FİNANS

Uzmanlar piyasalar için ne düşünüyor?

FinansOnline ve Mynet Finans yazarları piyasalara ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Haftalık olası gelişmeleri ve beklentileri kaleme alan uzmanlar okurlarına şu şekilde seslendi.

ALİ AĞAOĞLU: SAMAN RALLİSİ BİTTİ Mİ?

Bugünden itibaren Amerikan borsalarında listesi yayınlanmış 14 finansal hisse senedinde “açığa satış, ikinci bir emre kadar” YASAK! Amerika’nın SPK’sı olan SEC’in 15 Temmuz’da aldığı bu kararla ABD borsalarında düşüş durmuş, yerini düzeltmeye bırakmıştı.

Bu düzeltme; saman alevi gibi sönecek miydi, yoksa kısa süreli bir ralli mi yaşanacaktı? Bu hafta ABD’den adeta veri yağmuru var. Şirketlerin kâr haberlerini, yeni ev satışlar, dayanıklı tüketim mamülleri için talepler ve diğerleri izleyecek.

Geçen hafta Çarşamba-Cuma arası hisse piyasalarında genel olarak bir yükseliş vardı. Az da olsa düşen petrol fiyatları da bunu destekler nitelikteydi. Yine de ne saman alevi, ne ralli olabilen “Saman Rallisine” benzer bu hareketin kısa sürede yorulma ihtimali yükselmiş görünüyor.

Nedenine gelince...

Finansonline’da 9 Haziran’daki “Yeni Dip… Ama Hangisi ve Ne Zaman” başlıklı yazımda S&P’nin muhtemel hareketlerine yer vermiştim. 6 Haziran Cuma günkü S&P’nin kapanışı 1,360 idi. Hemen ertesi Pazartesi ekranlarınızda olan yazıdaki grafik ve kısa bir bölüm aşağıda yer alıyor:

“Grafikte bu endeksin hareketleri yer alıyor. 11 Ekim 2007’deki 1,576 zirvesinden bu yana yaşanan gelişmelere Elliott dalgalarına göre bakıldığında ana düzeltmedeki üçüncü dalga başlamış görünüyor. Öncekilere oranla daha uzun-sert düşüşlerin olacağı ve yeni bir dip seviyesinin görüleceği C dalgasının başladığı görülüyor.

Peki bu dalga ne kadar sürede, nereye kadar iner?

Asıl önemli olan sorular bunlar!

İki ihtimal var: İlk ihtimalin hedefi 1,175 seviyesi ve normal şartlarda 150-175 işgünlük bir süre içinde gerçekleşebilir görünüyor.

Diğeri ise 1994, 2002 ve 2003’teki dip seviyerden gelen ana trendin geçtiği ve Fibonacci seviyeleriyle de desteklenen 1,080-1,100 seviyeleri. Ancak bu seviyeye yaklaşık iki yıl gibi çok daha uzun vadede ulaşılabiliyor.”

O günden sonra S&P 500 endeksi 15 Temmuzda 1,214.9 seviyesine indi. Ardından gelen “saman rallisi” sırasında da hem Perşembe hem de Cuma günü 1,262 seviyeleri görüldü!.

Hem bu seviyelerin aşılmamış, hem de yukarıdaki “yeni dip” senaryolarındaki seviyelere henüz daha ulaşılamadığından, bugünlerde yaşanan yükselişlerin uzun ömürlü olma ihtimali düşük gibi…

Hiç bir piyasa sürekli düş(e)mez/yüksel(e)mez prensibine uygun olarak 7 haftalık düşüş sonrasında geçen haftaki gibi bir yükseliş (düşüşe mola) yaşanmış olması normal. Ancak sürdürülmesi hayli zor !

S&P bazında baktığımızda; 1,275 seviyesi önemli bir direnç Aşılması halinde çok daha önemli ve sert olan 1,290 seviyelerine kadar bir yükseliş olabilir. Ancak bu ihtimal hayli düşük.

Zira hafta sonunun en önemli haberi; İran’ın müzakere masasından kalkması (hemen ilk görüşmede İran’ın herşeye evet diyeceğini bekleyen var mıydı ?) ve İsrail savunma Bakanı’nın, bu durumda saldırı seçeneğinin kullanılma ihtimalinin artabileceğini söylemesiydi. Petrol fiyatlarını kısa vadede gerebilecek bu haberler, borsalar içinde kötü haber !

