Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD, başarılı bir geçiş sürecinde bulunan Türkiye'nin, mali istikrar ve ekonomik büyümeyi devam ettirebilmesi için yapısal reformlar ve kamu maliye politikasındaki disiplini sürdürmesi gerektiğini bildirdi.
OECD tarafından iki yılda bir yayımlanan Türkiye İnceleme Raporu'nda, "kamu mali sektörünün güçlendirilmesi", "rekabet gücünün artırılması" ve "istihdamın artırılması" ile ilgili yapılacak reformlara yer verildi.
Raporda ayrıca, Türk ekonomisinin karşılaştığı yeni zorluklar, çözülmesi gereken sorunlar, büyüme stratejisindeki politika değişikleri, yeni zorluklara karşı para politikası, rekabet gibi konulara da değinildi.
ELDE EDİLEN KAZANIMLAR
Türk Hükümetinin, makro ekonomik çerçeveyi güçlendirdiği, sanayide rekabeti arttırdığı, istihdamı yükselttiği, ekonomik büyümeyi gerçekleştirdiği belirtilen raporda, "Başarılı bir geçiş sürecinde bulunan Türkiye'nin, son yıllardaki makro ekonomik istikrar sayesinde, 2001'deki krizden başarılı bir şekilde çıkarak sağladığı mali istikrar ve ekonomik büyümeyi sürdürmesi, bunun için de yapısal reformlar, kamu maliye politikasındaki disiplinin sürdürülmesi gerekiyor" denildi.
Raporda, Türkiye'nin önündeki yeni zorluklar, "kamu maliyesindeki kazanımların korunması, yüksek büyüme ile uyumlu bir kamu maliyesi politikasını yürütme, enflasyon düşürücü önlemlere devam etme, enflasyon hedefleme ile birlikte yapısal ve mali politikaların sürdürülmesi, kayıtlı istihdamı arttırarak, verimliliği de güçlendirme" olarak sıralandı.
ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Rapor göre, belirli aralıklarla ortaya çıkan makro ekonomik istikrarsızlıklar, Türkiye ekonomisinde istikrarlı büyümenin önünde hep engel oluşturdu.
Raporda, Türkiye'nin, yatırımcıların güvenini sürekli olarak sağlayabilmesi açısından, bundan sonra, makro ekonomik istikrarı bozucu gelişmelerden sakınması ve istikrarı korumasının önem taşıdığı belirtildi.
Ayrıca, Türkiye'nin, enflasyonda sağladığı başarıyı koruyarak, enflasyonu düşürmeye devam edebilmesi için yapısal reformlar ile kamu maliyesi disiplinine ağırlık vermesi gerektiği bildirilerek, istihdamın güçlendirilmesinin de verimlilik açısından önem taşıdığı kaydedildi.
IMF'NİN ÖNEMİ
Raporda, Türkiye'nin krizden sıyrılarak başarılı bir geçiş ekonomisi sürecinde kredibilite güçlendirici IMF şemsiyesinin önemli bir unsur olduğuna da dikkat çekildi.
Türkiye'nin, IMF programının Mayıs ayında sona erdiği hatırlatılırken, bu program çerçevesinde elde edinilen mali istikrarın korunması gerektiği belirtildi.
Yapısal reformların sürdürülmesinin, Türkiye'nin dış koşullardaki gelişmelerden daha az etkilenmesine imkan vereceği ve özellikle de cari işlemler açığını azaltacağı vurgulandı.
EKONOMİK İSTİKRAR, YATIRIMCI GÜVENİ VE ENFLASYON
Rapora göre, 2008'in başından itibaren, gerek iç siyasi gelişmeler, gerekse dış ekonomik koşullardaki bozulmalar sonucunda, enflasyon beklentisi yükseliş gösterdi. Enflasyondaki artış sebebiyle, faizlerin de artış dönemine girdiği ifade edildi.
Türkiye, 2009 yılında yatırımcıların güvenini yeniden sağlaması için istikrara mutlaka önem vermesi gerektiğinin vurgulandığı raporda, Orta Vadeli Mali Çerçeve'nin de önemli bir ekonomik rehber olduğuna dikkat çekildi.
Raporda, Türkiye'nin sağlıklı bir gelir politikasıyla, istikrarlı bir harcama politikası sürdürmesinin önemli olduğu da ifade edildi.
Türkiye'nin enflasyonu düşürebilmesi için sıkı para politikası yanında bazı ilave önlemlere de ihtiyaç olduğunun belirtildiği raporda, "Hizmetler sektöründeki uyumlu bir fiyat-ücret politikası ile bu fiyat-ücret politikasının enflasyonist beklentilerle paralel yürütülmesi, bu ilave önlemlerden birisidir" denildi.
İSTİHDAM VE VERİMLİLİK
Türkiye'nin, rekabet gücü açısından, iş gücü piyasası reformuna ağırlık vermesi gerektiğinin belirtildiği raporda, istihdamı azaltıcı maliyetlerin azaltılması ve iş gücünün eğitilmesi gerektiği kaydedildi.Türkiye'nin, yüksek büyüme potansiyeline sahip olduğunun belirtildiği raporda, yüksek sürdürülebilir büyüme patikasının yeniden yakalanabilmesi için istikrarlı bir makro ekonomik politikanın sürdürülmesi, verimliliğin önündeki engellerin kaldırılması ve özel sektör ile uyumlu bir ekonomik politikanın uygulanması gerektiği vurgulandı.