Kocaeli’de yaşayan 54 yaşındaki Gürcan Sarıbıyık, dedesinden babasına, babasından da kendisine kalan ahşap yakma sanatını 40 yıldır sürdürüyor. Emekli olan Sarıbıyık, çocukluğundan bu yana hobi olarak yaptığı mesleğini şimdi dünyada sergiliyor. 5 metrekarelik dükkanında çalışmalarını sürdüren Sarıbıyık, yaptığı eserlerini Amerika, İngiltere, Filistin, Fas, İsviçre, Dubai gibi 32 ülkede sergiliyor. Teknolojiyi sanatla birleştiren Sarıbıyık, eserlerini yaptığı makineleri da kendisi imal ediyor. Tarihin elde canlanarak kalıcı bir hale gelmesini sağladığını söyleyen Sarıbıyık, eserlerinin gelecek nesillere miras kalmasını istiyor.
"DEDEDEN KALMA MESLEĞİMİ SÜRDÜRÜYORUM"
Ahşap yakma sanatını çok severek sürdürdüğünü ve yaptığı her eserde 16 yaşına geri döndüğünü belirten Gürcan Sarıbıyık, "Ahşap yakma sanatı dedemden kalma mesleğimizdir. Dedemden babama kaldı, babamdan bana kaldı, bizde son oluyoruz. Çünkü kaybolmaya yüz tutmuş meslek ve geleneksel mesleklerin getirisi biraz düşük oluyor. O yüzden biz de son demlerini yaşıyoruz. Tabi ki bizim işimiz hep elde yapılan bir şey. Daha önce ahşabı da elde oyuyorduk. Şimdi elde oyma makinelerimiz var. Selçuklu döneminden daha önce ilk ateş bulunduğunda metali ısıtmışlar, damgalar vurmuşlar. Bizler de sonradan sobalarda ateşi ısıtıp yaptık. Şimdi de ev havyalarımız var. Her çeşit ahşap kullanıyoruz ve ne isterseniz yapıyoruz. Daha çok canlı ağaç kesmemeye çalışırız. Şu ana kadar canlı ağaç kesmedik. Bir yaprağın düşmesini bile istemeyen insanlarız" dedi.
"TARİHİN ELDE CANLANARAK KALICI BİR HALE GELMESİNİ SAĞLIYORUZ"
Gençlere ve çocuklara tavsiyelerde bulunan Sarıbıyık, "Eğer bir yerlere gelmek istiyorlarsa mutlaka ellerinde güzel sanatlardan biri olsun. Bu resim de olabilir, müzik de olabilir ama güzel sanatlardan birini seçerek yaşarlarsa her istedikleri yere gelebilirler ve ömürlerinde de istedikleri başarıyı elde ederler. Mesela Selçuk Bayraktar için tablo hazırladım, ona tablosunu götüreceğim. Cumhurbaşkanımızın, Atatürk’ün, devlet büyüklerinin hepsinin tabloları mevcut. Biz bu kaybolmaya yüz tutmuş meslekleri, tarihi bir sanat haline dönüştürmüş oluyoruz. Hani derler ya ‘Tarih elde canlanır’ diye, bizde tarihin elde canlanarak kalıcı bir hale gelmesini sağlayıp ömür boyu çocuklarımıza, torunlarımıza kalsın istiyoruz. Zaten güneş almadıkça 100 yıl da geçse, 200 yıl da geçse bu eserimiz kalıcıdır. Herhangi bir deformasyon olmaz. Yağmur ve fazla güneş almadıkça saklanabilir eserlerdir" diye konuştu.
"DÜNYANIN 32 ÜLKESİNDE DE ESERLERİMİZ MEVCUT"
Paha biçilmez eserleri ortaya çıkardığını ifade eden Sarıbıyık, şu ifadeleri kullandı:
"Dünyanın 32 ülkesinde de eserlerimiz mevcut. Amerika, İngiltere, Filistin, Fas, İsviçre, Dubai gibi birçok ülkede eserlerimiz var. Birçok ülkeden teklifler geliyor. İngiltere’nin premier otellerinden şimdi teklif geldi. Londra’da yaklaşık 26 otel varmış oraya da eserlerimizi göndereceğiz. Oraya en kısa zamanda sunum yapmaya gideceğim. İşimi severek yapıyorum ve istediğim yere geliyorum. Üniversitemi de bitirdim, doktora tezimi de yaptım. İstediğim yere gelmemi sağlayan bu güzel sanatlarımdır. Daha önce de resim, ahşap yakma sanatı, karakalem ve sokak ressamlığı da yaptım"
"5 METREKARELİK DÜKKANDA ESERLERİMİZİ DÜNYAYA İHRAÇ EDİYORUZ"
Kullandığı makineleri dışarıdan almadığını söyleyen Sarıbıyık, "Ben teknolojiyi sanatla birleştiriyorum ve makinelerimi da kendim imal ediyorum. Mesela torna tezgahım, dekupaj makinem, matkap tezgahım, daire testerelerim var ve hepsi kendim imalatımdır. Dışarıdan makine alarak çalışmam. Şu gördüğünüz havya dahi kendi imalatımdır. 5 metrekarelik dükkanda yaptığımız eserlerimizi dünyaya ihraç ediyoruz. Sakarya’nın Taraklı ilçesinde de 60 metrekarelik bir sanat galerim var. Oradan da tüm dünyaya tüm eserlerimizi gönderiyoruz" sözlerine ekledi.
(İHA)