Ergün, "Eminim Türkiye önümüzdeki birkaç yıl içerisinde sadece bir markayı değil birden fazla markayı piyasaya sunabilecek güçtedir, bundan da memnuniyet duyuyoruz" dedi.
Ergün, İstanbul Ticaret Üniversitesinde düzenlenen "Girişimcilik Konferansı" ve İktisadi Araştırmalar Vakfı ödül törenin ardından basın mensuplarının yerli otomobille ilgili sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Fiyat aralığı olarak 20-25 bin liralar telaffuz ediliyor. Bu sizin hayallerinizdeki aralık mıdır?" şeklindeki sorusu üzerine, fiyatı belirleyecek olanın kendisi olmadığını, fiyatı piyasanın belirlediğini söyledi.
Nihat Ergün, şunları kaydetti:
"Elbette birtakım maliyetler hesap edilecektir. Üretici piyasadaki araştırmasına göre fiyatını belirleyecek. Ama Türkiye’de tüketilen arabaların nasıl arabalar olduğuna baktığımızda, iç pazarda otomobil olarak baktığımız zaman yüzde 70’i ithal araçlardan oluşuyor, yüzde 30 sadece Türkiye’de üretilen araçlar iç pazarda yer alabiliyor. İç pazarda yer alan araçların fiyatına baktığımızda Türkiye’de üretilen araçların fiyatlarına baktığımızda bunların 30-40 bin lira aralığındaki araçlar olduğunu görüyoruz. Dışarıdan ithal edilen araçlara baktığımızda yine bunların da 50 bin ve üzerindeki araçların ağırlıkta olduğunu görüyoruz.
Demek ki Türkiye’deki toplumsal talebin sıfır otomobiller açısından baktığımızda önemli bir bölümü çok ucuz araç talebinde bulunmuyor. İyi araç istiyor insanlar, kaliteli araç istiyor ve birtakım maliyetlere bunun için katlanıyorlar. Üreticilerin, toplumdaki bu talepleri ben dikkate alacağını düşünüyorum. Kuşkusuz araçların ekonomikliği son derece önemli. Bunu da birçok tüketici dikkate alacaktır. Ama ekonomik olması demek o aracın birtakım, arzu edilen konfordan uzak olması anlamına gelmiyor. Hidrolik direksiyonu yoksa bir aracın veya camları otomatik açılmıyorsa, birtakım yeni konforlara sahip değilse o aracın fiyatının ucuz olması tüketilir olduğu anlamına da gelmiyor. Fiyat toplumsal taleple, maliyetlerle birlikte oluşacaktır."
Kendilerine sunulan raporda Türkiye’de bir aracın 20-25 bin lira aralığında üretilmesi halinde pazar bulabileceği şeklinde bir fiyat olduğunu, kendisinin o fiyatı açıkladığını, yoksa kendisinin "olması gereken fiyat budur" diye bir iddiada bulunamayacağını, olması gereken fiyata piyasanın, taleplerin karar vereceğini belirtti.
"Sektör yeni bir marka ve model koyabilecek güce sahip"
Üretilecek aracın segmentiyle ilgili olarak da Ergün, şunları belirtti: "Türkiye’de yeni bir marka ve modelden bahsediyorum. Bunun segmentine, fiyatına, modellerine karar verecek olanlar piyasa araştırmasını yapanlar ve üreticiler olacaktır. Piyasadaki taleplere göre buna karar vereceklerdir. Bu segmentler farklılaşabilir. C segmenti araçta da B segmenti araçta da başka segmentlerde de üretim gerçekleştirilebilir eğer fizibılsa. Fizibilitenin sonucu sektöre ne gösteriyorsa onu üretecektir. Biz şunu üret diye bir işarette bulunma imkanına da sahip değiliz açıkçası. Bizim istediğimiz şey; sektör Türk otomotiv sanayinin içerisine yeni bir marka ve model koyabilir, bu güce sahiptir ve Türkiye’deki otomotiv sektörüyle ilgili piyasa gelişmeleri de buna imkan vermektedir. O zaman bu imkanı değerlendirin, biz de destekleyelim. Gereken teşvik mekanizmalarını oluşturalım."
"2012 teşvik yılı olacak"
Teşvik sistemiyle ilgili çalışmaların da zaten son safhaya geldiğini bildiren Ergün, "Herhalde kısa zaman içerisinde de tamamlanıp kamuoyu ile paylaşılacaktır" dedi.
Ergün, belli bir tarih olup olmadığının sorulması üzerine, "Zannedersem şubat ayı içerisinde kamuoyu ile paylaşılacak hale gelir, paylaşılır. Son rötuşlar yapılıyor. En son iki gün önce son çalışmayı yaptık, arkadaşlarımız ona şekil veriyorlar, Şubat ayı içerisinde kamuoyu ile paylaşılmış olur" diye konuştu.
"FIAT-TOFAŞ ANLAŞMIŞLARSA MUTLULUK DUYARIZ"
Ergün, yerli otomobil üretimiyle ilgili olarak, "Eğer FIAT ve TOFAŞ Türkiye’de böyle bir ortaklığı tesis etmek, tasarımı Türkiye’de yapılmak, önemli parçaları Türkiye’de üretilmek ve Türkiye’den bir marka ve modeli Türkiye ve dünya pazarlarına sunmak üzere anlaşmışlarsa bundan büyük bir mutluluk duyarız" dedi.
Gördükleri kadarıyla gelişmenin bundan ibaret olmadığını belirten Ergün, "Başka firmalar da konunun üzerinde çalışmaktadırlar. Eminim, Türkiye önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde sadece bir markayı değil birden fazla markayı ve modelleri piyasaya sunabilecek imkan ve kabiliyete sahiptir. Bunu görüyoruz, bundan da memnuniyet duyuyoruz" diye konuştu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin yeni teşvik sistemiyle ilgili "Nokta atışı yapılması gereken yerler var" ifadelerinin anımsatılması üzerine de Ergün, "O nokta atışı da yapılıyor zaten. Bu teşvik sistemi önemli unsurlar, yenilikler getiriyor. Teknolojik alanlara önem veren bir yönü var, stratejik bazı sektörleri dikkate alan bir yönü var, büyük yatırımları dikkate alan bir yönü var. Çok yeni ve yüksek teşvik argümanları da devreye sokulabiliyor. Bölgesel teşviklerde de teknoloji yatırımlarında da yenilikçi yatırımlarda da stratejik yatırımlarda da çok önemli yeni argümanlar devreye girecek. 2012 yılı yatırımcılar açısından önemli bir yıl olacak, teşvik yılı olacak. Onu inşallah şubat ayında açıklandığında görmüş olacağız" şeklinde konuştu.
[