Uzun bayram tatili arkasından geçtiğimiz hafta Cuma günü işlemelerin yeniden başladığı İMKB’nin yurtdışı piyasalarda gözlenen satış baskısına rağmen yüzde 4’e yakın yükselişi dikkat çekti. IMF heyetnin önümüzdeki günlerde yeni (ihtiyati)stand-by anlaşmasına ilişkin Türkiye’ye yapacağı ziyaretin ardından kesinleşmesi beklenen finansman paketinin açıklanmasına yönelik beklentiler, piyasaların moralini yüksek tutan önemli bir gelişme olarak algılanıyor. Fakat IMF anlaşmasının hemen hemen bütün ayrıntıları zaten önceden bilindiğini düşünürsek, piyasalardaki iyimserlik dalgasının bu gelişmeyi fiyatlama olgusunu biraz abartarak gerçekleştirdiğini söylemek de yanlış olmaz.
Öte yandan ABD’de otomobil şirketlerine kısa vadeli likidite sorunlarını aşmak için verilmesi öngörülen kurtarma fonunun geçen hafta ABD kongresinde kabul edilmesinin ardından, Senato’da yeterli oyu alamayınca piyasalar geçici bir süre gerginlik yaşasa da, Cuma günü Bush yönetiminin otomobil endüstrisine acil eylem planı olarak bir fonlama paketi temin edebileceğini açıklaması tansiyonun düşmesini sağladı. Bu yıl sonuna kadar kısa vadeli finansman sağlayamadıkları takdirde iflas başvurusu yapacaklarını daha önce duyuran GM ve Ford’un durumu global resesyonun kendini iyiden iyiye hissettirdiği bir ortamda ABD ve diğer ülke piyasalarının gündemini ciddi şekilde etkileyen bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu hafta bu konuya ilişkin olarak yapılacak açıklamalar piyasalardaki iyimser havanın devamı açısından kritik önem taşımaktadır.
Bu hafta takip edilecek önemli yurtdışı gelişmelere bakacak olursak, Salı günü FED’in alacağı faiz kararı ön plana çıkıyor. FED’in faizleri 50 baz puan daha indirerek yarım puana taşıması beklentileri ağırlık kazanıyor. Ayrıca hafta içinde Morgan Stanley ve Goldman Sachs gibi finansal şirketlerin açıklyacağı 4.çeyrek kar rakamları ise artık piyasaların önem sıralamasında ancak gerilerde yer bulabiliyor. Pazartesi günü ilan edilecek sanayi üretimi ve Salı günü açıklanacak Konut Başlangıçları verilerinin ise FED’in faiz kararından sonra en fazla takip edilecek gelişmeler olarak değerlendirebiliriz.
Diğer yandan EUR/USD paritesinin 1.26 seviyelerinden başlattığı yükseliş halen devam ediyor ve 1.35 seviyelerine ulaşmış durumda. Paritedeki yükselişin hisse senedi piyasalarındaki yükselişi destekleyebileceğini düşünüyoruz.
Endeks üzerinde ağırlığı bulunan bir çok bankacılık hissesinin önemli ortalamaların üzerine tırmanmış olması yükseliş hareketinin bu hafta da devam edebileceğine yönelik teknik bir sinyal olarak algılanabilir. Endeksin bu hafta en önemli hedef direncinin seviesinin 25,400 noktasında olduğunu, bu seviyenin 50 günlük hareketli ortalamaya isabet etmesi açısından takip edilmesi önerilmektedir. Bu seviyenin üzerinde bir kaç günlük kapanışların trendin yönünün teyidi açısından bizlere daha fazla ipucu vereceğini düşünüyoruz.