Bu hafta veriler öncesinde yeni pozisyon alınması ihtimali düşük. Hele hele konut cephesinden henüz daha iyi haber gelmezken….
Kısaca İMKB

18 Tummuz Cuma günkü; “Yaşasın Serbest Piyasa Ekonomisi ???” yazımda;

“Dünkü coşkulu açılış ile 36,374 ve 36,996 arasında ciddi bir “boşluk-gap” oluştu. Bu boşluk kapanacaktır. Ancak kapanmadan önce 38,500-38,850 seviyeleri ziyaret edilebilir. Ancak ‘şimdilik kaydıyla’ geçilmesi zor bölgeler buraları (bir önceki büyük harekettteki destek seviyeleriydi, şimdi aşılmakta zorlanılan direnç seviyeleri oldu)... “

Diye bir tahminde bulunmuştum. Nitekim 38,782 seviyesi görüldükten sonra 37,946 seviyesinden (Perşembe kapanışına göre sadece 251 puanlık bir artışla) kapandı.

İMKB “saman rallisi” sırasındaki zirvelerini gördü mü?

Bence öyle!. “Yaratılan” AKP’nin kapatılmayacağı havası ile borsa yükseldi. Ancak sürdürülmesi zor günlerdeyiz. Bir taraftan ABD borsaları, diğer yandan İran/petrol meselesi, beri yandan Deutsche Bank’ın 17 Temmuz’da yayınladığı “Gelişmekte olan ülkeler – Yeniden Güvenilmez sulara girerken” başlıklı raporunda Türkiye’yi “underweight” olarak değerlendirmesi, üstüne de AKP derken; akıllara 36,374 ile 36,996 arasındaki “boşluk-gap” gelmiyor değil hani...

Bu hafta içinde bu açıklık kapanacaktır.

ERDAL SAĞLAM: PİYASA PARTİ KAPATMA VE IMF’Yİ ERKEN SATIN ALDI

Piyasaların geçtiğimiz hafta hem AKP’nin kapatılmayacağı hem de IMF’yle ihtiyati stand-by anlaşması yapılacağını, yani ikisini birlikte satın aldığını gördük. Aslında iki beklenti de, Hükümetin verdiği hava nedeniyle birbirine bağlanmış gözüküyor. Bence erken bir satın alma gerçekleşti....

Ankara’da bir süredir hem siyasi kulislerde hem de diplomasi koridorlarında, “AKP’nin kapatılmama ihtimalinin çok arttığı” konuşuluyor. AKP’li politikacılar, özellikle işadamlarına “kesin artık kapanmıyoruz” havası verirken, bu havanın tüm kamuoyuna yayılması için de özen gösteriyorlar. Bu hava Ankara’da politikacıları ve diplomatları etkilemiş gözüküyor. İşte piyasaların da kulağına gelen bu söylentilerin üzerine ABD’nin eski Büyükelçisi Mark Parris’in aynı doğrultuda yaptığı değerlendirme gazetelere yansıyınca, piyasalar bunu gözü kapalı satın alma yoluna gittiler.

AKP’nin belli bir oyun planını uyguladığı görülüyor. Bu planın ana hattını dış alemin, özellikle de ABD’nin Türkiye’nin dış politika sorunlarına ilişkin taleplerini, biran önce çözme çabası oluşturuyor. Son dönemdeki diplomasi atağını bu çerçevede değerlendirmek çok daha yararlı olacaktır.

Bununla birlikte iç kamuoyuna da “ABD, bir ara ikircikli davrandı ama artık AKP’yi kesin istiyor, o nedenle kapatma işi olmayacak” demeye çalışılıyor. Bu kampanyanın tuttuğu da ortada. Bununla birlikte, daha çok dış alemin tepkilerine bağlı olarak içerdeki kamuoyu da bu yönde yönlendirilmeye çalışılıyor. Özetle verilen hava şu ki; “AKP kapatılmayacak, kimse alternatif arayışına girmesin. Herkes AKP’ye bağlılığını devam ettirmeye çalışsın”

Bu baskının önemli bir ayağını da Ergenekon Soruşturmasının oluşturduğu özellikle işalemine karşı, “Tüm inisiyatif elimizde” mesajının verilmeye çalışıldığı söyleniyor.

AKP’nin şimdiye kadar “varlığını sürdürme” adı verilebilecek oyunu layıkıyla uyguladığı ve sonuçlar aldığı, öyle bir hava estirmeyi başardığı da açık.

Ancak unutulmaması gereken çok unsur var. Bunlardan belki de ilki, bu oyunun biraz daha sürmesi halinde, şu anda teşhir olan stratejinin, AKP’ye karşı özellikle de “ABD’nin dediğini yapıyor” şekliyle dönecek olması.

Kapatılma ihtimali yüksek

AKP’nin dışarıya güven vermeye çalışırken, içeride toplumsal uzlaşmayı yumuşatacak adımlardan kaçındığı da ortada. İşte bu nedenle içerideki siyasi tansiyonun, halk nezdindeki itibarın bir süre sonra tartışılması kaçınılmaz.

