İngiltere'nin mali yapıları yeniden düzenleyecek yeni AB anlaşmasını veto ettiği zirvede geride kalan 26 ülkenin ortak vergi ve bütçe uygulamasına destek verdiği bildirildi.
Euro bölgesinde yer alan 17 ülke anlaşmayı imzalayacağını açıklarken dokuz ülkenin ise anlaşmaya onaya vereceklerini belirttiler.
Anlaşmayı henüz imzalamamış ülkelerin bazıları parlamentolarının onayını bekleyecek.
İngiltere ise yeni anlaşmanın ülkenin çıkarlarına aykırı olduğu belirterek sürecin dışında kaldı.
Böylece, Almanya ve Fransa'nın, 27 üyenin onayı olan anlaşma çabaları boşa çıkmış oldu.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy yaptığı açıklamada, tüm AB üyelerini kapsayan bir anlaşmayı tercih ettiğini, ancak bunun İngiltere'nin tutumu nedeniyle mümkün olmadığını söyledi.
Sarkozy, İngiltere'nin bazı mali kurallardan muaf tutulmayı teklif ettiğini belirtti.
Sarkozy, "Bunu kabul edemezdik. Zaten yeterli derecede kural olmadığı için şu anki sorunları yaşıyoruz" dedi.
İngiltere Başbakanı David Cameron ise özellikle mali hizmetler sektörüne getirilecek yeni denetimlerden muaf tutulma konusunda güvenceler alamadığını belirtti,
Cameron, var olan koşullar altında AB yapılarında yeni bir düzene gidilmesinin İngiltere'nin çıkarlarına uygun olmadığını söyledi ve 'fiilen veto kullanmış oldum' dedi.
Başbakan yardımcısı ve koalisyondaki Liberal Demokrat Parti başkanı Nick Clegg, Cameron'un veto kararının arkasında dursa da 27 ülkenin imzaladığı bir anlaşmaya varılamadığı için üzgün olduğunu belirtti.
İngiliz gazetesi Guardian gelişmeleri "Finans sektörünü koruyan Cameron Avrupa'dan dışlanma riskini aldı" başlığıyla duyurdu.
Economist dergisinin Avrupa bloğunda İngiltere'nin veto kararı "Büyük Ayrılık" olarak tanımlandı ve Maastricht anlaşmasından bu yana yaşanan hayati bir dönemeçte olunduğu vurgulandı.
AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, anlaşmaya taraf olacak ülkelerin Uluslararası Para Fonu IMF'ye ihtiyaç duyabilecek ülkeler için 200 milyar Euro ek kaynak sağlayacağını açıkladı.
Almanya ve Fransa liderlerinin hafta başı yaptığı görüşmelerde ana hatları çizilen öneriler, ulusal bütçelerin daha sıkı kurallara tabi olmasını, kuralları ihlal edenlere, müzakere sürecine girişilmeksizin hemen yaptırım uygulanmasını öngörüyor.
AB halihazırda üyelerinin enflasyon ve bütçe açıklarında belirli eşikleri aşmamasını bekliyor, ihlal halinde öngörülen yaptırımlar çoğu zaman ihtar açıklamaları ile geçiştiriliyordu.
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, yeni anlaşmanın gelecek Mart'a kadar hazır olması gerektiğini vurguladı.
Sarkozy, oluşan çatlağın 'iki vitesli bir Avrupa' yaratacağı yorumlarını ise kabul etmedi. Bazı yorumcular ise zirvenin euro kullanan ve kullanmayan ülkeler arasındaki ayrışmayı ortaya koyduğunu düşünüyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de zirvede alınan kararların Euro Bölgesi'nin güvenilirliğini arttıracağını belirtti.
Merkel, "Ben hep Euro Bölgesi'ndeki 17 ülkenin güvenilirliğini geri kazanması gerektiğini söyledim. Bence bu olabilir ve bugünün kararlarıyla olacaktır' dedi.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi de, planlanan anlaşmanın ekonomik siyasetler açısından daha disiplinli olunmasını sağlayacağını belirtti.