Osman İkiz
Stockholm
Gerçek Finliler hareketi milletvekili sayısını dört yılda dokuz kat arttırdı
Norveç, Danimarka, İsveç ve nihayet Finlandiya.
Aşırı sağ en sonunda Finlandiya Parlamentosu'na da girdi.
Kuzeyde bu ülkelerin dünyadaki imajına ters gelişmeler oluyor.
Kuzey ülkeleri dayanışmacı, hümanist, hoşgörülü, aşırılıklara karşı, uzlaşmacı özellikleriyle tanınırdı; ama küreselleşmenin çarkları arasında kendilerini koruyamayıp değiştiler.
Avrupa'nın bu köşesi artık sosyal refah devletinin referansı olmaktan çıkarak aşırı sağın vitrini haline geldi.
17 Nisan'daki seçimde yüzde 19 oranında oy alan Hakiki Finlandiyalılar Partisi 39 milletvekilliği kazanarak 200 üyeli parlamentoda üçüncü büyük parti oldu.
İkinci büyük parti durumundaki sosyal demokratlar, Hakiki Finlandiyalılardan sadece binde bir oranında fazla oy aldı.
En büyük parti Ulusal Birlik Partisinin oy oranı ise yüzde 24. Hükümetin Ulusal Birlik Partisi lideri Jyrki Katainen başbakanlığında bu üç parti tarafından kurulması bekleniyor.
AB karşıtlığı Hakiki Finlandiyalılar'ın temel politikası içinde yer alıyor. Dolayısıyla yeni dönemde Finlandiya AB ilişkisinin yeni bir çehre kazanması kaçınılmaz olacak.
Bu yüzden gelecek haftaki hükümet pazarlığı dışardan da dikkatle izlenecek.
Hakiki Finlandiyalılar, Avrupa Para Birliği'ne de, ekonomik kriz içindeki üyeleri kurtarmak amacıyla oluşturulan yardım paketlerine de karşı çıkmıştı.
Portekiz'e mali desteğin gündeme gelmesiyle seçim kampanyasının çakışması da Hakiki Finlandıyalar'ın eline yeni bir koz verdi.
Durumu kötüleşen Finlandiyalı emekliler ekmek kuyruklarında beklerken Portekiz'e yardıma kesinlikle karşı çıkılacağı açıklandı.
Hastanelerde uzayan kuyruklar, ameliyat olacak hastaların aylarca beklemek zorunda kalması ve işsizlik partinin göçmen karşıtı politikasına malzeme oldu.
Gelir dağılımın bozulması işlerini kolaylaştırırken, milliyetçilik söylemi ile hoşnutsuzlar cephesi genişletildi. İsveççe'nin okullarda zorunlu dil olmaktan çıkarılacağı bildirildi.
AB çatısı altında ortaya çıkan yolsuzluklar, projeler için dağıtılan paralar, politikacılara güveni sarsarken popülist partinin işini kolaylaştırdı.
''Zenginden alıp yoksula vereceğiz'' diye konuşan partinin karizmatik lideri Timo Soini, seçim kampanyası boyunca diğer siyasilerden söz ederken halktan kopukluklarını vurgulamak için onlardan sürekli olarak ''Helsinki'deki Beyler'' diye söz etti.
Hakiki Finlandiyalılar aşırı sağ, ırkçı ya da en hafifinden popülist diye suçlanıyor.
Norveçte son seçimde yüzde 22,9 oranında oy alan Kalkınma Partisi, Danimarka'da yüzde 14'lük oy tabanına sahip Halk Partisi, İsveç'te yüzde 5,7 ile parlamentoya giren İsveç Demokratları'na yönelik suçlamalar da farklı değil.
Bu partiler tıpa tıp olmasa da büyük ölçüde birbirlerine benziyor. Hepsinin ortak yanı yabancılara ve bu ülkelerin gelişmesinde önemli rolleri olan sosyal demokrat partilere karşı olmaları.
Çıkış noktaları milliyetçilik olduğundan AB'nin artan etkisi de bu partileri rahatsız ediyor. Kalkınma Partisi Norveç'te, Halk Partisi Danimarka'da hükümet ortağı değiller ama hükümet politikalarını etkileyecek güce ve etkinliğe sahipler. Kuzey ülkelerinde gözlenen gelişmenin bütün Avrupa'yı sarması sürpriz olmayacak. Bu gelişme AB ve ortak para birimi Euro için tehdit oluşturuyor.
Bir ülkenin AB kurtarma paketlerinden yararlanabilmesi bütün üyelerin onayına bağlı.
Bu saatten sonra Portekiz'e yapılacak yardıma Finlandiya'nın ''evet'' deme olasılığı yok. Tahminlere göre Brüksel bu durumda yeni bir çözüm arayışına girecek. Ama ne olursa olsun artık AB çatısı altında işlerin eskisi gibi yürümeyeceği belli.
Hakiki Finlandiyalılar'ın zaferiyle güçlenmiş olan Avrupa'daki popülist partilerin hükümet politikaları üzerinde etkilerini hissettirmeleri bekleniyor.