Vatandaşın, taahhütlü abonelikler suretiyle konuşmadığı telefon, kullanmadığı internetin parasını ödemek zorunda kaldığını aktaran Özçulcu, "Cihazı veya hattı arızalıyken bile vatandaş ücret ödemek zorunda kalıyor. Bir vatandaş iki ay faturasını ödeyemezse verilen hizmet kesiliyor. Ancak kesilen aylarda da ücret tahakkuk ediliyor. Bu taahhütler yasal olarak geçersiz olmakla birlikte uygulamada kullanılıyor" diye konuştu.
Özçulcu, son dönemde tüketicilerin bankacılık ve telekomünikasyon sektörüyle ilgili şikayetlerinin arttığını belirterek, "Hesap kullanım ücretleri ve kredi kartı aidatları bankaların ana geçim kaynağı haline geldi" dedi.
TÜKODER olarak her yıl kendilerine ulaşan tüketici şikayetleriyle ilgili kayıt ve istatistik tuttuklarını söyleyen Abdullah Özçulcu, 2012 yılında Antalya'da en fazla bankacılık ve telekomünikasyon hizmetlerinin şikayet konusu edildiğini ifade etti. Özellikle bankacılık sektöründe 'hesap işletim ücreti', 'kredi kartı aidatı', 'kredilerden alınan ücretler' üzerinde şikayetlerin yoğunlaştığını dile getiren Özçulcu, "Günümüzde işlemlerin çoğunluğu bankalara yönlendirilmiş durumda. Borçla ve krediyle yaşayan bir milletiz. Eskiden bankada paranız varsa günden güne artardı. Ama şimdi daha da azalıyor. Yasal düzenlemeler yapılmadığı için bankalar istedikleri gibi hareket ediyor" dedi.
TÜKETİCİ YASA TASARISI ESNETİLİYOR
Bankaların, kredi kartı ve hesap işletim ücretlerinden aldıkları paralarla personel, demirbaş, ısıtma, kira dahil tüm giderlerini karşılar hale geldiklerini vurgulayan Abdullah Özçulcu, şöyle devam etti: "Türkiye'de en kârlı sektör bankacılıktır. Bütün dünyada ekonomik kriz nedeniyle bankalar batarken ya da batma tehlikesiyle karşılaşırken, Türkiye'de geçmişte batan bankalardan sonra bankalara çok büyük ayrıcalıklar getirildi. Bu da vatandaşın aleyhine gelişmelere neden oluyor. Bankaların bu haksız uygulamalarının önüne yargı yoluyla geçilmesi mümkün. Bunun kesin çözümü, yasa ve yönetmeliklerde değişiklik yapılmasıdır. Yeni Tüketici Yasa Tasarısı'nda bu soruna çözüm getirileceğini umuyoruz. İlk haliyle tasarıda vardı ama bankalar ve finans kuruluşlarının baskısıyla esnemeye ve yumuşatılmaya başladı. Bu konuda taviz verilmemesi gerekir."
UYANIKLIK VE TUZAKLARLA HAKSIZ TAHSİLAT YAPILIYOR
İkinci şikayet konusunun ise telekomünikasyon sektöründe yaşandığını kaydeden Abdullah Özçulcu, cep telefonu operatörleriyle internet sağlayıcılarının buldukları uyanıklık ve tuzaklarla vatandaştan çok fazla haksız fatura tahsil ettiğini iddia etti. Vatandaşın, taahhütlü abonelikler suretiyle konuşmadığı telefon, kullanmadığı internetin parasını ödemek zorunda kaldığını aktaran Özçulcu, "Cihazı veya hattı arızalıyken bile vatandaş ücret ödemek zorunda kalıyor. Bir vatandaş iki ay faturasını ödeyemezse verilen hizmet kesiliyor. Ancak kesilen aylarda da ücret tahakkuk ediliyor. Bu taahhütler yasal olarak geçersiz olmakla birlikte uygulamada kullanılıyor" diye konuştu.
ASIL AMAÇ TÜKETİCİYİ BİLİNÇLENDİRMEK
Dernek olarak asıl amaçlarının 'sorun yaşamadan alışveriş yapmasını becerebilen ve sorunla karşılaştığı zaman çözebilecek bilgi ve belgeleri muhafaza eden tüketici' bilincini oluşturmak olduğunu vurgulayan Abdullah Özçulcu, tüketicilerin haklarını aramaları noktasında çalışmalar yaptıklarını anlattı.
(STAR)