Uzmanlara göre Dow Jones'un 1929'dan bu yanaki en kötü haziran ayını yaşamış olması önümüzdeki dönemde yaşanacak olan "ayı" piyasasının sadece başlangıcı. "Ayı"ların sahaya inmesi ile küresel piyasaların tıpkı bir resesyon döneminde olduğu gibi yüzde 30 değer kaybedebileceği de iddialar arasında.
ABD ekonomisinin en önemli gösterge endeksi Dow Jones'un haziran ayında 1200 puanlık düşüşle yüzde 9,4 değer kaybederek 1929 Büyük Buhran döneminden bu yanaki en düşük seviyesine inmesi küresel piyasalar için yeni bir dönem açacak.
Bir yıldır "sert iniş" paranoyasına kapılan, merkez bankalarının hızlı faiz indirimleri ile bu paranoyadan az da olsa kurtulan küresel piyasalar son bir yıl içinde yaşayadığı "en ilginç" ve bir o kadar da "en tehlikeli" haftaya giriyor. Uzmanlara göre Dow Jones'un 1929'dan bu yanaki en kötü haziran ayını yaşamış olması önümüzdeki dönemde yaşanacak olan "ayı" piyasasının sadece başlangıcı. "Ayı"ların sahaya inmesi ile küresel piyasaların tıpkı bir resesyon döneminde olduğu gibi yüzde 30 değer kaybedebileceği de iddialar arasında. Bu haftayı "kritik" olarak niteleyen Marketwatch ise geçen hafta 142 doları aşan petrol fiyatlarının yeni rekorlara koştuğu, finans sektöründen gelen kötü haberlerin arttığı bir dönemde piyasaların bu hafta iki kilit veri ile gerilecek; ABD Haziran ayı işsizlik raporu ve Avrupa Merkez Bankası'ndan (AMB) yüksek ihtimalle çıkacak olan faiz artırımı kararı.
DOLAR VE PETROL OYNAYACAK
İşsizlik raporu perşembe günü açıklanacak ve beklentiler oranın yüzde 5,4 civarında çıkacağı yönünde. Mayıs ayında yüzde 5,5'e çıkarak şaşkınlık yaratan işsizlik oranının
beklentilerin de üstünde gelmesi halinde Dow Jones'daki kaybı henüz sindiremeyen piyasalar yeni bir gerginlik yaşayabilir. Aynı gün para kurulunu toplayacak olan AMB duruma iyice tuz biber ekecek gibi görünüyor. AMB Başkanı Jean Claude Trichet'nin Euro bölgesinde yüzde 4'e yaklaşan enflasyonla savaşmak adına çeyrek puanlık bir artırım ile gösterge faizini yüzde 4,25 seviyesine çıkarması bekleniyor. AMB'nin faiz artırımı ise ABD Merkez Bankası'nın (FED) kısa vadede faiz artırımı için sinyal vermediği de dikkate alındığında hem dolar hem de emtia fiyatları üzerinde baskı yaratacak. Geçen hafta euro karşısında yüzde 1,5 değer kaybeden dolar faizi artan euro karşısında daha da kan kaybedecek, dolardaki kan kaybı ise küresel yatırımcının vadeli petrol kontratlarına akın etmesini beraberinde getirecek. Beklentiler ise petrolün bir ay dolmadan 150 doları göreceği yönünde. Kısacası bu hafta dolar için yeni dipler, petrol için yeni zirveler ve piyasalar için yeni gerginlikler yolda görünüyor.
PİYASALARIN KAYBI YÜZDE 30'LARA KADAR ÇIKABİLİR
Marketwatch'a göre geçen hafta petrolün varil başına 143 dolara kadar fırlaması ve piyasaların 2007'de yaptıkları zirveden bu yana nerdeyyse yüzde 20 değer kaybetmiş olması aslında "ayı" piyasasının sınırlarına resmen girildiğinin en büyük işareti. Geçen haftayı yüzde 4,2 aşağıda kapatan Dow Jones endeksi de 14 bin 165 puanı gördüğü 9 Ekim tarihinden bu yana neredeyse yüzde 20 düşüş yaşadı. S&P 500 endeksi ise 1562 puana çıkarak zirve yaptığı 10 Ekim 2007 tarihinden bu yana değerinin yüzde 18,1'ini kaybetti. Marketwatch'a konuşan Hinsdale Associates uzmanlarından Paul Nolte'a göre "Bu ayı piyasasının yalnızca başlangıcı. Piyasaların yüzde 30'un üzerinde değer kaybetmesi işten bile değil" diyor. Dow Jones, en son 1930 yılının haziran ayında yüzde 17,72 düşmüştü. Şu anda endeks zaten son iki yılın en kötü zamanlarını yaşıyor. En az Dow Jones kadar dikkatle takip edilen S&P 500 endeksi ise bir süredir 1300 puanın altında seyrediyor.
