İSTANBUL (AA) - MURAT BİRİNCİ - Haziranda yıllık enflasyon yüzde 15,72 ile son bir yılın en düşük seviyesine gerilerken, 2019'un da en düşük aylık enflasyonu görüldü.
Haziran ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yüzde 0,03 ile piyasa beklentisinin oldukça altında artış göstererek, bu yılın en düşük aylık enflasyonu görüldü. Yıllık enflasyon da 2,99 puan azalarak yüzde 18,71'den yüzde 15,72'ye geriledi. Böylece yıllık enflasyon son bir yılın en düşük seviyesine gerilemiş oldu.
AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, haziranda enflasyonda lehte baz etkisinin çok güçlü olduğunu söyledi. Geçen ay ki gerilemede, meyve-sebze fiyatlarında yüzde 11'i aşan aylık sert düşüşün etkili olduğuna dikkati çeken Bürümcekçi, enerji grubunda yüzde 1 ile geçen yılın tersine düşüş izlendiğini belirtti.
Bürümcekçi, kurlara ve talebe hassas olan bazı gruplarda (mobilya, ev içi tekstil, ev aletleri, görsel-işitsel sistemler vb) fiyat artışlarının ılımlı kaldığını söyledi.
Ancak otel-lokanta, kişisel bakım, ayakta tedavi gibi bazı gruplarda belirgin artışlar görüldüğünü ifade eden Bürümcekçi, "Giyim fiyatları mevsimlik azalışının ise yüzde 1,57 ile geçen yılki indirimin üzerinde olması da yıllık enflasyonu hafif aşağı çekti. Böylece, yıllık TÜFE de önceki ayki yüzde 18,71 seviyesinden yüzde 15,72'ye düşüş gösterdi." dedi.
Bürümcekçi, gıda enflasyonunun işlenmemiş gıda fiyatları kaynaklı gerilediğini vurguladı.
Geçen yıl haziran ayında işlenmemiş gıda fiyatlarının aylık yüzde 10,78 artarken, bu yıl ise yüzde 5,61 azalış gösterdiğinin altını çizen Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Dolayısı ile işlenmemiş gıda yıllık enflasyonu yüzde 35,3 seviyesinden yüzde 15,3'e gerilerken, işlenmiş gıda fiyatları yıllık artışı ise yüzde 23,4'e yükseldi. Böylece, gıda fiyatlarının yıllık artış hızı yüzde 19,2'ye gerilerken, Enflasyon Raporu gıda fiyatı yeni varsayımının (yüzde 16) belirgin üzerinde kaldı. Endeks tarihindeki ortalama yıllık artışı yüzde 10 civarında olan gıda fiyatlarının 2019 yılındaki seyri enflasyonun TCMB’nin yüzde 14,6 olan yıl sonu tahmininden sapma konusunda önemli belirleyicilerinden biri olacaktır."
- "Merkez Bankası temmuz toplantısında faiz indirim sürecini başlatabilir"
Ekonomist Bürümcekçi, gelecek dönem seyri açısından gıda fiyatlarının belirsizliği ve oynaklığı dışında, ham petrol ve diğer emtia fiyatlarının görünümü, döviz kuru hareketleri ve kamu fiyat/vergi ayarlamalarının enflasyon üzerindeki risklerin yönünü belirleyeceğini söyledi.
Kısa vadede, geçici KDV ve ÖTV indirimlerinin haziran sonunda uzatılmaması nedeniyle TÜFE’ye yukarı yönde 1 puan etkinin beklendiğini belirten Bürümcekçi, elektrik, şeker ve çay gibi kamuya ait ürün ve hizmetlerde gözlenen fiyat artışının etkisinin de yaklaşık 0,6 puan düzeyinde olacağını ifade etti.
Bürümcekçi, bütçe için alınacak tedbirler kapsamında ilave vergi ayarlamaları, hizmet fiyatlarındaki katılık ve asgari ücretin enflasyon tahmininin çok üzerinde belirlenmesinin yukarı yönlü riskler olarak izlendiğini dile getirdi.
Buna karşılık, son günlerdeki geri çekilmeyle beraber mayıs ayı ortalamasına göre kur sepeti bazında yüzde 5,6 civarı düşüş kaydedilmesinin kurlardan fiyatlara geçiş riskinin ortadan kalktığına işaret ettiğini söyleyen Bürümcekçi, "Dolayısıyla yeni bir kur atağı olmadığı durumda geçen yılın oluşturduğu lehte güçlü baz etkisi nedeniyle yıllık enflasyonun düşüşünü sürdürerek üçüncü çeyrekte baz etkisi ile yüzde 10-11 aralığına kadar gerilemesi, son çeyrekte ise tekrar yükselerek yılı yüzde 14-15 aralığında bitirmesi olası duruyor." diye konuştu.
Haluk Bürümcekçi, Merkez Bankasının bu ay ki faiz kararına ilişkin, "Son dönemde yerel seçim belirsizliğinin geride bırakılmasının ve S-400 konusundaki geçici rahatlamanın risk primlerinde kısmi gerilemeye yol açtığı izlenmekte. Bu doğrultuda, 25 Temmuz'daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizlerde indirim sürecinin 100 baz puanlık indirimle başlatılması olası görünüyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "Enflasyon haziranda sert düştü"
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvcı Tokalı da haziran ayında tüketici enflasyonunun yüzde 0,03’lük sınırlı bir artış göstererek, yıllık enflasyon oranında 3 puanlık ciddi bir düşüşün yaşanması ile sonuçlandığını belirtti.
Böylece, geçen yılın ekim sonunda yüzde 25,24 ile tepe yapan, sonrasında yüzde 19-20 aralığında sıkışan yıllık enflasyon oranının haziran sonunda yüzde 15,72’ye sert bir düşüş göstererek, beklenen dezenflasyon sürecine hızlı bir başlangıç yapmış olduğunu söyleyen Tokalı, şöyle devam etti:
"Her ne kadar temmuz ayına dair baskı unsurları bulunuyor ve yıllık enflasyonda yükselişe neden olabilecek olsa da (elektrik fiyatlarına yapılan yüzde 14,98’lük zam, sektörel ÖTV indirimlerinin haziran sonu itibariyle sona ermiş olması gibi) yıllık enflasyon oranının, kur ve petrol fiyatlarındaki destekleyici görünümün yanı sıra devam edecek baz etkisinin de katkısıyla, ağustos ayından itibaren tekrar düşüş trendine geri döneceği, hatta eylül-ekim döneminde tek haneli rakamların görülmesinin olası olduğuna dair öngörümüzü koruyoruz.
Yılın son iki ayında ise terse dönecek baz etkisi nedeniyle, yıllık enflasyon oranında yükselişin gözlenebileceğini tahmin ediyoruz. Yıl sonuna dair tahminimizi yüzde 14,5’te tutmakla birlikte, aşağı yönlü risklerin mevcut olduğunu da belirtmek isteriz."
- "TCMB, faiz indirim sürecine güçlü bir başlangıç yapabilir"
Banu Kıvci Tokalı, ılımlı haziran enflasyon oranında, işlenmemiş gıda fiyatlarında kaydedilen yüzde 5,61’lik düşüşün (yaş sebze-meyve fiyatlarında yüzde 11,26’lık düşüş) etkisinin önemli olduğunu vurguladı.
Diğer taraftan, gıda enflasyonunun kalıcı trendini oluşturan işlenmiş gıda fiyatlarında gözlenen yüzde 2,44'lük artışın temkinli olmayı gerektirdiğini söyleyen Tokalı, "Ancak, süt ve süt ürünlerinde yapılan zammın gecikmeli etkilerinin de baskısı mevcut. Dolayısıyla, kurdaki değer kazanma eğiliminin devamı, işlenmiş gıda enflasyonunun daha makul boyutlara inmesi açısından önemli bir unsur olacaktır." ifadelerini kullandı.
Tokalı, kurda geçmiş dönemde yaşanan değer kaybının gecikmeli etkileri gözlenmeye devam ederken (ev bakım mal ve hizmetler, otomotiv, ulaştırma hizmetleri, turlar, yemek-otel hizmetleri, kişisel bakım gibi), kurda son dönemde yaşanan değer kazancının olumlu etkilerinin de gözlemlenmeye başlandığını (eğlence-kültür, bazı dayanıklı tüketim malları gibi) dile getirdi.
Kurdaki güçlü seyrin korunmasının, dezenflasyon süreci ve enflasyon beklentilerinin seyri açısından destekleyici olacağını vurgulayan Tokalı, bu ayki PPK kararına ilişkin, "lIımlı gelen haziran enflasyonu gelecek döneme ilişkin destekleyici unsurlar eşliğinde, TCMB'nin 25 Temmuz PPK toplantısında faiz indirim sürecine güçlü bir başlangıç yapmasını bekliyoruz. Sonraki dönemde ise, dezenflasyon sürecinden alınan sinyallere bağlı olarak, ’ölçülü’ adımların derecesini belirleyeceğini tahmin ediyoruz." görüşlerini paylaştı.
- "Enflasyonda aşağı yönlü seyir devam edebilir"
Deniz Yatırım Stratejisti Orkun Gödek ise TÜFE'de gıda ve baz etkisinin ön plana çıktığını belirtti. Enflasyon gelişmelerinin genel olarak piyasa beklentilerine paralel eğilim gösterdiğini ifade eden Gödek, "Özellikle gıda fiyatları üzerinden aşağı yönde baskı kurulması ve yıllık enflasyonun gerilemesi beklenmekteydi. Nitekim, işlenmemiş gıda kalemi yüzde 5,61, taze meyve ve sebze ise yüzde 11,26 geriledi. Ancak, çekirdekteki yükselişin korunması yıllık baz etkisinin aşağı yönde etkisine rağmen dikkati çekici. Dayanıklı mallar (altın hariç) kalemin yüzde 0,53 artması ve hizmet kalemlerindeki yukarı yönlü eğilimin korunması hali hazırda enflasyon açısından ehemmiyetin elden bırakılmaması gerektiğini gösteriyor." diye konuştu.
Aylık enflasyona en yüksek katkı 0,21 puan ile lokanta ve otellerden geldiğini belirten Gödek, gıda ve alkolsüz içeceklerin 0,38 puan ile düşürücü yönde etkide bulunduğunu kaydetti.
Gödek, enflasyonun yapılan son zamların ve KDV ayarlamasının etkisiyle temmuz ayında 1-2 puan aralığında normalin üzerinde seyretme olasılığının olduğunu söyledi.
Öte yandan haziran-ekim döneminde baz etkisi gözleneceğinden aşağı yönlü seyrin devam edebileceğini dile getiren Gödek, "Söz konusu senaryo ek kur şokunun olmadığı durumu içermekte. Çekirdek ve hizmet kalemlerindeki eğilim, kur hareketliliğinin fiyatlardan baskısını çıkarmadığını teyit ediyor. Yıl sonu için yüzde 15 civarında kapanış ihtimali hali hazırda senaryomuzda bulunmaya devam ediyor." ifadelerini kullandı.