FİNANS

Haftalık strateji

Borsalarda nisan ayının son haftası karışık bir seyre sahne oldu.

Haftalık strateji

Avrupa borsaları ay içinde yaşadıkları gerilemeyi takiben dengelenme işaretleri ortaya koyarken IMKB’de hisse bazı hareketlerin katkısı ile sanayi endeksi haftayı yüzde 1,9 yükselişle, banka endeksi ise yüzde 1,1 kayıpla noktaladı.

2012 yılının ilk dört aylık kesitine baktığımızda hisse marketleri ocak-şubat dönemini yüzde 15 – 20 arası oranlarda yükselişlerle geçirirken takip eden iki aylık kesit olan mart – nisan periyodu kazanımların yarıya yakının kaybı ile yüzde 5 – 10 arası değer kayıplarına sahne oldu.

2012 yılında IMKB

Aşağıda solda IMKB 100 endeksinin sağda ise banka endeksinin son 18 ayda dolar bazı seyri yer alıyor. Her çizginin 1 haftayı simgelediği bu grafiklerde de görüleceği üzere aslında IMKB yükselişi 4 hafta gibi kısa bir süreye sıkıştırarak şubat ortasında 61.500 puana sıçradı ve devamında 10 hafta ağırlıkla 59,000 – 62,500 bandında dalgalanmaya sahne oldu.

Peşinen söyleyelim yılın ikinci yarısında biz IMKB 100 endeksinin son 18 ayın dolar bazı tepelerinin birleştirilmesinden oluşan trend direncini kırarak güçlü bir yükseliş yaşamasına yüksek olasılık veriyor, endeksin 2012 sonunda 75.000 puana ulaşmasını, 2013 yılında da düzeltmeler eşliğinde yükselişi sürdürmesini bekliyoruz.

Mayıs ayında piyasalar

Orta ve uzun vade adına hisse senedi yatırımlarının barındırdığı risklerden daha cazip fırsatlar sunduğunu düşünmekle birlikte kısa vadeyi kestirmekte zorlanıyoruz.Mayıs ayının ilk yarısında piyasalar üzerinde etkili olma potansiyeli yüksek 3 faktör ön plana çıkıyor.

1-ABD verileri : salı ve perşembe ISM imalat ve hizmet endeksleri , cuma günü tarım dışı istihdam verisi açıklanacak. Ayın en önemli bu üç verisi tüm marketler üzerinde etkili olacak.

2-Fransa cumhurbaşkanlığı seçimi : Pazar günü yapılacak seçimde François Hollande ‘ın Sarkozy’i geride bırakması ve koltuğu alması ihtimali yüksek. Son anketlere göre Hollande’ın yüzde 54 oy alması bekleniyor.

Bu seçimin piyasaları ilgilendiren tarafı AB borç krizinin yatışmasını sağlayan Alman modeli olarak tanımladığımız her ülkenin ayağını yorganına göre uzatmasını zorunlu kılan mali birlik anlaşmasına Hollande’ın itirazları ve Avrupa Birliği'nin kemer sıkma politikasını revize etmeye söz vermiş olması. Hollande, birlik üyelerinin mevcut borç krizini aşmak için hazırladıkları mali anlaşmayı tekrar masaya yatıracağını ve göreve gelmesi durumunda 26 Avrupa ülkesinin liderine bir mektup göndererek mali anlaşmaya yeni maddeler eklenmesini isteyeceğini açıklamıştı.Bu bakıma Fransa seçimi piyasaların gündeminde negatif bir faktör olarak gerek bu hafta gerek ise seçim sonuçlarını takiben önümüzdeki hafta baskı unsuru oluşturma potansiyeli taşıyor.

Hollande koltuğa oturduktan sonra işler sarpa sarar ve yeniden kontrolden çıkar mı ?
Sanmıyoruz, koltuğa oturma hevesi ile sarf edilen sözler ile iş başa düştükten sonra yapılabilecek olanlar birbirinden farklı. Bu bakıma Hollande faktörünü orta ve uzun vade adına bir risk olarak görmüyoruz, ancak kısa vadede çalkantı yaratma potansiyelini dışlamıyoruz.

