FİNANS

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Türkiye, savunmayı bırakıp artık hücuma kalkmalı"

Turkish Yatırım Menkul Değerler tarafından hazırlanan günlük bültende, Türkiye'nin yaşanan krize karşı artık savunmayı bırakıp, hücum yapması gerektiği belirtildi.

"Sonunu Düşünen Kahraman Olur..." başlığıyla yazılan bültende, ABD ve AB'nin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki parayı çekmek için kirli bir oyun içerisinde olduğu dile getirildi.

Bültende şu tespitlere yer verildi;

"Yaşanan krize yönelik mücadelede önce savunma, sonra hücum yapılmalıdır. Para ve mali politikalarda savunmanın başarılı olması ve savunmanın iyi kurulması durumunda, hücum kendiliğinden gelecektir.

Türkiye şimdiye kadar savunmayı kısa vadeli faiz oranlarına yönelik oluşturdu. Keza likidite ve kredinin bololduğu dönemde bu savunma taktiği tuttu. Yurtdışından alınan krediler ile Türkiye’ye gelen yabancılar gecelik repoda park ediyordu. Böylece repoya gelen yabancıların kar/zarar hesabının formülü = [Repo geliri-(Kredi Faizi-Kur Riski)].

Yabancı Türkiye’ye gelerek kur riski almakta ve bunun karşılığında dünyanın en yüksek faizini almaktaydı. Kur düşerse ve kredi faizi değişmezse, kur geliri ve repogeliri elde etmekteydi. Kur farkı, faiz gelirinden yüksek olursa yabancılar zarar yazmaktadır. Kredi maliyetleri yükselirken, yabancı paranın değeri artar ve YTL değer kaybederken, kısa vadeli faiz oranıevrenin en yüksek değeri olsa bile yabancı paranın çıkışı engellenemez.

Cuma günü dolar kuru 1,50’nin üzerine çıkaran alımlar, 1,5 milyar dolar tutarında Londra kaynaklı alımlardı. Bu kadar büyüklükte paranın bir günde çıkışı, tahvil ve borsa kaynaklı olmadı. Yabancıların tahvil ve borsadan çıkışları sınırlıdır. Türkiye’den para çıkışının ana kaynağı kısa vadeli faizdir. Türkiye, dünyadaki en yüksek faizi verirken bu parayı tutamıyorsa savunma hattında ve bu hattı oluşturanlarda hata vardır.

Savunma hattı faizle değil, güvenle ve güveni tahsis edici politikalar ile atılmak zorundadır. Türkiye savunmayı kuru baskı altında tutucu politikalar sağlayarak ve güveni artırıcı adımlar üzerine kurmalıdır. Yurtdışında yapılan üç kuruşluk planların, beş kuruşluk karşılığı bu ülkelerde yoktur. ABD ve AB, bu planların finansmanını kendi vergi mükelleflerine değil, gelişmekte olan ülkelerin vergi mükelleflerine yüklemek istemektedir. Çünkü ABD’nin ve AB’nin ihtiyacı olan kaynakların hepsi gelişmekte olan ülkelerdedir. ABD ve AB, dünyanın en büyük hisse fonu sahipleridir. Aynı zamanda dünyanın en büyük finansal kuruluşlarının ortaklarıdır. Böyle olunca bu en büyük finansal kuruluşlarının yaptığı ve yapacağı çalışmalar, fonların gelişmiş ülkelere çekilmesine yönelik olacaktır.

"3. Dünya Para Savaşı" yaşanıyor ve finansal sistem yeniden şekilleniyor. AB ve ABD, kurtarma planı çerçevesinde açıkladıkları miktar kadar açık pozisyondalar. Bu açık pozisyonu eğer gelişmekte olan ülkelerden gelen sıcak paralar ile kapatamazlarsa, devlete ödenen verilerin vergi mükelleflerine yol su ve elektrik olarak değil hisse senedi olarak dönecektir. ABD Başkanı Bush’un ve AB Dönem Başkanı Sarkozy’in hisse senedi almanın tam zamanı demesinin nedeni budur. Gelişmiş ülkelerin bu hücumunu, Türkiye yabancı yatırımcının güvenini sağlayacak adımlar ile karşılamalıdır. Savunma hattı başarılı olmasının Türkiye’ye mükafatı Cuma günü 1.5 milyar dolar çıkan para bir gün 3 milyar dolar olarak dönecektir. Yaşanan krizde sonunu düşünmeyen değil, sonunu düşünen kahraman olacaktır."

Canlı Borsa


En Çok Aranan Haberler