FİNANS

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Şimdi yatırımcı ne yapmalı? İşte uzman görüşleri

Borsa'da almak mı mantıklı, satmak mı? Bu kriz daha ne kadar devam eder? Bu seviyelerden dolar, bono, hisse senedi alınır mı? Uzman analistler merak edilen tüm soruların yanıtlarını verdi.

SALİH NEFTÇİ: TÜRK YATIRIMCISI NE YAPMALI?

Amerikan filmi seyretmekle insan bazen kendisini spiderman vs. sanabilir... Kendisini kaptırıp gerçeği unutabilir. Uluslararası piyasalarda olanlar da böyle. Dışarıda yaşananların bizim yatırımcıyı ciddi biçimde ilgilendirdiği doğru. Parasal bakımdan da kazanç veya zarara yol açabilir.

Ama yine de...

Fazla ağlayıp dövünmek de gerekmiyor. Bizim Türk yatırımcısının dertleri başka.

“Yatırımcı ne yapmalı” sorusuna yatırımcı kendisi karar verecek.

Bizim yapacağımız tek şey yatırımcıya yararlı olabilecek yorumları iletmek.

Kısa bir özet şöyle.
1. Paniğe kapılmayın, söylenenlere bakmayın. Bu olay Bear Stearns olayından da daha az korku yarattı. Profesyoneller arasında panik çok daha az...

2. Bu yorum bizim piyasalar için de geçerli. Doğru, Borsa dün “acayip” düştü. Ama bizde borsa her zaman acayip düşer veya acayip yükselir. Dünyanın en yüksek volatilitesine sahip piyasalardan birisidir ve volatilite fazla bir bilgi de vermez.

3. Bizim piyasaların gerçek riski hisse senetlerinden değil, TL’nin gidişinden anlaşılır. Burada da elbette dün bir poziyonları cover etme çabası vardı. Ama geçmiş paniklerin yanında devede kulak kalıyordu.

4. Ve faiz...Bizim bonolara da nispeten az satış geldi. Faizler fazla kıpırdamadı.

5. Kısacası...Ankara bütçe dengesini sıkı tutsun bu böyle devam eder.
Şimdi bu görüşlerimizi açıklayalım...

Dışarıdaki paniğin büyütüldüğü kadar olmadığı iddiasını savunmak çok kolay. Elimizde kredi endeksleri var. Örneğin iTraxx Europe. İflas sigortasının ortalama maliyeti.

Gidişi yanda. Üç önemli dönemi gösteriyoruz. Yeşil daire krizin başlangıcı. Mor daire Bear Stearns olayındaki stres...Grafiğin sonundaki ok da dünkü durum.

Yanlış mı değerlendiriyoruz acaba, ama bize öyle geliyor ki...

iTraxx Europe endeksi Lehman olayına bir şok olarak bile bakmamış. Endekste bir sıçrama yok.

Elbette endeks yanılabilir. Ama bizim berber bile Lehman’ın başına gelenleri gayet iyi biliyordu. Sanmıyoruz.

Gelelim TL’ye.

TL volatilitesi yandaki grafikte görülüyor. Burada da durum aynı. Dün volatilite yüzde 16.75’te. Oysa Bear Stearns olayında yüzde 22’imiş. “Fazla bir fark yok” diye bakılablir. Ama unutmayın ki volatilitenin ortalaması zaten 14.9.

Kısacası...

Dünkü olay TL’ye de fazla stres getirmemiş.

Sonuç

Elbette deneblir ki...

“Hoca normal, tekrarlaya tekrarlaya insanlar krizi kanıksadı.”

Doğru. Ama zaten “fazla paniklemeyin” derken biz de bunu kastediyoruz. Ortada “bilinmeyen” fazla bir şey yok. Bir şey biliyorsanız elbette ona göre hareket edin. Ama bizim gördüğümüz kadarıyla dışarıda da artık başkalarının bilmediği şeyleri bilen kalmadı.

