FİNANS

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Şener'den kur eleştirisi

Eski Başbakan Yardımcısı Doç. Dr. Abdüllatif Şener, ekonomi politikalarını eleştirerek, "Yüksek cari açık ve düşük kur sürdürülebilir bir politika değildir. Kur politikaları mutlaka gözden geçirilmelidir" dedi.

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü'nde ders vermeye başlayan eski Başbakan Yardımcısı Doç. Dr. Şener İHA muhabirine dolardaki düşüşü ve ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi. Ekonominin tehlike sinyalleri verdiğine dikkat çeken Şener, biran önce orta ve uzun vadeli politikaların değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

Döviz kurunun düzeyinin ülkenin küresel rekabet gücünde önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Şener, ihracatçının yatırım yapmaya başladıkça döviz kurunun etkili olacağını ifade etti. Şener, geçen yıla göre doların 1.640'dan 1.200'ün altına indiğini ve piyasalarda bir dolar eşittir bir YTL tartışmalarının başladığını hatırlatarak, "Bu değer ekonomi üzerinde önemli etkiler meydana getirir. Bu önemli etkiler herşeyden önce ihracatçıları olumsuz yönde etkiler. Çünkü ihracat edilen malların fiyatları üreticiler ve ihracatçılar açısından önemlidir. Kur düşüyorsa yerli para cinsinden malının değeri de düşüyor demektir. Düşen değerlerler üretim yapılabilir mi? Ya da hangi sektörler bu düşüş karşısında üretime devam edebilir?" diye konuştu.

Şener, bu kur düzeyi devam ettikçe bazı sektörlerin üretim yapmakta ve ihracat yapmakta zorlanacaklarını bazı sektörlerin ise kar marjlarının çok düşeceğini belirterek, firmaların düşen kar marjı ile dış piyasaya açılma cesareti gösteremeyeceklerini bunun da son derece önemli bir hadise olduğunu kaydetti. "Genel itibariyle baktığımızda kurların düşüşü ülkemizdeki KOBİ'lerin rekabet gücünü olumsuz etkiler, ihracatını zorlaştırır, ithalatı artırır" diyen Bakan Şener, şöyle konuştu:

"Onun için ben kurun gelmiş olduğu düzeyini olumlu nitelendirmiyorum. Olumsuz özellikleri olacaktır. Onun için kur politikalarının gözden geçirilmesi gerekir". Piyasaya bir müdahalenin söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine Şener, anlık kesin çözüm ve tedbirlerden öte politikaların bu düşüşe göre hazırlanması, ona göre mekanizmaların kurulması ve geleceğe yönelik olarak politikaların şimdiden belirlenmesi gerektiğini ifade etti.

Şener, düşen kurun ülkede ara malı ithalatını artırdığını, ara malı üreten firmaların başta KOBİ'ler olmak üzere üretimde dar boğaza girdiklerini dikkat çekerek, "Bu süreç sürdürülebilir değildir. Bunun kısa zamanda gözden geçirilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması gerekir" dedi. Türkiye'nin şuan iki açmazı birlikte yaşadığını vurgulayan Şener konuşmasına şöyle devam etti:

"Bir tarafta yüksek cari acık var. Bir tarafta da kur düzeyi sürekli düşüyor. Halbuki normalde sermaye hareketliliğinin çok fazla olmadığı ekonomilerde eğer cari açık varsa kurun normalde yükselmesi lazım. Yükselen kura bağlı olarak cari açık otomatikman kapanır. Fakat ülkemizde sermaye hareketleri önemli boyutlar kazanmıştır. Bu nedenle bir taraftan ihracat dar boğaza girerken, ithalat, cari açık artıyor, diğer taraftan ülkeye giren sermaye miktarı da artıyor. Giren fazla sermaye döviz bolluğu ortaya çıkarıyor ve kuru aşağı doğru çekiyor. Yani olay kendi bünyesinde bir paradoks içeriyor. Bunun çözülmesi, çözümlenmesi gerekiyor ve politikaların ona göre oluşturulması gerekiyor".

'Sözünü ettiğiniz bu tablodan Türkiye'nin ekonomik bir krize sürüklendiğini söyleyebilir miyiz?' şeklindeki soru üzerine Bakan Şener, "Bu yapının sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. Ama Türkiye'de böyle büyük sermaye girişi yaşanırken ve giderlerinde ortaya çıkan açıkla sürekli kapatıldığına şahit olmaktayız. Son yıllarda gördüğümüz tablo budur. Bunun ne kadar sürdürülebileceğini kestirmek zordur. Bunu hemen şimdi dar boğaza gireceğiz sonra mı gireceğiz diye takvime bağlamak doğru değildir. Ama şu da var yüksek cari açık ve düşük kur sürdürülebilir bir politika değildir. Hem cari açığın yüksek olacak hem kur düşük olacak bu olmaz. Orta veya uzun vadede bunun toparlanması lazım. Diğer taraftan konun masaya yatırılması ve çözümlerin de üretilmesi gerekir" diye konuştu.

Sorunun çözümü sorulması üzerine Şener, "Bir kere Türkiye'de para politikaları Merkez Bankası tarafından belirleniyor. Türkiye dünyada sermayenin en fazla kazandı ülkelerden birisidir. Japon ev kadınları bile birikimlerini Japon bankalarında değil Türkiye bankalarına yatırıyor. Yani faiz ve paranın getirisi yüksek. Türkiye'ye giren döviz çok yüksek kazançlar sağlıyor. Böylesine fazla dövizin girişini teşvik eden, faiz sağlayan bir politikanın Türkiye'nin bu fotoğrafı karşısında doğru olduğu kanaatinde değilim. Yani sermaye girişlerinin kontrol edilmesi gerekiyor" dedi.

İHA

Canlı Borsa


En Çok Aranan Haberler