Dün hibrit araçlar için ÖTV indirimi kararı alınırken, sektör temsilcileri bu kararın kısıtlı modelde uygulanabileceğini ancak zaman içinde model sayısının artacağını belirtmişti. Türkiye’de tam elektrikli otomobillerin pazar payının her yıl katlanarak arttığına dikkat çeken sektör temsilcileri yaşanan en büyük sorunun ise ev de veya işyerinde şarj imkanına erişim konusunda olduğunu dile getiriyordu. Bu durumun tam elektrikli otomobile geçiş yapmayı ertelediği ifade edilirken çok kritik bir karar daha alındı.
Bu kapsamda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, yayınladığı yeni bir resmi karar ile bu soruna da kökten bir çözüm getirdi. Özellikle site ve apartmanlarda yaşayanlar için ortak alanlarda şarj istasyonu kurulumu konusu zaman zaman anlaşmazlıklara bile yol açabiliyordu. Artık elektrikli araç sahipleri, şarj istasyonu kurulumu için eskisi gibi zorlu bürokratik süreçlerle uğraşmayacaklar.
Bakanlık’tan yapılan açıklamada, şarj istasyonlarının ruhsat gerektiren bir yapı niteliğinde olmadığının altı çizildi. Bu nedenle şarj istasyonları kurulurken 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19’uncu maddesinde yer alan maliklerin beşte dördünün rızasının aranmasına gerek olmadığına işaret edildi. Aynı kanunun 42’nci maddesine atıfta bulunan Bakanlık, şarj istasyonu kurulumu için çoğunluğun kararının yeterli olacağını bildirdi.
Açıklamanın devamında, “Bakanlığımıza yapılan başvurularda, site ve apartlamanların açık veya kapalı otopark alanlarında elektrikli araç şarj ünitelerinin kurulması için kat malikleri kurulunda hangi oranda karar alınması gerektiğine dair sorular sorulmakta olup, konunun açıklanma ihtiyacı hasıl olmuştur. Herhangi bir inşai faaliye konu olmayan, kapalı mekân teşkil etmeyen ve blok olarak montajlı bir şekilde naklen getirilen, yangın ve elektrik tedbirleri alınmış olan ve sökülür takılır seyyar bir elektrikli cihaz niteliğindeki elektrikli araç şarj ünitelerinin ruhsat gerektiren bir yapı niteliğinde olmadığı, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19. maddesinde yer alan kapsamda olmaması nedeniyle, maliklerin beşte dördünün rızasının aranmasına gerek bulunmadığı, kanunun 42. maddesi kapsamında değerlendirilerek kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğu ile verecekleri karar ile kurulabileceği...” ifadelerine yer verildi.