Her şey ortada.

Biraz hayal kırıklığı yaratabilir ama biz yatırımcıya filmin sonunu söyleyeceğiz.

“Fazla heyecanlanmayın.

Seyrettiğiniz filimde katil tahmin ettiğiniz gibi...Evin uşağı.“

ALİ AĞAOĞLU: HAPLAR

Son günlerdeki hızlı gelişmelerden dolayı kimsenin uzun yazıları okumaya ne vakti, ne de tahammülü var! Herkes “hap gibi” bilgi/yorum peşinde.

Herkesin sordukları :

1- Alalım mı, satalım mı ?

2- Bu kriz daha devam eder mi ?

3- Bu seviyelerden bono/döviz/hisse alınır mı ?

Istediğim sorudan başlayabileceğim varsayımıyla;

2- Bu kriz daha devam eder. Başında değiliz. Ancak henüz daha dibi de görmüş değiliz. Görülecek “füme” günler daha var.

1- Akşam yatağınızda nasıl rahat uyuyacaksanız ona göre alın veya satın. Haa bir de ertesi sabah hayıflanmayacağınız (ister Lehman batsın, ister AIG çıksın…) pozisyonlarda olun.

3- Bononun, dövizin ya da borsanın alım/satım seviyeleri aynı olmayabilir !

Bonoyu dolar/YTL kuru 1.27’yi geçerse, hemen almayıp, 20.05 bileşik seviyesini beklemekte fayda var. Ya da 1.2690 geçilmemiş buna karşın 19.65 görülmüş ise bu seviyelerden bonoyu kaçırmamak iyi olur. (seans öncesi hem bono hem de döviz için iki hap ! !) Dolarda 1.27 kırılırsa zayıf bir 1.29 direnci var. sonrasında ufukta 1.35 görünüyor ki; ona daha zaman var gibi.

Bu arada IMKB 100 için kritik seviyeler gündemde. Dolar bazında son düşüş sırasında görülen 2.63 cent seviyeleri kritik. (yine aç karnına, pardon seans öncesi bir hap) bu seviye ilk denemede aşağı geçilmeyebilir. 1.27 dolarda geçilmediği durumda; 33,400-700 endeks seviyelerinden; bir önceki dip olan 32,645’i beklemeden; kısa vadeli tepki için alım denenebilir. (Kur faktöründen dolayı… Yine de ısrarcı olmamakta fayda var !)

Yok eğer 36,500’lerde olduğu gibi 2.63 cent seviyeleri hızlı aşağı geçilirse, 2.25 cent seviyeleri gündeme gelecektir. (haftada bir alınacak haplardan…) 2.63’ün kırılması borsalarda önemli bir direncin kırılması anlamına gelecektir ki, dikkatli olmakta fayda var.

Amerikan piyasalarının göstergeleri; Dow Jones’ta ilk hedef 10,600 (+/- 100 puan). Ancak ‘dandik’ sayılabilecek DJI’nın yanı sıra daha “harbi” olan S&P 500’e baktığımızda 1,080 seviyesi kritik seviye olarak önümüze çıkıyor.

Bunlardan yola çıkarak ürettilen ‘haplar’ :
a- S&P 500 1,080’e geldiğinde uzun vadeli pozisyonlar için alıma başlanabilir.

b- Dow Jones’ta ilke hedef 10,600 (+/- 100 puan). 1,080 S&P görülmesi durumunda, 9,750 bile gündeme gelebilir.

c- Dolar/euro paritesi kısa vadede; euro aleyhine olsa da; ABD cari açığını kapatacak tarzda hareket etmeyebilir. Orta/uzun vadede 1.3650 ilk hedef.

Hapları içeren “reçete” bile uzun oldu.

