SALİH NEFTÇİ: PARİTE KONUSUNDA ÇOK DİKKATLİ OLUN
Orta ve uzun vadede doların durumu parlak değil. Biliyoruz. Peki ya kısa vadede? İşte orada işler karışık.
Çünkü piyasaları yakından izliyoruz, traderlarla konuşuyoruz. Söylentileri bir araya getiriyoruz. Ve ilginçtir… Okuduğumuz yorumların hemen hemen yarısı doların Euro karşısında yükseleceği, diğer yarısı
ise Euro/dolar paritesinin gerileyeceği yönünde tahminde bulunuyor.
Kimisi Euro/doları satın alın
derken diğerleri, Euro/dolar yükselirse satın diyor. Bu iki analizin arkasındaki mantıklar da aynı derecede inandırıcı. Bu nedenle, bilemiyoruz. Parite konusunda kısa vadede çok dikkatli olunması gerekiyor.
YİĞİT BULUT: İMKB, “SİYASİ RİSKİ” FİYATLARDAN ARINDIRMAYA BAŞLADI
42,000 üstünde “çift kapanış” yapan İMKB, “siyasi riski” fiyatlardan arındırmaya başladı. Siyasi risk “detoksu” başladı diyebiliriz.
Her şeyden önce teknik olarak bakalım, İMKB’de “yukarı hareket için” ne gerekiyordu? 41,500-42,040 bandı üstünde “iki gece kapanış” yapmalı. Ne oldu? İki gece kapanış yaptı ve üçüncü günde “42,000 tabanından ortalama 900 puan yukarıda kalmayı başardı.” Peki beklenen bir hareket miydi?
Teknik olarak “evet”, yurtdışı denkleme bakınca “hayır”. Neden oldu ? “Kapatma davası öncesinde yani iç siyasi risk fiyatlaması oluşmadan” önce DOW 12,500’lerdeyken İMKB 44,000-46,200 bandı arasında kalmayı deniyordu. Şimdi “gelinen noktada” iç siyasi risk fiyatlamasını “arındırırsanız” ortaya yeniden “eski DOW-İMKB” korelasyonuna dönmek isteyen bir yapı çıkabilir.
ERDAL SAĞLAM: MERKEZ BANKASI'NDAN FAİZ İNDİRMESİNİ BEKLEMEYİN
Birkaç ay sonra faiz artırımı konuşur muyuz? Son beklenti anketinde çıkan sonuçlar, önümüzdeki aylarda Merkez Bankası’nın faiz indirimi beklentisinin artık kalmadığını ortaya çıkardı. Bunun tersine, küresel kriz ve siyasi kargaşaya bağlı olarak, birkaç ay sonrasında Merkez Bankası’nın faiz artırımını konuşmaya başlayabiliriz.
ABD’den yeni gelecek veriler ılımlı resesyon senaryosunu desteklese bile yurtiçi görünümün, iç talepte canlanma olması ihtimalini zayıflattığı ve zaten yavaşlamakta olan ekonomi üzerinde bu alandan gelecek baskının artacağı yönündeki değerlendirmeler artmaya başladı. Bunun üzerine, Avrupa’daki büyümenin de azalması halinde bunun ihracatı olumsuz etkileyeceği, böyle bir olasılıkta ekonomi üzerindeki kaygıların iyice artacağından söz ediliyor.