Royal Bank of Scotland (RBS) analisti Jan Janjuah'ın olay yaratan "piyasalar 3 ay içinde çökecek" tahmininden kısa bir süre sonra yatırım bankası Goldman Sachs Wall Street'de bir bankanın daha çökeceğini iddia etti, üstüne ABD ekonomisinin motoru otomotiv sanayisinin iki devi GM ve Chrysler'in nakit krizine gireceği öne sürdü. Bu gelişmelerin üzerine artan endişeler yüzünden küresel piyasalar sert satışlar yeni "kara perşembe" günü piyasalar genelinde yüzde 3 civarında kan kaybı görüldü. Kısacası piyasalar Bear Stearns bankasının satışına bile doğrudan müdahale eden FED'in hamlelerine rağmen Mart ayı ortasından bu yana sağladığı getirileri kaybetmiş durumda. FED hızlı faiz indirimleri ile "sert iniş" paranoyasını biraz olsun hafifletmiş olsa da ekonomistler hala bu riskin ortadan kalkmadığının altını çizip duruyor. Cuma günü ABD'deki krizi herkesten önce öngören ünlü ekonomist Nouriel Roubini'nin ABD dışında en az 12 ekonominin daha "sert iniş" yaşayacağını iddia etti. FED hızlı faiz indirimleri, ticari bankalara sağladığı yeni borçlanma opsiyonları ile paniği azaltmış olsa da Wall Street ve kredi piyasalarından kötü haberler gelmeye devam ediyor. Son olarak kredi derecelendirme şirketi Moody's cuma günü Morgan Stanley bankasının notunu düşürebileceğini açıkladı. Michigan Üniversitesi tarafıdan yapılan bir araştırmaya göre ise ABD'de özellikle haziran ayında tüketici güveni ciddi bir kan kaybı yaşadı.
PETROL SENE SONUNA KADAR 170 DOLARI BULUR
Suudi Arabistan'ın günlük üretimini 200 bin varil artıracağı taahhüdüne rağmen son toplantısında birlik olarak "üretim artışına gerek yok, yeteri kadar stoğumuz var" mesajı veren Petrol İhracatçıları Örgütü OPEC petrol fiyatına ilişkin tahminde bulundu. OPEC Başkanı Chakib Khelil'e göre petrolün varil fiyatı bu sene sonuna kadar 170 dolara kadar yükselecek. Bu yaz döneminde ABD'dkei petrol talebini arttığına ve doların euro karşısında değer kaybetmeyi sürdürüdüğüne dikkat çeken Khelil, bölgenin en önemli petrol üreticilerinden biri olan İran üzerindeki siyasi baskıların da petrol fiyatlarının artmasına neden olacağını vurguladı. Öte yandan petrolün çıkışındaki asıl sebebin arz talep dengesinden çok piyasada kendine güvenli liman arayan küresel yatırımcının açtığı pozisyonlardan kaynaklandığı uzun zamandır tartışılıyor. Bloomberg'de yer alan habere göre Khelil de aslında piyasada uluslararası talebi karşılamaya yetecek kadar çok petrolün bulunduğunu düşünüyor. Bugün İspanya'nın Madrid kentinde düzenlenecek olan uluslararası bir enerji forumunda konuşacak olan Khelil aynı zamanda Cezayir'in Enerji Bakanı olarak görev yapıyor. Bu yılın ilk çeyreğinde oetrol fiyatları yüzde 38 oranında artarak 1999 yılından bu yanaki en büyük çeyrek dönemlik artışını yaşadı. Bllomberg'e göre AMB'nin 3 Temmuz'daki toplantısında faiz artırması halinde son 12 ay içinde euro karşıısnda yüzde 15 değer kaybeden dolar iyice kan kaybı yaşayacak bu da petrolün yeni rekorlara koşmasını tetikleyecek.
PATLAMA SIRASI ALTIN VE GÜMÜŞTE
Bir aydır 860 ila 910 dolar bandında sıkışarak fazla hareketli olmayan bir seyir izleyen altın fiyatları için de yeni yükselişler yolda. Geçen hafta çarşamba günü FED'in faizini sabit bırakıp en iyi ihtimalle sene sonuna doğru bir faiz artırımına gidebileceği sinyalini vermesi yani ekonomik büyüme endişelerinden dolayı faiz artırmak konusunda çok da telaşlı görünmemesi altında yeni çıkış trendinin başlattı. Geçen perşembe günü on başına 920 dolara kadar çıkan altının AMB'nin faiz artırıp, FED'in beklemeye geçtiği bir dönemde eskisi kadar cazip olmayan dolar ve ABD Hazine Tahvili'nden kaçan yatırımcının yeniden güvenli limanları arasına girmesi bekleniyor. Uzmanlar ise yatırımcılara sesleniyor: "Altın alın, gümüş alın! Çünkü diğer piyasalarda olanlara karşı en iyi savunma gücü onlar!" Marketwatch'a konuşan Trends in Commodities piyasa analistlerinden Dale Doelling ise durumu şu sözlerle açıklıyor: "Hisse senetleri piyasası klozetin dibinde, dolar darbe üstüne darbe alıyor, petrol evimizin çatısına kadar çıktı, gıda fiyatları deseniz stratosfere kadar fırladı. Yani tek bir çözüm yolu var o da altın ve gümüş almak."