**YİĞİT BULUT: HEDEFİMİZ 30000 - 32000 ARALIĞI

**

Değerli dostlar, dünkü yazımda yani “dün yaşanan büyük” düşüş öncesi sizlere İMKB’de “ana trendin” 30,000-32,000 aralığına değmesi gerektiğini düşündüğümü aktarmış ve teknik göstergeler ile desteklemiştim.

Seans açılmadan önce bazı okuyucularımdan “neden bu kadar karamsarlık” yaydığıma dair mesajlar aldım fakat gün içinde “haklısınız” diye de düzelttiler…

Dün Türkiye’de gece de ABD’de yaşananlar tezimi güçlendirirken, işin içine DOW’u da katarak şunu söyleyebilirim; DOW 10,600-İMKB 30,000-32,000 aralığındaki desteklerini test etmeli…

Bu noktada dün baktığımız grafiklere tekrar bakalım ve yeni çıkarımlar deneyelim…

A-İMKB-100 günlük grafiği

Yukarıda “dün ve bir önceki yani Cuma günü gördüğümüz hareket sonrası oluşan teknik detaylar görünüyor.

Net olarak görünen bir sonuca varabiliriz; aşağı trend güçlenerek devam ediyor… Hareketin sağlıklı bir “dönüş” yapması için 30,000-32,000 bandını test etmesi gerekiyor…Aynı grafiği aşağıda bazı parametler değiştirilmiş olarak görebilirsiniz.

B-İMKB-100 haftalık

Cuma ve dün sonrası oluşan haftalık görünüm aşağıda.

Haftalık grafik de “günlükten” farklı değil. Ortalamalarda “yukarıdan dönüş” hareketi devam ediyor kısa vadede bir önceki “dip olan” (kırmızı kutu içine aldım) bölgeye gelmeden “dinamiğin” rahatlaması dönüş sinyali üretmesi çok zor.

Peki bugün neler olabilir ?

Dünkü tezde 37,000 altında kapanırsa 32,000-30,000 desteğinin görünür hale geleceğini tartışmıştık.

Bu tez gereği ve dünkü satıştan sonra yukarıda ortaya çıkan grafik gereği tepkiler gelse dahi 35,000 altında her saatlik kapanışta hedef 32,000-30,000 aralığı…

Sonuç 1: İMKB’de size tavsiyem 32,000-30,000 aralığı test edilip “dinamik rahatlamadan” alım düşünmeyin…Mal çok herkese mal ver ve panik halinde “aman gidiyor” demek doğru değil ! Önümüz zor bir dönem !

Sonuç 2: DOW’da 10,600 desteği dikkatli takip edilmeli…

Sonuç 3: Dolarda 1,25 üstündeyiz ama yüksek faiz İMKB’yi vururken doları tutmaya devam edecektir.

PROF. DR. HURŞİT GÜNEŞ: DÜNYA BUNUN ALTINDAN NASIL KALKACAK?

Lehman Brothers yatırım bankasının batma durumuna gelmesi ve hala kurtulamaması sadece ABD mali piyasalarını sarsmaz. ABD ekonomisini de derinden etkiler. Tabii dünyanın en büyük ekonomisi sıkıntıya girince dünya da sıkıntıya girer. Tam bir küresel krizin eşiğine gelindiğine kimsenin kuşkusu olmasın.

Önce Lehman hakkında bazı bilgiler verelim. ABD’nin dördüncü büyük yatırım bankası. Credit default swaps dediğimiz batık-kredi takaslarında ABD’de 10. Tam 800 milyar dolarlık bu türde riskli aktifi var. Likiditesini büyük ölçüde yitirmiş durumda ve bankalar çeşitli defalar bir araya gelerek kurtarma operasyonu denemişler. Bank of America Merrill Lynch’i almadan önce Lehman Brothers’a ilgi durmuş ama sonra vazgeçmişti. İngiliz Barclays Bank de bir ara ilgi duydu ama masadan kalktı. ABD Hazinesi 40-70 Milyar dolar kadar bir fonu bankalar arasında bir konsorsiyum oluşturarak Lehman’a yardım etmek istedi ama bu devede kulak kaldı.

