İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, (DHA)- SON dönemde İstanbul’da sinek sayısının arttığı yönündeki şikayetleri değerlendiren bilim insanları, bunda küresel iklim değişikliğinin önemli rol oynamış olabileceğini, sineklerle mücadelede zamanlama ve ilaç miktarının gözden geçirilebileceğini söyledi.
İstanbul’un özellikle Avrupa yakasında geçen yıllara oranla kara sineklerin yanı sıra sivrisineklerin artış kaydettiği yönündeki şikayetler üzerine Avcılar’daki İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa (İÜC) Veteriner Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Nuri Turan ile aynı fakültedeki Viroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Hüseyin Yılmaz, bunun nedenlerini değerlendirdi. Prof.Dr. Turan, sinek popülasyonundaki artışın en önemli sebeplerinden birisinin çevre ısısı ve yağış miktarındaki değişiklikler olduğunu söyledi. Prof. Dr. Nuri Turan, dünyada küresel iklim değişiklikleri görüldüğünü, alışılmışın dışında bölgelere göre sıcaklıkların ve yağış rejiminin değişiklik gösterdiğini ifade ederken şöyle dedi:
"Buna bağlı olarak bazı bölgelerde su miktarının, belki bataklık benzeri yerlerin artması bölgedeki sinek popülasyonunu arttırabiliyor. Bu da sineklerle birlikte taşınabilen hayvanlar ve insanlar için bazı hastalıkların da riskini arttırmış oluyor. Sineklerle bulaşabilen ciddi enfeksiyonlar var. Bunun en iyi çözümlerinden biri tabii ki sineklerle mücadeledir. İlçe ve büyükşehir belediyeleri ergin ve larva sinekler ile ilgili düzenli olarak ilaçlamaları yapıyor, farklı ilaçlar kullanıyorlar. Belki bunların daha sık kullanılması gündeme gelebilir. Ama bunun dışında kullanılan ilaçların çevreye vereceği zararı da göz önüne alarak ilaçlamayı belli düzeyde yapmak gerekiyor. Sinek, larva sayısı ve yağış miktarı göz önüne alınarak bu mücadelenin gözden geçirilmesi gerekebilir. Etkili mücadele için zamanlama ve ilaçlama miktarı gözden geçirilebilir"
"HASTALIK RİSKİNE KARŞI CİDDİ BİR SİVRİ SİNEK MÜCADELESİ GEREKİYOR"
Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, Avcılar’da bir süre önce görülen Batı Nil Virüsü hastalığının insanlara kuşlar ve sivrisineklerle bulaştığını hatırlattı. Prof. Yılmaz, bu hastalığın kuşları ısıran sivrisinekler aracılığı ile at ve insanlara yayıldığını kaydederek şöyle dedi:
"Sivrisinekler virüsü hasta kuşlardan alıyor. Kuşların ve sivrisineklerin zaman zaman test edilmesi ve virüsün hangi ülkelerde, bölgelerde olduğunun belirlenmesi gerek. Kuş ve sivrisineklerden örnekler alınıp incelendiği takdirde virüsün hangi ülke, hatta kıtalarda olduğu araştırılabilir. Hastalık riskine karşı ciddi bir sivri sinek mücadelesi gerekiyor. Bir ülkeden diğerine uçan göçmen kuşlara bir şey yapamayız. Ancak sinek mücadelesi yapılırsa iyi sonuç alınabilir. Dünya Salgınlar Ofisi ve Hastalıkları Koruma Merkezi, hastalıklarla mücadele için ciddi sivrisinek mücadelesi ve halkın bilinçlendirilmesi çalışması yapmasını istiyor. Halk, hangi hastalıkların bulaşabileceği konusunda bilgilendirilmeli, Kişisel korumada lavanta, kolonya gibi kimyasal ve biyolojik maddeler, izin verilen sinek kovucular, ilaçlar kullanılabiliyor. Evlere sinekliler taktırmak, dışarıda sineklerin yuvalanabileceği evlerin etrafındaki su birikintilerinin giderilmesi gerek. Erişkin sineklere ayrı larvalara ayrı mücadele yapılmalı. Kimyasal ilaç kullanımında çevreye dikkat edilmeli. Biyolojik mücadelede göllere sinek yiyen balıklar bırakılabiliyor. Parafin gibi bazı maddeler kullanılabiliyor. Bazı yöntemler uygulanıyor. Sineklerin popülasyonunu azaltılarak hastalığın yayılmasının önüne geçilebilir. İyi bir mücadele gerekiyor. Kişisel anlamda alınması gereken önlemlerin yanı sıra bataklıklarda ciddi ilaçlama yapılmalı"