Belki de unutulan en önemli faktör ise kararı verecek olanın Anayasa Mahkemesi üyeleri olması...

Anayasa Mahkemesi’nin kendi üzerinde yaratılan baskıyı hissettiğini, Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç ile yaptığımız özel görüşmelerden de biliyoruz. Yani bu baskının üyeler nezdinde ters tepme ihtimali de bir hayli yüksek.

Yanı sıra, suskun olan kesimlerin hep susacakları varsayımı da oyun içinde...

Özetle söylemek istediğim şu ki; AKP’nin kapatılmaması kararı erken satın alınmış durumda.

Bununla birlikte verilen mesajlara bakılarak “IMF’yle Ağustos sonunda ihtiyati stand-by anlaşması yapılacağı” beklentisi de, dolayısıyla erken satın alındı.

IMF’yle anlaşmanın tabi ki siyasi süreçle ilgisi var ancak oynanan oyun içinde sanki tümüyle buna bağlıymış gibi bir hava estirilmesi de bulunuyor.

Piyasalar tabi ki dış alemdeki gelişmelerden çok daha fazla etkilenmeye devam ediyor. Özellikle ABD’den gelen haberler ana trendi belirliyor.

İşte geçtiğimiz hafta gelen kötü haberlerden çok fazla bunalan dış ve iç piyasalar gelen bir-iki iyi haberi bence abartılı satın alma ihtiyacı duydular. İçeride ise bunlara paralel olarak Mark Parris’ten gelen haber de “iç siyasi çatışmalar sanki sona erdi” gibi, yani abartılı biçimde algılandı.

Elbette bu hava tersine döner, o zaman da piyasalar tersini satın alır, bu kaçınılmaz.

Ancak kapatma kararı verilmesi halinde, dışarısı ne olursa olsun, içerideki bozulmanın çok daha sert olma ihtimali de yüksek.

Keşke iş bu noktaya gelmeseydi, Türkiye’de bir siyasi partinin kapatılması artık söz konusu olmasaydı, ama...

Bence kapatılma ihtimalinin daha yüksek olduğunu söylemeliyim.

PROF. DR. HURŞİT GÜNEŞ: BORSADAKİ DÜZELTME KALICI OLMAYABİLİR

Bu hafta borsadaki ani çıkışı anlayabilmek için bayağı uyanık olmak gerek. Her kafadan ayrı bir açıklama geliyor. Ve bunların bir kısmı tam bir safsata.. Haziran sonunda borsada endeks 32 bin düzeyine kadar inmişti. Bu gerçekten inanılmaz ölçüde düşük bir düzeydi. Bundan 10 ay önce endeksin 55 bin düzeyinde olduğu hatırlanırsa düşüşün yüzde 70 kadar olduğu anlaşılır.

Bu nedenle borsa her an yukarı düzeltme yapabilirdi. Ve yaptı da. Ancak bunu sadece ucuzluğa bağlamak doğru değil. Çünkü endeks 35 binken de ucuzdu ama daha da düştü. Yani ortalıkta değişen bir durum olmalı ki, artış başlasın.

Malum borsada yerlileri konuşmak artık abesle iştigal.. IMKB artık küresel oldu çıktı. Fakat yabancıların alım yapmaları için de bir neden gerekiyor. Oysa aksine dışarıda gürültü ve sarsıntı bir türlü dinmiyor.

Fannie ve Freddie kardeşler?
Buna rağmen nasıl oldu da borsa yükseldi? Fannie Mae ve Freddie Mac isimli konut finansman şirketlerinin FED ve özellikle ABD Hazinesi tarafından desteklenmesi mi? Eğer piyasalarda bir düzelme olduysa ki, ABD’de de oldu, bu olsa olsa geçici olabilir. Çünkü bu iki şirketin bu hale gelmesi aynı zamanda ekonominin bir uçurumun eşiğinde olduğunu gösterir. Kaldı ki, Hazine’nin üstelenmesi gereken zarar, ya da borç yükü öylesine yüksek ki!

İkinci olası neden ABD’den gelen bazı enflasyonist haberler, ya da bilgiler. Eğer bu bilgiler doğruysa aynı zamanda talebin çökmediğini belli bir ekonomik canlılık olasılığını anlaşmış oluruz. Ancak böylesi bir yargıya varmak için o kadar erken ki..