İki yol da çıkmaz

Şimdi iki büyük riskle karşı karşıya kalınmış durumda. Birincisi, Lehman’ın artık borsada para elde etmesi olanaksız. Çünkü hisselerin likiditesi kalmamış durumda. Ikincisi, dışarıdan satın almaya niyetli kimse yok. Hepsinden öte de, Hazine Fannie Mae veya Freddie Mac gibi Lehman’ın tüm yükümlülükleriyle üstlenmeye pek istekli değil. Vergi verenlerin bu tür bir yüke sokulmasını sakıncalı buluyor. Üstelik bunun gerisi de gelebilir. Ancak hemen peşinen belirtelim ki, bunu yapmadığı taktirde gerisinin çok daha çabuk ve büyük geleceğine de kuşku yok. Mali sistem çökerse Amerikan Hazinesi de çökebilir.

Öyle anlaşılıyor ki, yaşanılan bu süreçte ABD Hazinesi çeşitli desteklerle ticari bankaların yatırım bankalarını satın almasına çalışıyor. Ancak bu da aynı zamanda ticari bankaları riskler altına sokuyor. Eğer ortada bir güven bunalımı varsa, ki öyle, bunun başka önlemlerle aşılması gerekiyor. Öte yandan, Mart ayında Bear Stearns’ün batmasına müsade edildi. Oysa Ağutos ayında Freddie Mac ile Fannie Mae’in batmasına müsade edilmedi. Şimdi Hazine’nin genel eğilimi belli olmadığından sistemik risklerin yerini güven almıyor. Uluslararası finans çevreleri “kurtar” diye bağırıyor. Başka çare de yok. Eğer kurtarma olmazsa domino etkisiyle başkaları da sırada bekliyor. Ve kriz daha da büyüyüp derinleşecek.

Ayakta kalmanın zorluğu

Geriye Morgan Stanley ve Goldman Sachs kaldı. Şimdilik her ikisi de sağlam gözüküyor. Ama daha sonra gelecek bir dalgaya bunlar dayanabilecek mi, bilemeyiz… Nedenini de açıklayalım; şu anda ABD mali sisteminde 500 milyar dolarlık bir hasar oluşmuş durumda. Bunun 350 milyar doları sermaye destekleriyle ve satın almalarla karşılandı. Ama hala 150 milyar dolarlık zarar duruyor. Üstelik risk bununla sınırlı değil. Kaldıraç oranı 14,5 olduğuna göre ortada 2 milyar dolarlık bir likidite gereği her an ortaya çıkabilir. Bunun bir yöntemi FED’in faizleri yüzde 2’den de aşağıya çekerek kredi genilmesini pompalamak. Tabii enflasyon pahasına. Ancak bunun da netice vermesi zaman alacak ve belki de bir çöküşü önlemeye geç olacaktır.

Şimdi bilmemiz gereken iki konu var: birincisi likidite daralacak ve gelişmekte olan ülkeler de bundan pay alacaklardır. Yani Türk mali piyasaları bundan olumsuz etkilenebilir. Buna bağlı olarak da dünyada büyüme hızı düşecektir. Ikincisi, ABD yetkililerinin riskleri azaltmak için güven bunalımına bir çare bulmaları gerekiyor. Bu da maharet isteyen bir iş.

****BANU KIVCI TOKALI: ARTAN KÜRESEL SIKINTILAR VE DAHA DA KRİTİK HALE GELEN İÇ GÜNDEM


Küresel ekonomik ve finansal görünüme yönelik artan riskler, iç dengeleri de tehdit etmeye devam ediyor ve son iki yıldan sonra 2009’un da kayıp bir yıl mı olacağı ile ilgili endişeleri gündeme getiriyor.