3-Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s şubat ayında 16 Avrupa ülkesinden 114 bankanın notunu olası bir indirim için izlemeye aldığını açıklamıştı. İzleme süresi 14 Mayıs’ta sona eriyor. Bu bakıma mayıs ayının ilk yarısı içinde ( kararın 5 mayıs veya 12 mayıs cumartesi günü açıklanması olasılığı daha yüksek ihtimal taşıyor ) Avrupa bankalarında karne trajedisi yaşanabilir. Gerek Fransa gerek ise Moody’s faktörü piyasalar için negatif beklenti özelliği taşıyor. Geleneksel yaklaşım bu iki faktör gerçekleşene kadar piyasaların baskı altında kalması ve ufuktaki negatif beklentiyi satması, kötü haber gelince de yeterince fiyatlandı refleksi göstererek ibrelerin yukarı dönmesini beklemeyi gerektiriyor.

Gerçekten de mayıs ayının ilk iki haftası içinde borsalar bu iki faktörün baskısı altında ( yüzde 5 – 10 arası oranlarda ) gerilerse orta ve uzun vadeli potansiyeli de göz önüne alarak tereddütsüz kötü beklenti gerçekleştiğinde almak lazım der, mayıs ortasından itibaren hisse senetlerinde alış öneririz. Peki hiç beklenmeyen olur ve düşmesi beklenirken hisse piyasaları kötü haber & beklentileri görmezden gelerek yukarı gidebilir mi ? Biz bu senaryoyu dışlamıyoruz. Çünkü geçen hafta piyasaların negatif haber akışına dayanıklılık gösterdiğine şahit olduk.

Evet ufukta negatif 2 beklenti var ama unutulmaması gereken bir gerçek de Avrupa borsalarının mart ortasından bugüne yüzde 10 – 20 arası oranlarda değer kaybettiği ve İspanya faizinin yüzde 4,8’den yüzde 5,88’e yükseldiği.

Bu gerilemeyi takiben son iki haftadır borsalarda net bir dengelenme var. Finans sektöründe geçirdiğimiz 19 yılın bize öğrettiği en önemli bilgi düşmesi gerekirken düşmemeyi başaran marketin güçlü bir yükseliş müjdelediğidir. Bu nedenle mart başında AB mali birlik anlaşmasını takiben (beklenti bitti algısı ile İspanya faizinde yükseliş & borsalarda düşüş beklentimiz doğrultusunda ) iyimser cepheden ayrılarak saf tuttuğumuz ihtiyatlı cepheyi terk ediyor kısa vadeye yönelik tarafsız konuma geçiyoruz.

AB tahvil piyasaları

Yukarıda solda İspanya sağda Almanya tahvil faizi grafiği yer alıyor. Nisan ortasında yüzde 6 barajını yukarı zorlayan İspanya faizi geçen haftayı yüzde 5,88 ile tamamladı. Bu cephede önümüzdeki 2 haftalık kesitte yüzde 6 barajının üzerine sıçrama yaşanırsa borsalar üzerinde sert negatif bir etkisi olur ve yüzde 6,50 ‘lere kadar kontrolsüz bir yükseliş yaşanabilir.

