Selin GÜRSEL- Hüseyin ÇAKMAK/İSTANBUL, (DHA) - HAVALARIN ısınmasıyla birlikte düğün sezonu da açıldı. Düğünlerini Türkiye’de yapan yabancıların sayısı ise her geçen yıl artıyor. Özellikle İstanbul Boğazı hattı, Antalya ve Bodrum'daki lüks otellerde düğün yapmak isteyenler sıraya giriyor. Yaz sezonunda balo salonlarından ziyade açık hava düğünlerinin tercih edildiğini dile getiren Etkinlik Prodüksiyon Menajeri Baran Yalçın, "Çok fazla yabancı düğün yapmaya başladık. Özellikle İran ve Hint düğünleri çok artmaya başladı. Birkaç sene boyunca Antalya, İstanbul ve Bodrum’da, özellikle Hint, Lübnan ve Rus düğünleri çok revaçta olacak" dedi.
Türkiye’deki oteller ve düğün mekânları, yerli ve yabancı birçok insanın düğün için tercih ettiği bir nokta haline geldi. Oteller ödüllü şeflerle çalışmaya başlarken banket hizmetlerinde iyileştirmelere gitti. Organizasyon firmaları ise her tarza hitap eden organizasyonlar yapmaya başladı.
Staras Wedding firmasının Etkinlik Prodüksiyon Menajeri Baran Yalçın Türkiye’de yapılan düğünlerin detaylarını, DJ Mert Levent düğünlerde çalan DJ’lerin hangi özelliklere sahip olması gerektiğini ve DJ Coşkun Gürsel ise, yeni DJ’lerin sektörü nasıl etkilediğini DHA’ya anlattı.
DÜĞÜNE PARA HARCAYAN MİLLETLER ARASINDA TÜRKLER İLK 5’TE
Yaz sezonunda balo salonlarından ziyade açık hava düğünlerinin tercih edildiğini dile getiren Etkinlik Prodüksiyon Menajeri Baran Yalçın, “Çünkü İstanbul’un harika manzaralarını gören mekânlar var. Ayrıca artık hizmet anlayışımız çok iyi bir seviyeye geldiği için çok fazla yabancı düğün yapmaya başladık. Özellikle İran ve Hint düğünleri çok artmaya başladı. Birkaç sene boyunca Antalya, İstanbul ve Bodrum’da, özellikle Hint, Lübnan ve Rus düğünleri çok revaçta olacak” dedi.
Türklerin her daim düğüne çok önem verdiğini ve düğüne para harcayan milletler arasında ilk 5 içerisinde yer aldığını söyleyen Yalçın, “Herkes kendi şartlarına göre çok güzel bir düğün yapmak istiyor. O kadar farklı, o kadar geniş yelpazede düğünler yapıyoruz ki bazen biz bile inanamıyoruz. ‘O balo salonu nasıl bu hale geldi’ diye soruyoruz. Bu sebeple Hint, İran, Lübnan ve Rus düğünlerinden sonra Türk düğünleri artık beşinci sıraya yerleşti. Çok şaşalı, büyük, tasarımına çok değer verdiğimiz işler yapıyoruz. Bazı müşterilerimizle neredeyse bir yıl önceden projelerini konfirme edip iletişime başlıyoruz. Artık düğünleri üç ay kala yapmıyoruz. Hepsi en azından beş, altı ay öncesinden konuşulmaya başlanıyor. Ama mesela Avrupa’da böyle bir kültür yok. Bir kilise nikâhı yapıp olayı bitirebiliyorlar” diye konuştu.
“3 MİLYON DOLARLIK DÜĞÜN YAPIYORLAR”
Düğünlerin ortalama bütçeleri hakkında bilgi veren Yalçın, “Özellikle Hintliler çok para harcıyor. 2 - 3 milyon dolarlık bütçelerle düğün yapıyorlar. Ama düğünler tamamen proje bazlı ve sipariş üzerine yapılan bir iş. Ses, ışık ve eğlence anlamında kendine 10 bin liralık bir düğün bütçesi de oluşturabilirsin 300 bin liralık bir bütçe de oluşturabilirsin. Bir sanatçının çıktığı düğün bütçesiyle sadece bir DJ’in yer aldığı düğün bütçesi arasında dağlar kadar fark var” dedi.
