaki iyileşmenin desteği ile kredi piyasasında olumlu gelişmeler gözlenmeye başlamıştır. Son dönemde açıklanan veriler en kötünün geride kaldığını teyid etse de, küresel ekonomideki toparlanma henüz yeterince güçlü bir ivme kazanmamıştır” denildi.
"FAİZLERİN UZUN SÜRE DÜŞÜK DÜZEYDE TUTULMASI ÖNEMLİ"
Kredi piyasalarındaki sıkılığın devam etmesi ve işsizlik oranlarının yüksek seyretmesinin küresel iktisadi faaliyete ilişkin aşağı yönlü riskleri canlı tuttuğuna dikkat çekilen açıklamada, gelecek dönemlerde küresel büyümenin tekrar kesintiye uğraması ve bu durumun yurt içi iktisadi faaliyetteki toparlanmayı geciktirmesi durumunda, politika faizlerinde ek bir indirim süreci söz konusu olabileceği bildirildi. Açıklamada şöyle denildi:
"Bu çerçevede, küresel ekonomideki sorunların henüz tam olarak giderilememiş olduğunu ve toparlanmanın gücüne ilişkin belirsizliklerin devam ettiğini dikkate alan Kurul, para politikasının aşağı yönlü esnekliğini uzun bir süre koruması yönündeki görüşünü teyid etmiştir. Bununla beraber, Kasım 2008 döneminden bugüne politika faizlerinin bin 25 baz puan indirildiğini, bu nedenle mevcut konjonktürde politika faizlerinin seviyesinden ziyade uzun müddet düşük düzeylerde tutulmasının daha önemli olduğunu vurgulayan Kurul, bundan sonraki faiz kararlarının verilere ve gelişmelere bağlı olacağını belirtmiştir. Öte yandan Kurul üyelerine göre, gelişmekte olan ülkelerin kredi riskindeki nispi iyileşme sonucunda, bu ülkelere sermaye akımlarının güçlenmeye devam etmesi de olası bir risk senaryosudur."
ENFLASYON ÜZERİNDE AŞAĞI YÖNLÜ RİSKLER OLMASI HALİNDE FAİZ DAHA DA DÜŞÜRÜLECEK
Ekonomide halen kaynak kullanımının düşük düzeyde olması ve ithal girdi fiyatlarının aşağı yönde etkileyecek maliyet şoklarının nihai ürün fiyatlarına yansıma eğiliminin güçlü olması nedeniyle, sermaye girişlerinin hızlanması durumunda kısa vadede enflasyon üzerinde aşağı yönlü risklerin artabileceği belirtilen açıklamada, böyle bir durumla karşılaşılması halinde politika faizlerinin geçici olarak daha da düşük seviyelere çekilmesinin söz konusu olabileceği bildirildi.
Açıklamada, “Petrol ve diğer emtia fiyatlarının olası seyri önemli bir risk unsuru olmaya devam etmektedir. Küresel ölçekte kamu otoritelerinin aldığı dengeleyici tedbirler sonucu bollaşan likidite, gelişmekte olan ülke para birimlerinin yanında emtia fiyatlarını da spekülatif hareketlere maruz bırakabilmektedir. Dolayısıyla, küresel toparlanmanın yavaş ve kademeli olacağı bir senaryo esas alındığında dahi petrol ve diğer emtia fiyatlarına ilişkin temkinli olunması gerekmektedir” denildi. (ANKA)