Öte yandan önümüzdeki 2 hafta içinde İspanya faizi sırası ile yüzde 5,75 seviyesinin altında kapanış yaşarsa borsalar için pozitif, yüzde 5,52
seviyesinin altında kapanış yaparsa güçlü pozitif etki gösterir. Sağda yer alan grafikte ise Alman tahvil faizi var. Önceki hafta yayınladığımız pusulada aktardığımız üzere bu marketin piyasa üzerindeki etkisi ters çalışıyor. Korku arttığında ve aktörler riskli marketlerden çıkarak bu cepheye yöneldiğinde artan talep faizin düşmesine, tersi olduğunda ve bu marketten para çıkışı olduğunda gelen satış faizin yükselmesine neden oluyor.
Bu nedenle Alman tahvil faizi ( aynı şey ABD tahvil faizi için de geçerli ) düşerken borsalar geriliyor, Alman tahvil faizi yükselirken
borsalarda yükseliyor. Bu cephede nisan ayı içinde üç kez test edilen yüzde 1,64 seviyesinin önemi arttı. Alman tahvil faizi yüzde 1,64 seviyesinin altında kapanış yaparsa borsalar üzerinde güçlü negatif, aksi olur ve yüzde 1,75 üzerinde kapanış yaparsa pozitif etkisi olur.

Strateji

Yukarıda özetlediğimiz üzere orta – uzun vade adına iyimser cephedeki konumumuzu koruyoruz. Kısa vade adına ise iddialı bir öngörümüz yok. Eğer hisse marketlerinde mayıs ayının ilk yarısı yüzde 5 - yüzde 10 arası gerilemelere sahne olursa bunun büyük alış fırsatı olacağı görüşündeyiz.

Türkiye üzerinde etkili olması muhtemel şubat ayı dış ticaret verisi bugün saat 10:00 da açıklanacak. Beklenti şubat dış ticaret açığının 7,35 milyar dolar gelmesi yönünde. ( 11 mayıs cuma günüde mart cari açık verisi açıklanacak ) Bu iki veri IMKB nin pozitif veya negatif ayrışması üzerinde direkt belirleyici olacak.

Haftaya 60.600 puanla başlayan IMKB 100 endeksi adına yakın desteğin 59.750, güçlü desteğin 58.900 olduğunu, yukarı yönlü ataklarda ise dirençlerin 61.250 ve 63.000 olduğunu düşünüyoruz. Nisan başında 126.900 puanı gören ve bu seviyeden yüzde 9 gerileyerek geçen haftayı 115.600 puanda tamamlayan IMKB bankacılık endeksinde ise 109.000 puanı cazip bir destek seviyesi olarak görüyoruz.

AB cephesinde negatif senaryolar baskın olsa ve borsalar sert değer kayıplarına uğrasa da ekim 2010 itibarı ile 170.000 puana kadar yükselen IMKB bankacılık endeksine yönelik risklerin biz 105,000 ve 100,000 puan destekleri ile sınırlı kalacağı görüşündeyiz.
Öte yandan özellikle geçen hafta negatif haber akışına dayanıklılık gösteren Avrupa borsalarının ve S&P kredi notunu 2 basamak indirmesine rağmen yükselmeyen İspanya faizinin ortaya koyduğu refleksi önemsiyor, hisse piyasalarının kısa vadede beklenmedik pozitif sürprizlere açık olduğunu düşünüyoruz.

Banka endeksini özellikle ön plana çıkarmak istedik. Bu cephenin uzun vadeli ( 24 ay ) yukarı yönlü potansiyeli ile ilgili olarak ekim 2010 zirvesi olan 170.000 puanı referans almanın yeterli olmayacağı görüşündeyiz.

Okurlar iddialı bulabilir ama biz 18 ay öncesine göre öz-sermayelerini yüzde 100’e yakın arttıran banka hisselerinden oluşan bu endekste uzun vadede yukarı yönlü potansiyeli 300.000 puan seviyesi olarak görüyor, mayıs ayı içinde alış işlemlerinde önceliğin banka hisselerine verilmesini öneriyoruz.

USD/TRL

Haftayı 1,76 seviyesinde tamamlayan USD/TRL de 1,7520 ve 1,72 seviyeleri önemli bulduğumuz destek seviyeleri. Yukarı yönlü hareketlerde 1,7850 ve 1,81 dirençlerinin geçilmesinin radikal faktör değişiklikleri gerektirdiğini düşünüyor, 2012 sonuna yönelik 1,55 beklentimizi koruyoruz.

Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler