Global Menkul Değerler tarafından hazırlanan 'Haftalık Bülten' yayımlandı. Bültende piyasaları bu hafta gündemini meşgul edecek konular ve olası gelişmeler değerlendirildi.
Bültende şu konulara temas edildi;
"Geçen hafta ortasında Anayasa Mahkemesi raportörünün, AKP´nin kapatılmasına gerek olmadığı yönündeki raporu ile yurtdışı piyasalardaki kötünün iyisi olarak niteleyebileceğimiz olumlu beklentilerin bir araya gelmesi hisse senedi piyasalarında alımların güçlenmesinde etklili oldu. ABD’de geçen hafta açıklanan 2. çeyrek bilançolarının genel itibariyle beklentilerin hafif üzerinde gerçekleşmesi ve petrol fiyatlarındaki gerileme yurtdışı borsalardaki toparlanmada etkili olurken ABD’de bazı mali sektör hisselerine getirilen açığa satış yasağı özellikle mali sektör hisselerinde önemli artışlar yaşanmasına neden oldu.
Endeks 2 Temmuz’da gördüğü en düşük 32,645 seviyesinden yüzde 20’ye yakın bir prim gerçekleştirmiş bulunmaktadır. Söz konusu primin yarısını geri dönüş sonrası düzeltme hareketi olarak yorumlarken diğer yarısını ise ABD piyasalarında alınan önlemlerle başlayan yukarı yönlü hareket ve içeride AK partinin kapatılma davasına yönelik bekleyiş sürecinin yakınlaşması ve bu süreçte Ak partinin kapatılmayacağına ait beklentinin etkili olduğunu görmekteyiz. 2 Temmuz’dan itibaren MSCI gelişmekte olan ülkeler endeksi bazında incelediğimizde Türkiye’nin %17,5’luk göreceli getirisiyle açık ara ilk sırada yer alıyor olması bu durumu net bir şekilde gösteriyor. Bununla birlikte bu hızlı prime rağmen yılbaşından itbaren getirileri incelediğimizde, Türkiye hisse senedi piyasalarının MSCI endeksleri içinde en çok kaybettiren ikinci ülke olduğunu görmekteyiz.
Her ne kadar Anayasa Mahkemesi Raportor raporunun vermiş olduğu karar bağlayıcı olmasa da raportör raporunun açıklanma tarihi öncesinden itibaren, AKP´nin kapatılmayacağına yönelik beklentinin satın alınmasına ait iştahın arttığını görmekteyiz. Agustos ayının ilk yarısına kadar olan süre içinde sona ermesi beklenilen AK parti kapatma davasına yönelik sürec işlemeye devam etmektedir. Raportör Osman Can’ın raporunu inceleyen Anayasa Mahkemesi heyeti, 22 Temmuz Salı günü yapacağı toplantısında, AK Parti hakkında açılan kapatma davasıyla ilgili esastan görüşmek üzere bir tarih belirlemesi beklenmektedir. Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can, Yüksek Mahkeme´ye sunduğu raporunda, AK Parti’nin kapatılması istemiyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği görüşünü savunmuştu.
Siyasi cephede takip edilen bir diğer gündem olan Ergenekon davasına ilişkin iddianame de geçen hafta 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verildi. Mahkemenin inceleme için önünde bulunan 15 günlük süre, 28 Temmuz Pazartesi günü doluyor. Ancak basında yer alan haberlere göre, 13´üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ nin iddianamenin kabulü ya da reddi yönündeki kararını bu haftanın 2. yarısında açıklaması bekleniyor.
Ekonomi tarafında ise geçen hafta Merkez Bankası beklentilere paralel 50 baz puan artışa gitti ve gecelik borçlanma oranını yüzde 16.75’e çıkardı. Yıl sonu TÜFE’nin yüzde 11-12 platosunda gerçekleşeceği tahminimizi koruyoruz. Bu bağlamda Merkez Bankasının toplam 50 baz puan artırım sonrasında faizleri bir süre sabit tutacaktır. Faiz indirim sürecine ise 2009 yılında girileceğini öngörüyoruz. Yılsonu TÜFE’nin %7 platosuna 2009 yılında inmesiyle Bankanın elinin güçleneceğini tahmin ediyoruz. Öte yandan emtia fiyatlarında gerçekleşebilecek ikinci bir fiyat artış dalgası bu olasılık üzerinde önemli bir risk oluşturmaktadır.
Bu hafta yurtiçinde siyaset öncelikli gündem maddesi olmayı sürdürürken, ABD piyasaları ekonomik verilerden öte 2 çeyrek finansal sonuçlardan etkileniyor olacaktır. Özellikle, Countrywide, Wachovia, Washington Mutual, MBIA gibi mortgage piyasasındaki kayıplardan ciddi darbe alan ve zarar açıklaması beklenen şirketlerin finansal sonuçlarının, beklentilerin neresinde oluştuğu önem kazanacaktır. Haftanın son iki günü açıklanacak olan yeni ve ikinci el konut satışlarının konut sektöründeki daralmanın sürdüğüne işaret etmesi beklenirken, Çarşamba günü açıklanacak Bej kitap da ABD ekonomisindeki aktiviteler hakkında vereceği sinyaller önemli olacaktır.
Kredi piyasasından kaynaklanan kayıpların artacağına yönelik kaygılar yüksek enerji fiyatları ve ekonomilerdeki yavaşlama nedeniyle şirket karlarının olumsuz etkilenmeye devam etmesini bekliyor ve hisse senedi piyasalarında orta vadede yatay / azalan trend içindeki hareketine devam edeceğini tahmin ediyoruz. Ancak, Ak Parti ile ilgili davanın sonuçlanmasına yönelik süre içinde, yurtdışı piyasalarda mevcut şartlardan daha kötü gelişmelere neden olacak kısa vadeli bir değişiklik olmadığı koşulda, Türk hisse senedi piyasalarının söz konusu beklentiyi artan hafif yatay bir trend içinde karşılama olasılığının yüksek olduğunu düşünmekteyiz. Anayasa Mahkemesi kararının beklentiler doğrultusunda gerçekleşmesi hisse senedi piyasalarında kısa vadeli bir çıkış gücü yaratabilir ancak yine beklentinin önceden satın alınmış olacağını ve limitli bir çıkış gücü olacağını varsaymaktayız. Anasaya Mahkemesinin beklentilerin aksine Ak partinin kapatılmasına yönelik karar alması halinde ise, son dönemde gerçekleşen hızlı primi çok kısa sürede geri alınabileceğini tahmin etmekteyiz. Yatırımcıların mevcut olasılıkları ve risk iştahlarını iyi analiz ettikten sonra yatırım kararı almalarını tavsiye ederiz.
TEKNİK ANALİZ
Hafta içinde, 34,980- 38,924 puan aralığında hareket eden IMKB-100 endeksi, haftayı (Pazartesi - Pazartesi) 38,703 puan ile kapattı. Geçen haftaya yönelik beklentimiz, endeksin 22 günlük ortalama seviyesi olan 36,800 seviyesini denemesi yönünde idi. Söz konusu 22 günlük ortalama seviyesini kırılmasının ardından, endeksin 22 haftalık ortalama seviyesi olan 40,600’ü denemek üzere artan trend içinde hareketine devam edeceğini tahmin ediyoruz. 39,500 ara direnç, 37,400 ve 36,200 destek seviyeleridir. Düşük risk taşımak isteyen yatırımcıların, ilgili direnç seviyelerine yaklaşımlarda kademeli satışa yönelmelerini tavsiye ederiz."