Son veri ve haber akışı ekseninde, “nasıl bir küresel görünümle karşı karşıyayız?” ana hatlarıyla çizmeye çalışalım:

- ABD’li yatırım bankaları olan Lehman Brothers’ın iflas başvurusu ve Merrill Lynch’in Bank of America’ya satılma haberleri, ABD mali sistemine ilişkin sıkıntıların varlık değerlerini tehdit etmeye devam ettiğini bir kere daha gösterdi;

- ABD ekonomisi ile ilgili olarak, konut ve iç talep göstergeleri hala zayıf. Öte yandan, en son açıklanan ve güçlenen dolar ile düşen emtia fiyatlarının olumlu etkisini yansıtan üretici fiyat enflasyonu, FED’e para politikasında manevra alanı yaratması açısından tam bir kurtarıcı oldu. Ancak, bu hafta açıklanacak TÜFE rakamları ile desteklenmesi kritik bir öneme sahip olacak;

- Euro bölgesinde, teknik resesyon yaşanması riski hala mevcut. Sanayi ve ekonomik aktiviteye ait son veriler, yılın ikinci çeyreğinde % 0.7 daralan bölge ekonomisinin, üçüncü çeyrekte de küçülme gösterebileceğine işaret ediyor. Ancak, istihdam piyasasının gücünü koruyor görünmesi tamamen karamsar bir tablonun oluşmasına şimdilik engel oluyor;

- Japonya’da ise, ikinci çeyrek büyüme rakamları aşağı yönlü revize edilirken; fiyat baskılarının kontrol altında kaldığı dikkat çekiyor.

Toparlamak gerekirse, küresel olarak ekonomik ve finansal görünüme ilişkin risklerin devam ettiği bir tablo ile karşı karşıyayız. Peki bu tablo karşısında “içeriden nasıl sinyaller alıyoruz?”

- Büyüme, ikinci çeyrekte çarpıcı - bizce çok da şaşırtıcı olmayan - bir şekilde hız kaybetti. İkinci çeyrekte de benzer bir tablo ile karşı karşıya kalınabilir. Büyüme trendinin yılın son çeyreğinden itibaren şekillenmesi bekleniyor;

- Yıllık enflasyon Temmuz ayında % 12’nin biraz üzerinde zirve yapmış görünüyor. Ağustos’ta % 11.8’e geriledi. Emtia fiyatlarındaki çarpıcı düşüşler karşısında, yılın kalan kısmında da gerilemesi muhtemel;

- Ancak, enflasyondaki riskler sona ermiş değil. Çekirdek enflasyon, hizmet sektörü, beklentiler, küresel görünüm hala dezenflasyon süreci için tehdit oluşturmaya devam ediyor. Dolayısıyla, para politikasında ihtiyatlı dönemin devam etmesi gerekliliğine işaret ediyor. Her ne kadar, TCMB son dönemde faiz indirim seçeneğini gündeme getirmişse de, bu yıl içinde pek olası görünmüyor;

- Cari açıktaki artış tam gaz devam ediyor. Petroldeki düşüşün etkisi önümüzdeki dönemde yansıyacaktır. Ancak, ihracat ve ithalat arasındaki yapısal bağlantı, kısa vadede ciddi bir yavaşlamanın yaşanmasına imkan vermeyecektir;

- Enflasyon riskleri ve yüksek cari açık karşısında, bütçenin ilk sekiz aylık performansı oldukça rahatlatıcı. Ancak, “mali kural”a yerel seçimlere yaklaştıkça bağlı kalınması son derece kritik.

