TÜBİTAK, evleri hem ısıtacak hem de elektrik ihtiyacını karşılayacak doğalgazla çalışan yeni sistem geliştiriyor.
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Fehmi Akgün, 3 yıl önce başlatılan ve yürütücü oldukları “Mikro-Kojen” projelerinde İstanbul Teknik Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi ve Türk Demirdöküm Fabrikaları A.Ş'nin de bulunduğunu belirtti.
Akgün, projede Enerji Bakanlığı Elektrik İşleri Etüt İdaresinin “müşteri kurum” olarak yer aldığını kaydetti.
Termik santrallerde elektriğin yüzde 35 verimlerle üretildiğini, yüzde 65 oranında atık ısının dışarı atıldığını belirten Akgün, pek çok ülkede üzerinde çalışılan “yakıt pilli mikrokojenerasyon sistemi”nde ise yüzde 40 elektrik, yüzde 45 ısıl olmak üzere toplamda en az yüzde 85 verim elde edildiğini söyledi.
Akgün, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Enstitüsünde geliştirilen sistemin, evsel uygulamalar için altyapısı mevcut doğalgaz sistemlerinden ısının yanında elektriğin de üretilmesinin amaçlandığını, proje paydaşlarının katkılarıyla pilot uygulama başlattıklarını bildirdi.
Sistemin, doğalgazdan hidrojen üretimi, yakıt pili sistemi ve son olarak da katalitik yakıcı sistem olmak üzere üç ana bölümden oluştuğunu belirten Akgün, şöyle devam etti:
“Sistemde bulunan katalitik yakıcı, güç şartlandırma, kontrol gibi alt sistemler de entegre bir sistemi oluşturacak teknolojiler içeriyor. Sistemde doğalgazdan hidrojen, hidrojen yakıtından elektrik elde ediyoruz. Sistemdeki mevcut atık ısılarla da evin ısı ihtiyacı karşılanıyor. Buradaki ısı yetmezse ana doğalgaz şebekesinden takviye yapılabiliyor. Sistem, şebekeden ayrı ve şebekeye bağlı olarak da çalışabiliyor.”
“KAYIP KAÇAKLAR ORTADAN KALKACAK”
Türkiye'de kayıp ve kaçak enerjinin önemli bir sorun olduğunu ve termik santrallerden evlere gelene kadar yüzde 12'ye kadar elektriğin kayıp ve kaçak olduğunu vurgulayan Akgün, “Bu proje hayata geçerse, kayıp ve kaçaklar tamamen ortadan kalkacak” diye konuştu.
Akgün, sistemin binaların bir bölümüne kurulabileceğini ve üretilen elektrikle bir binanın aydınlatma ihtiyacının karşılanabileceğini ifade etti.
Sistemin enerjiyi lokal ürettiğinden enerji kalitesini arttırdığını, bir yandan da dağıtım hatlarındaki kayıpları ortadan kaldırdığını kaydeden Akgün, “Bu teknoloji aslında kombinin daha üzerinde bir teknoloji. Kombiyle ısı ve sıcak su ihtiyacı karşılanıyor. Bu sistemde ise aynı zamanda elektriği de üretiyoruz. Sistem binaların alt katlarına entegre edildiğinde kombiler devre dışı kalabilecek” dedi.
PROJE GELECEK YIL BİTİRİLECEK
Fehmi Akgün, dünyada bu sistem üzerine çalışan ülkelerde henüz ticarileşmiş bir ürün bulunmadığına, bu nedenle prototiplerin yüksek maliyetlerine dikkati çekti. 1 kilovatlık elektrik enerjisi üretebilen bir sistem için 5 bin avroluk yatırım gerektirdiğini bildiren Akgün, şunları kaydetti:
“Bu teknolojinin maliyeti, bilinen teknolojilerden daha yüksek. ABD, Japonya ve Avrupa ülkeleri bu teknolojinin yaygınlaştırılması için teşvikler uyguluyor. Ancak şu an sistemin fiyatı düşürülemediği için yaygın kullanılamıyor. Bir bina için toplam 25-50 bin avro gerekebiliyor. Dolayısıyla mevcut halde uygulanan teknolojiler ile kıyaslandığında pahalı. Üretim sayısına göre maliyet değişeceğinden, ticari fiyatları farklı olacaktır.”
Akgün, projede geldikleri aşamayla ilgili, hidrojen ve 5 kilovatlık yakıt pili üretimlerini gerçekleştirdiklerini, bundan sonra entegrasyon modelleri yapacaklarını kaydetti.
Projede alt sistemler üzerindeki çalışmalarını tamamladıklarını, nihai ürünün test çalışmalarına başlayacaklarını aktaran Akgün, projenin tamamının 2010 Nisan'da bitirileceğini söyledi.