Türk Parası Kıymetini Koruma Kanunu'nda yapılan değişiklikle, altın mevduatı uygulamasının yaygınlaştığını belirten Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Hasan Ecesoy, altın ve altına dayalı ürünlerin faize duyarlı kesim için alternatif yatırım aracı olduğunu söyledi. Ecesoy, piyasalarda yaşanan belirsizlikten dolayı altındaki seyrinin yukarı yönlü olduğunu kaydetti.
Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Hasan Ecesoy, Türkiye'de altın bankacılığının, küresel finansal krizinin etkilerinin artması ve güvenli liman arayışlarıyla birlikte ağırlıklı olarak gündeme gelmeye başladığını söyledi. Dört yıl önce Türk Parası Kıymetini Koruma Kanunu'nda yapılan değişiklikle, altın mevduatı uygulamasının yaygınlaştığını belirten Ecesoy, "Altın ve altına dayalı ürünler bir yandan faize duyarlı kesimin alternatif yatırım aracı arayışına cevap vermekte, diğer yandan altın işlemleri bankaların faiz dışı gelirlerini olumlu yönde etkilemektedir. Türkiye ekonomisi açısından yastık altında tutulan altınların bankalarda yatırıma dönüştürülebilmesi, tasarrufların artırılmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır." dedi.
Altına dayalı mevduat ve benzeri yatırım ürünlerinin toplam yatırım ürünleri içerisindeki payının yüzde 1,6 seviyelerinde olduğuna dikkat çeken Ecesoy, Türkiye'de yastık altında tutulan altın miktarının 5 bin ton civarlarında olduğunun tahmin edildiğini kaydetti. Ecesoy'a göre bankaların dayalı yeni yatırım ürünleri ile yastık altında bulunan altınların yüzde 10'unun (500 ton) ekonomiye kazandırılması bile altına dayalı yatırım ürünlerinin oranlarının sektör içerisindeki payının önemli ölçüde yukarı çekilmesini sağlayacak.
Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Ecesoy, altın bankacılığına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Banka olarak altın bankacılığında son dönemde ürün çeşitliliğini artırdıklarını aktaran Ecesoy, "Emanet niteliğinde altın yatırım hesapları ve altına dayalı geleneksel B tipi yatırım fonuna ilave olarak bu yılın başında Anapara Korumalı Altın Fonu'muzun ihracı gerçekleştirilmiştir. Bu ürün anaparadan kayıp riskini göze almayan ve altın fiyatlarındaki yükselişten yararlanmak isteyen yatırımcılarımıza yönelik olarak tasarlanmıştır. Yine bu yılın başında yeni bir ürün olarak mevduat niteliğindeki Altın Çağı Hesabı'nı yatırımcılarımıza sunmuş bulunmaktayız. Emanet Hesaplar ve Altın Çağı Hesabı'nda yapılan altın alım satım aracılığında bankamız son derece dar fiyat marjı uygulayarak müşteri memnuniyetini üst düzeyde tutmakta ve fiyatlama konusundaki iddialı konumunu sürdürmektedir." diye konuştu. Bu işlemlerde yatırımcılara herhangi bir miktar kısıtlaması uygulanmıyor. Yatırımcılar gün içerisinde dilediği zamanda diledikleri miktarda altın alabiliyor. Vakıfbank olarak fiziksel altın satışına da aracılık yaptıklarını aktaran Genel Müdür Yardımcısı Ecesoy, uluslararası geçerlilikteki saflık derecesinde ve standartlarda değişik ağırlıklardaki altınlar ile GAP, Sinan ve Osmanlı Vakıf Altını gibi özel koleksiyon altınları yatırımcılara sunduklarını bildirdi.
Altın kredisi yolda
Son dönemdeki altın fiyatlarındaki artışa dikkat çeken Ecesoy, Merkez Bankası'nın politikalarına da değindi. Merkez'in rezerv ve zorunlu karşılıkların yönetiminde altının ağırlığını artırmasının hem bankacılık sektöründe hem de yatırımcı kesiminde altın talebinin ve altına dayalı ürünlerin artışına neden olmasını beklediklerini ifade eden Ecesoy, yastıkaltındaki altının sisteme kazandırılmasının önemli olduğunu kaydetti. Banka olarak altına dayalı Anapara Korumalı Fonları düzenli olarak ihraç etmeyi planladıklarını bildiren Ecesoy, "Önemli bir diğer projemiz olan Altın Kredisi'ni ise bu yılın ilk yarısında müşterilerimizin hizmetine sunmayı hedeflemekteyiz." dedi. ekonomi servisi
Altındaki hareket yukarı yönlü
Altın fiyatlarının seyrini değerlendiren Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Ecesoy, ekonomik iyileşmenin henüz istenilen düzeye ulaşmaması, global likidite artışı, enflasyon beklentileri, altın talebindeki artış ve ülkelerin altın rezervlerini artırma amaçlarının, önümüzdeki günlerde altın fiyatlarındaki yükselişin devam etmesini destekleyecek önemli faktörler olduğu görüşünde. Küresel ekonomik görünüme ilişkin riskler ve merkez bankalarının genişletici politikalarının ön plana çıktığını ifade eden Ecesoy, "ABD ve Euro Bölgesi'nde devam eden ekonomik sorunlara karşın henüz efektif çözümlerin üretilmemiş olması, bu ülkelerin para birimlerine olan güveni de azaltmaktadır. Bu durum yatırımcıların, daha güvenli yatırım araçlarına yönelmesine neden olurken, altın da buna bağlı yüksek seyrini sürdürmektedir. Piyasalardaki belirsizliğin devam ediyor olması, merkez bankalarının altın rezervlerini artırmalarına neden olurken, nispeten daha olumlu bir ekonomik görünüme sahip gelişmekte olan ülkelerden altına gelen fiziki talep de 2008 yılından beri artış göstermekte ancak altın üretimi talebi karşılayacak kadar hızlı artmamaktadır. Ayrıca tarihsel analizler de altının yukarı yönlü hareketinin devam edebileceğine işaret etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.