“10 DÜĞÜNÜN 6’SINDA ‘AFTER PARTY’ VAR”
Yasal ses limitinden ötürü, bazı düğünlerde 00.00 itibariyle kapalı mekâna geçilerek ‘after party’ yapılması konusunda insanların çok sıkıntı çekmediğini dile getiren Yalçın, “İnsanlar ‘after party’lerde kendilerini çok konforlu ve güvende hissediyorlar. Çünkü onlara özel bir ortam yaratılıyor, etrafındaki herkes arkadaşı, ailesi de orada ve arabası otoparkta. 00.00’da biten düğün de var ‘after party’ ile devam eden de. Kimisi düğün sırasında bile ‘after party’ yapmak istediğini söyleyebiliyor. Ama en azından altı düğünde ‘after party’ varsa dördü 00.00’da bitiyor” diye konuştu.
“ARTIK GELİN VE DAMATLAR ÇOK BİLİNÇLİ”
Gelin ve damatların düğün konusunda çok bilinçlendiğini de belirten Yalçın, “Artık her detayı araştırarak geliyorlar. Bazen sadece kendi düşüncelerine odaklanıyorlar ve biz onlar için iyi bir sonucun ortaya çıkmayacağını söylüyoruz ama fikirlerini değiştirmek pek kolay olmuyor. Fakat ışık, ses ve müzik sisteminin değerini gerçekten bilen ve anlayan bir jenerasyonla çalıştığımızı söyleyebilirim” diye konuştu.
“DÜĞÜNDE ÇALMAK UZMANLIK İSTER”
Bir DJ olarak düğünde çalmanın ayrı bir uzmanlık gerektirdiğini kaydeden DJ Mert Levent, “Hepimizin bir teknik altyapısı, müzik bilgisi var fakat uzmanlıklarımız daha farklı. Her iş aslında bir uzmanlık gerektiriyor. Bir mekânda çalan düğünde çalabilir mi, elbette çalar. Sadece buna biraz zaman ve müzik yatırımı yapması lazım. Çünkü her müzik düğünde çalınmıyor, düğünlerin etnik altyapıları olabiliyor. Kulüpçülük veya restoran müziği yapmak ise daha farklı bir iş” dedi.
Düğünlerden önce gelin ve damatla toplantı yaptıklarını belirten Levent, “Sonuçta davetin sahibi onlar, nasıl bir içerik ve düğün hayal ettiklerini konuşuyoruz. Bu düğün içerisinde olmasını ve olmamasını istedikleri şeyleri soruyoruz. Daha sonra düğünü organize eden bir organizasyon şirketi varsa onlarla beraber tema üzerine yoğunlaşıyoruz. Organizasyonun teknik altyapısını kuran teknik prodüksiyon firmasıyla ses, ışık ve görüntü gibi detaylar üzerine bir toplantı yapıyoruz. Son olarak da, düğünden önceki hafta mutlaka o düğünün teması üzerine müzik arşivinden belirli bir çalma listesi oluşturuyoruz” ifadelerini kullandı.
“ARTIK BİR USB VE KULAKLIK ALAN ‘BEN DJ’İM’ DİYOR”
25 senedir DJ’lik yapan ve yeni nesil DJ’ler hakkında konuşan Coşkun Gürsel ise, “DJ olabilmek için bir okuldan veya işi bilen profesyonel birinden eğitim almak gerekiyor. Çünkü şarkıları birbirine mix’leyebilmek, şarkıların mezurlarını, notalarını bilebilmek lazım. Şimdi bir usb ve bir kulaklık alan herkesin ‘Ben DJ’im’ diyerek ortada dolaşması buradan kaynaklanıyor” dedi.
“PİYASAYA SEKTE VURDULAR”
Yeni nesil DJ’lerin daha az ücretleri kabul etmesinin sektörü etkilediğini belirten Gürsel, “Bundan 20 yıl önce biz bu mesleği yaparken plaklarla çalmak veya bir DJ bulmak çok daha zordu. Şimdi bu durumun kolaylaşması sektörü de etkiledi. Çünkü hem geçimini bu işten sağlayan, hem de piyasada bilenen ve belirli bir ücret karşılığında çalışan insanlar var. Hepsinin işini engellemek adına piyasaya bayağı bir sekte vurdular” diye konuştu.
“ANKARA’NIN BAĞLARI VE ERİK DALI TÜRKİYE’NİN MİLLİ MARŞI OLDU”
Tarzı ve konsepti fark etmeden bütün düğünlerde çalınan en popüler şarkıları da sıralayan Gürsel, “Türkçe şarkılarda Ankara’nın Bağları ve Erik Dalı, Türkiye’nin milli marşı gibi oldu. Ama son dönemlerde popülerliğini yitirdi. Ajda Pekkan, Tarkan ve Candan Erçetin ise düğünlerin vazgeçilmezleri. Yabancı şarkılarda ise, insanların radyolarda dinlediği hitlerden daha çok Despacito, La Bamba gibi şarkılar yine aynı şekilde vazgeçilmezlerden” ifadelerini kullandı.