GAP Bölge Kalkınma İdaresi (BKİ) Başkanı Sadrettin Karahocagil, GAP bölgesinin en büyük gücünün tarım ve tarıma dayalı sanayi olduğunu belirterek, "Hedefimiz bölgenin çok güçlü olduğu ürünlerde değer zinciri çalışması yapmak, bunu yaptıktan sonra değer zincirindeki sıkıntıları tespit etmek, kaynakların nasıl verimli kullanılacağını, bu üretimden bölgenin daha fazla nasıl gelir elde edeceğini, fayda sağlayacağını çalışmak." dedi.
Şanlıurfa'da bir otelde, GAP BKİ tarafından yürütülen, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) teknik iş birliğiyle geliştirilen, "GAP Bölgesinde Tarım ve Tarıma Dayalı Sanayide Entegre Kaynak Verimliliği Projesi" kapsamında Tarımsal Üretimde Entegre Kaynak Verimliliği Eğitimi Programı düzenlendi.
Karahocagil, burada yaptığı konuşmada, kaynak verimliliğinin artırılmasının eskiden beri önem arz ettiğini söyledi.
GAP bölgesinde uzun yıllardan beri büyük yatırımlar yapıldığını ve bu sayede verimin arttığını belirten Karahocagil, şöyle devam etti:
"Bölgenin büyük gücü tarım ve buna dayalı sanayi. Bunun için Tarıma Dayalı Sanayide Entegre Kaynak Verimliliği Projesi'ni başlattık. Amacımız bölgenin hem yaptığı üretimden hem de oluşan üretim artışından en fazla yararlanmasını sağlamak. Bütün bu sektörlerin entegre bir şekilde etkin kaynak kullanarak gelişmesini sağlamak. Hedefimiz bölgenin çok güçlü olduğu ürünlerde değer zinciri çalışması yapmak, bunu yaptıktan sonra değer zincirindeki sıkıntıları tespit etmek, kaynakların nasıl verimli kullanılacağını, bu üretimden bölgenin daha fazla nasıl gelir elde edeceğini, fayda sağlayacağını çalışmak. Bu çerçevede buğday, fıstık, pamuk ve zeytin gibi bölgenin zengin alanlarını tespit ettik ve çalışmaya başladık."
- "GAP ile bütün Türkiye'yi beslememiz mümkün"
Programda sunum yapan İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsünde Dr. Öğr. Üyesi Yavuz Dizdar da yerel kaynaklarla sürdürülebilir olmanın ülkeler için önemli bir esas olduğunu belirtti.
Türkiye'nin Mezopotamya bölgesinde geniş ve verimli topraklara sahip olduğunu vurgulayan Dizdar, "Bereketli hilal olarak adlandırılan bölgenin çok büyük bir kısmını kapsıyoruz. Burada yetiştirdiğinizle sizin zaten bütün Türkiye'yi bütünüyle beslemeniz mümkün hatta bununla bölge coğrafyasının da büyük bir kısmını beslemeniz mümkün." dedi.
Dizdar, yerelde ürünün en kaliteli şekilde üretildiğini ancak ithal edilen ürünlerin uzak bölgeden gelebilmesi için ilaçlanması gerektiğini aktararak, bunun da sağlık açısından sorun oluşturacağını ifade etti.
Ürün ithalatının yerel üreticileri de olumsuz etkilediğini kaydeden Dizdar, "Bu proje büyük önem taşıyor. Yerel kaynakları kullanacağız, bunun toplumun geneline yayacağız. Herkesin hakkını almasını sağlayacağız. Çiftçilik aslında bir kültürdür ama kaybediyorlar maalesef. Onlar kültürlerine sahip çıkacaklar biz de ürünlerinin değerlenmesi için elimizden geleni yapacağız." diye konuştu.