Özetlemek gerekirse, olumlu unsurlara karşın içeride hala belli kırılganlıklar devam ediyor. Dışarıdaki volatil tabloyu da gözönüne alırsak, hükümetin ekonomik program, IMF ile ilişkiler, reform programı, özelleştirmeler gibi konularda göstereceği performans oldukça önemli olacak. İlk sinyalleri de aşağıdaki gelişmelerden alacağız:

- Yüksek Planlama Kurulu toplanarak, 2009-2011 dönemi bütçe çerçevesini oluşturacak;

- IMF devam eden “program sonrası izleme” çerçevesinde değerlendirme ziyaretinde bulunacak. Bu arada, yeni programla ilgili görüşmeler de gündeme gelebilir;

- Gelir Vergisi Kanun tasarısının Ekim başında Meclis açılır açılmaz gündeme gelmesi bekleniyor;

- Enerji ve milli piyango gibi özelleştirme projelerinde ilerleme bekleniyor.

Sözkonusu kritik unsurlarda kararlı bir yönetim görülmediği takdirde, kayıp iki yıllık dönemden sonra önümüzdeki dönemde makro dengelerde iyileşme sağlanabileceğine yönelik umutlar suya düşecektir.

İNAN DEMİR: LEHMAN’DAN SONRA

Haftasonu Lehman Brothers’ı kurtarma amacıyla yapılan ve başarısız olan zirve toplantıları ABD’de finansal otoritelerin kredi krizinin başlangıcından bu yana göstermediği yüzünü görmemize yolaçtı. Bear Stearns operasyonunda 29 milyar dolar likidite sağlayan Fed ve Fannie Mae ile Freddie Mac’i kontrolü altına alan Hazine, Lehman Brothers operasyonuna müdahil olmak istemedi. Otoritelerin desteğinin olmayacağının anlaşılması da Lehman için potansiyel alıcıların kenara çekilmesine neden oldu.

Böylece ABD Hazinesi çizgiyi çekmiş ve zor durumda kalan her özel kurumu kurtaracak adres olmayacağını göstermiş oldu. İlk bakışta burada bir tutarsızlık var gibi görünüyor; Fannie Mae ve Freddie Mac’in arkasında her zaman zımni bir kamu garantisi olduğunu varsaysak da finansal otoritelerin Bear Stearns ve Lehman Brothers vakalarındaki davranışı birbiriyle tutarlı görünmüyor.

Ama önemli bir ayrımı da göz önünde bulundurmak gerek. Bear Stearns bir likidite krizine girmişti ve Mart ayındaki operasyon bir kurtarma gibi görünse de Bear hissedarları düşük fiyatla gerçekleşen devir işleminde büyük bir bedel ödemişti. Lehman’ın sorunu ise likidite değil ödeme gücünün kaybolması (solvency) olarak görünüyor. Likidite sorunu yaşayan kurumun kurtarılması, ama “solvency” problemiyle karşı karşıya olan kurumun kurtarılmaması da ekonomi ders kitaplarının temel ilkelerinden biri.

Öyle ya da böyle, geçtiğimiz haftasonundan çıkan çok önemli bir mesaj var. Politika yapıcı otoritenin duruşu tutarlı görünse de görünmese de, finansal kurumların kendi kaderiyle başbaşa kalabileceği görülmüş (ya da gösterilmiş) oldu. Bu tablodan en hızla ders çıkaran kurumun Merrill Lynch olduğu görülüyor. Lehman Brothers satışının gerçekleşmeyeceği belli olduktan sonraki birkaç saat içinde Merrill Lynch’in satışı gerçekleşti.

Buradan Lehman’ın iflası sonrasında piyasaları nelerin beklediği sorusuna geçersek... Bir yandan bunun bir finansal tsunamiye yol açmayacağını düşünmek için sebepler var. Birincisi, Lehman’ın problemleri birden bire ortaya çıkmış değil. Bundan altı ay önce Bear Stearns batarken de sıranın Lehman’da olabileceği söylentileri vardı. Sorunlar daha yakın zamanda derinleşmiş olsa da sonuçta piyasaların kötü haberlere kendini hazırlamak için yeterli zamanı vardı. İkincisi, Merrill Lynch’in satışı haberinin Lehman’ın iflası ile neredeyse eşzamanlı olarak gelmiş olması, piyasalar üzerindeki yeni stres unsurunun çok hızla ortadan kalkmasını sağladı (Gerçi piyasaların dikkatinin AIG’ye kaymış olması bu argümanın ağırlığını azaltıyor). Üçüncüsü, Lehman Brothers hala Fed’in sağladığı likiditeye erişme imkanına sahip; dolayısıyla Lehman’ın pozisyonlarının yangından mal kaçırır gibi kapatılması gerek olmayacak. Hatta son olarak daha sinik bir bakış açısıyla Lehman batarken bütün finansal sistemi peşinden sürükleyecek olsaydı zaten batmasına izin verilmezdi diye düşünmek de mümkün.

