Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), 2008’in son çeyreği itibariyle yapılan uluslararası kıyaslamada Türkiye’nin yüzde 6.2 ile ekonomide küçülmenin en fazla olduğu 2’nci ülke olduğunu belirterek, son çeyrekte en çok küçülen ülkenin yüzde 8.4 ile Tayvan olduğunu kaydetti.
TİSK büyüme ile ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 2008 yılının son çeyreğinde yüzde 6,2 küçüldüğü ve yılı yüzde 1,1’lik bir büyüme oranı ile tamamladığı anımsatılarak, Türkiye’nin 2008’in son çeyreği itibariyle yapılan uluslararası kıyaslamada, ekonomide küçülmenin en fazla olduğu 2’nci ülke oldu belirtildi. Son çeyrekte ekonomisi en çok daralan ülkenin yüzde 8.4 ile Tayvan olduğu ifade edilen açıklamada, İsveç’in ise yüzde 4.9’luk küçülme ile üçüncü sırada yer aldığının altı çizildi.
“BÜTÇEDE CİDDİ SORUNLAR VAR”
Daha önce açıklanan sanayi üretimi ve kapasite kullanımı verilerinin ekonominin 2008’in son çeyreğinde önemli oranda küçüleceğini haber verdiği ifade edilen açıklamada, kapasite kullanımındaki düşüşün en önemli nedeninin yüzde 78 oranında iç ve dış talep yetersizliği olduğu kaydedildi. Diğer yandan sanayide işgücü girdi göstergelerinin de geriye gittiği vurgulanan açıklamada, ayrıca bütçede de ciddi sorunlar olduğuna dikkat çekildi. Bütçe açığının iki ayda yüzde 2 bin 187 oranında artarak 10,4 milyar TL olarak gerçekleştiği anımsatılan açıklamada, “Ekonomideki daralma nedeniyle azalan tüketim harcamaları, dolaylı vergilerin tahsilatını önemli ölçüde düşürdü. Öte yandan çalışmayı değil, çalışmamayı özendiren uygulamalar da bütçe açığında rol oynadı. Nitekim 2009 yılı Ocak-Şubat döneminde kamu kurumlarının sağlık giderleri 311 milyon TL düzeyine, yeşil kart ilaç ve tedavi giderleri 805 milyon TL düzeyine yükseldi. Bir başka ifadeyle, çalışmayanların sağlık harcamaları çalışanların yaklaşık iki buçuk katı oldu” denildi.
“KAYIT DIŞI EKONOMİ KAYITLI HALE GETİRİLMELİ”
Her bir kayıtlı çalışanın, 6 kişinin sosyal harcamalarını finanse ettiği ifade edilen açıklamada, Türkiye’nin kayıtlı çalışan bir azınlığın, çoğunluğu oluşturan kayıt dışı ve çalışmayan nüfusa baktığı bir ülke konumunda olduğu vurgulandı. Gelecek aylarda hedefin, kamu finansman dengesinin düzeltilmesi olacağı belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
“Ancak bunun yöntemi olarak geleneksel biçimde sadece borçlanma yolunun seçilmesi sorunu ertelemek anlamına gelecek. Türkiye bütçe açığı ve kriz ile mücadele ederken, aynı anda yapısal sorunlarını da çözebilir. Bunun başında da kayıt dışılık gelmektedir. Kayıtlı vatandaş şu anda bütçenin yükünü tek başına çekmektedir. Bu olumsuz yapılanmayı düzeltme zamanı gelmiştir. Bunun da yolu kayıt dışı ekonomiyi kayıtlı hale getirmekten geçmektedir. Krize finansal kaynak bulmak, bozulan bütçe dengesini kurmak için bu bir zorunluluktur.”
“EKONOMİK DARALMA İŞSİZLİK ORANINI ARTIRACAK”
IMF ile yapılacak bir stand-by anlaşması ile birlikte kayıtlı ekonomiye yeni yükler geldiği takdirde vergi gelirlerinin artmayacağı uyarısında bulunulan açıklamada, iç ve dış piyasaların önemli ölçüde daraldığı, bunun da en belirgin sonucunun da cari işlemler açığındaki daralma olduğuna dikkat çekildi. Türkiye’nin çok büyük bir ekonomik daralma ile karşı karşıya kaldığını, bu durumun işsizlik oranının daha da yükseleceğine işaret ettiği kaydedilen açıklamada, yurtiçi tüketiminin, özel sektör yatırımlarının ve altyapıya yönelik kamu harcamalarının artışı sağlanarak toplam talepte hareketlenme yaratılması gerektiği vurgulandı. Bu adımların işsizlik oranının daha artmasını engelleyeceği belirtilen açıklamada, uygulanacak tedbirler için sıkı para politikasında belirli bir gevşeklik sağlanabileceğini, bu ortamda parasal genişlemenin enflasyon üzerindeki etkisinin gecikmeli ve düşük oranlı olacağını ifade edildi.
BÜTÇE AÇIĞINI ÇÖZMEK İÇİN BORÇLANMA YÖNTEMİ TERCİH EDİLMEMELİ
Bütçe açığının kayıtlı çalışan sanayiciye yeni yükler getirilerek kapatılamayacağını işaret edilen açıklamaya şöyle devam edildi: “Bütçe açığı sorununu çözmek için sadece borçlanma yöntemi tercih edilmemelidir. Bütçe finansmanının sağlanmasında kayıt dışı ekonomiyi kayda almak temel yöntem olmalıdır. Bazı sektörlerde yapılan KDV indirimleri üç ayla sınırlandırılmamalı, süre uzatılmalıdır. Fransa’da yapılmak istenen değişikliğe benzer şekilde, borçlu ve alacaklıları daha fazla uzlaşmaya iten ve zorluktaki firmaların üretimini teşvik eden iflas yasağı benzeri çözümler kısa sürede yasalaştırılmalıdır. Özel sektör sabit sermaye yatırımları yaklaşık dörtte bir oranında azalmıştır. Yatırım teşviklerinin bir an önce ele alınması gerekiyor. İstihdama yönelik tedbirlerde büyük bir boşluk var. Hükümet acilen işveren ve işçi kesimleriyle birlikte uygulanacak tedbirleri görüşmelidir.”
2008’İN SON ÇEYREĞİNDE GSYİH DEĞİŞİMİ
ÜLKE DEĞİŞİM (YÜZDE) Çin 6.8
Hindistan 5.3
Endonezya 5.2
Arjantin 4.9
Venezüella 3.2
Polonya 2.9
Yunanistan 2.4
Macaristan 2.0
Brezilya 1.3
İsrail 1.2
Rusya 1.1
Güney Afrika 1.0
Norveç 0.8
Çek Cumh. 0.7
Avusturya 0.5
Avusturalya 0.3
Şili 0.2
Malezya 0.1
İsviçre -0.1
Hollanda -0.6
Kanada -0.7
İspanya -0.7
Belçika -0.8
ABD -0.8
Fransa -1.0
Euro alanı -1.3
Meksika -1.6
Almanya -1.7
Birleşik Krallık -1.9
Hong-Kong -2.5
İtalya -2.9
Güney Kore -3.4
Danimarka -3.9
Singapur -4.2
Tayland -4.3
Japonya -4.3
İsveç -4.9
Türkiye -6.2
Tayvan -8.4