Evet bunların hepsi geçerli görünen gerekçeler. Ama öte yandan da emsali olmayan bir süreçten geçiyoruz. Lehman’ın iflasının finansal sistemin geri kalanı için olası sonuçlarının ne büyüklükte olacağını şu anda kimsenin kestirebildiğini sanmıyoruz. Açıkçası, Paulson’ın Lehman’ı kurtarmayarak oynadığı kumarın başarılı olup olmayacağını ya da yukarıda saydığımız gerekçelerin geçerli olup olmayacağını bekleyip görmekten başka yapacak bir şey yok.

**AYŞE MOROZ: "ŞİMDİLİK REPO VE BONODA KALINMALI"

**

ABD'deki seçimler bitmeden önümüzü görmenin imkanı yok. Hatta seçimlerden sonra krizin daha da derinleşme ihtimali var.

İçerideki hareketlenmeler tamamen yurtdışı kaynaklı. Borsada şu anki seviye çok kötü sayılmaz ama önemli olan düşmeye devam edecek olması. Hem içeride birtakım eksikliklerin olması hemde yurtdışının kötü olması nedeniyle ve repo varken borsaya yatırım çok mantıklı değil.

Doların uzun süre güçlü kalması çok zor görünüyor. Bu ortamda riski yaymak en mantıklı hareket olur. Yarı repo, bir parça bono, biraz da döviz alınabilir.

TUNCAY TURŞUCU: SIRADA AIG’Mİ VAR?

Dünya finans piyasalarının bundan sonra zor unutacağı bir Pazartesi günü ile haftaya başladıktan sonra toz bulutunun henüz dindiğini söylemek zor. ABD’de Lehman’ın iflası, Merrrill’in BoA tarafından satın alınması, AIG’nin umutsuzca sermaye arayışları, zaten hassas olan algılamalarda ciddi şok etkisi yaratmış durumda.

Bu dev şirketlerin iflas noktasına gelmiş olması sırada acaba kim var sorusunu akıllardan düşürmezken, bir yandan da Fed’in yangına müdahele için atacağı adımlar merakla izleniyor. Fed’in bugün yapacağı toplantı öncesinde faizlerde indirime gideceği beklentileri daha fazla konuşulmaya başlanırken, farklı para politikası araçlarının kullanılması olasılığı daha ağır basmaktadır.

Sabah saatleri itibariyle ABD vadeli kontratlarındaki nispi toparlanma dikkat çekmesine rağmen risk iştahındaki sert gerileme kısa vadede tepki arayanları umutsuzluğa sürükleyebilir. VIX volatilite endeksindeki sert tırmanış ise korkunun boyutunu gözler önüne seriyor. Bundan sonra global piyasalara paralel olarak oluşan volatilitenin gölgesinde kalmaya ve denge arayışlarına devam edebilir. Bugün satış baskısının devam edeceğini söylemek yanlış olmaz. Toz bulutunun ortadan kalkması biraz zaman alacak gibi gözüküyor."

**ASLIHAN BALABAN: PİYASALARDA DESTEK ARAYIŞLARI ÖN PLANDA OLACAK

**

Dün piyasalarda kara Pazartesi yaşandı. Lehman Brothers ın iflas haberiyle birlikte ABD de mali sektörde yaşanan krizin derinleştiği kaygılarının tavan yapması, endekslerde sert kayıpları beraberinde getirdi.

Bu etkiyle gün boyunca satıcılı seyreden ve toparlanma yönünde imareler göstermeyen İMKB-100 Endeksi günü yüzde 5,27 lik değer kaybıyla 35,081 puandan tamamladı. 1,2 milyar YTL lik işlem hacmi gerçekleşirken, 20 milyon YTL lik para çıkışı dikkat çekti. Bileşik faizler yüzde 19,30 seviyesine dayandı, dolar/YTL kotasyonu 1,2650 seviyesini gördü.

ABD’de Lehman ve Merrill Lynch´in teslim alınmasından sonra AIG üzerindeki baskı arttı. Fed, Goldman Sachs ve JP Morgan´dan AIG için 70-75 milyar dolar kredi sağlamasını istedi. New York Valisi´nin AIG için 20 milyar dolar borçlanma imkanı sağlamasına karşın hissede değer kaybının önüne geçilemedi.

Kapanışın ardından S&P ve Moody´s, AIG´in kredi notunu düşürdü. Dün yüzde 25 gerileyen Wachovia Bank ardı sıra gelecek ilk hedef banka olarak gözüküyor. WaMu´nun kredi notu kredi piyasasındaki koşullar nedeniyle S&P tarafından çöp tahvil seviyesine indirildi.

Dow Jones kapanışa doğru yeniden hız kazanan satışlarla 504 puan gerileyerek 10,917 puandan kapandı. Endeksin günlük kaybı yüzde 4,42 oldu. S&P 500 Endeksi´nde yer alan hisselerin piyasa değeri kaybı 600 milyar dolar oldu. Bu son 19 yılda gerçekleşen en büyük kayıp oldu.

Petrol durgunluk kaygılarıyla 7 ayın en düşük seviyesi olan 92 dolara gerilerken Brezilya Bovespa Endeksi yüzde 7,59 kayıpla kapandı. Asya´da yoğun satış sürdü. Dün kapalı olan Tokyo ve Hong Kong´da yüzde 5, Şanghay´da yüzde 3 kayıp var. ABD vadeli işlemlerde satış baskısının devam ediyor olması tedirginliğin sürdüğünü gösteriyor, bunun 31,7 seviyesine gelen VIX endeksinden de anlamaktayız.

Açılış itibariyle içeride dolar/YTL kotasyonlarının 1,2740 seviyesine yöneldiğini görmekteyiz.

Bu gelişmelerin etkisiyle dün başlayan satış baskısının devamı niteliğinde bir açılış öngördüğümüz endekste yine destek arayışı ön planda olacaktır.

Satış baskısını hız kesmez ise 33,100 seviyesine doğru gevşeme ihtimalini yüksek görmekteyiz. Bu önemli destek seviyesinin aşağı kırılması durumunda ise satış baskısı hız kazanabilir.

Dikkatle gelişmeleri izlemekte fayda var. Olası olumlu haber akışında ise 35,000 puan seviyesinin üzerinde gab bölgelerine doğru yönelecek bir kısa vadeli tepki hareketi kaçınılmaz olacaktır.

Bu da 37,200 seviyesine yönelimi ifade etmekte. Bugün için önemle izlenecek gündem maddesini Goldman Sachs bilanço performansı oluşturmakta. Ayrıca FED’in akşam gerçekleştireceği faiz toplantısı da önemle takip ediliyor.

FED’in normalde faizleri artıracağı bekleniyordu. Ancak dün yaşanan gelişmeler FED’in faizleri indireceği beklentisini artırmış durumda. Piyasa beklentisi ise 0,50 baz puanlık indirim yapacağı yönünde. FED in faiz kararı piyasalardaki tansiyon açısından önemli. Kısacası dış piyasalardaki gelişmeler önemle takip ediliyor.

Canlı Borsa


En Çok Aranan Haberler