Cuma sabahı borsa açıldığında Asya borsalarından hareketle ve iki gündür yaşanan yüzde 7,6'lık mini rallinin ardından bir miktar kar satışı ile karşılaşabileceği düşülüyordu. Hatta IMKB-100 endeksinin olası kar realizayonu durumunda 37200 desteği önemli olacaktı. Böyle olmadı. Dirençlerin pek hesaplanmadığı, daha doğrusu telaffuz edilmediği bir yerde hafta sonu endeks 38300 düzeyinde kapandı. Böylece IMKB son bir ayda yeniden yüzde 20 oranında değer kazandı.

Klasik spekülatif manevra

Bize göre bu artışın ardında bıkkınlık var. Küresel olarak uzun bir süredir satış yapan ve sürekli zarar yazan yatırımcılar, daha doğrusu trader’lar portföy değerlerini yukarı çekmek için kimi belirsiz haberleri iyiye yorarak borsaları küresel olarak yukarı çektiler. Bu tür durumlar kalıcı olamaz. Eğer gerçek olan ve aralarında tutarlı olan birkaç haber ya da veri bunu desteklemezse borsalar yeniden gevşeyebilir.

Bizim de beklentimiz bu tür hareketlerin kısa vadede etkin olası olmasına rağmen orta vadede borsaların ancak ABD’de genel havanın (iktidar değişikliği gibi) kalıcı biçimde değişiklerle toparlayabileceği. Tüketici güveninin yerine gelmesi için bu şart. Güven artmadıkça ve moraller düzelip ekonomide canlılık belirtileri güçlenmedikçe de bizce NYSE’de görülen her yükselme geçici kalacaktır. Buna bağlı bir borsa haline gelen IMKB de aynı doğrultuda hareket edecektir. Ancak yine de belirtelim borsada uzun vade yatırım (1-2 yıl) yapmak isteyenler için borsa hala gayet mantıklı.

**

TUNCAY TURŞUCU: KAPATILMAMA BEKLENTİSİ SATIN ALINIYOR**

Hazine'nin ağır iç borçlanmasının geride kalması ile piyasa üzerinden faiz baskısının kalkması, Anayasa Mahkemesi Raportörü'nün AKP'nin kapatılmayacağı yönünde görüş bildirmesi ile kapatılmama beklentisinin daha güçlü satın alınmaya başlanması ve bileşik faizlerde 1 puanda daha fazla görülen gevşeme piyasalarda hızlı yükselişe neden olurken, dış piyasalarda oluşan olumlu hava ve petrol fiyatlarındaki sert düşüşte yaşanan rallinin şiddetini artırdı.

Endeks bütün bu bileşenlerin biraraya gelmesi ile 37000 seviyesindeki 50 günlük ortalamasını yukarı yönde kırarak önemli bir yükseliş sinyali verdi.

Yeni haftaya bakıldığında sözkonusu olumlu tabloda ciddi bir bozulma görülmüyor. Yurtiçi tarafta, piyasaların AKP'nin kapatılmama beklentisini satın alma isteğinin çok daha güçlü olduğunu görmekteyiz. Herhangi kötü bir olumsuzluk olmadıkça sözkonusu olumlu tablonun yeni haftada da devam etmesini bekliyoruz. Bu durum, dış piyasalarda olumsuzlukların yaşanması durumunda Türk piyasalarının ayrışmasını sağlayabilecek nitelikte olabilir.

Önümüzdeki hafta ABD'den gelen şirket karları yakından izlenmeye devam edecek. Beklentilere paralel yada daha iyi gelen şirket 2Ç kar rakamları piyasalar için itici güç olmayı sürdürecektir. Bütün hafta boyunca yurtiçinde piyasayı yönlendirici bir veri akışı bulunmazken, yine özellikle ABD'den olmak üzere dış piyasalardan gelen haberler piyasa üzerinde etkili olmaya devam edecektir.

Yurtiçinde Ergenekon soruşturması takip izlenmeye devam edecek.

Ancak geçen hafta piyasa üzerinde önemli bir etkiye sahip olmadığını gördük. yine bileşik faizlerdeki gevşemenin devam etmesi durumunda hisse senedi piyasaları yukarı çıkışını sürdürebilir. Faizlerde yüzde 22'nin altında seyir devam eder ve yüzde 21 sınırının altına sarkma yaşanırsa endeks için 39800 ve 40800 seviyeleri hedef olabilir.

ASLIHAN BALABAN: YÜKSELİŞ DEVAM EDECEK Mİ, SOLUKLANMA OLACAK MI?

Geçen haftayı da olumlu görünümle tamamlayan piyasalarda güçlü para girişi yükselişi desteklemekte.

Petrol fiyatlarının 150 dolardan 130 dolar seviyesinin altına gevşemesi, yurtdışı piyasalarda toparlanma eğilimi, Hazine itfalarının sorunsuz atlatılması, yurtdışından gelen olumlu bilanço rakamları ve AKP kapatılma davasında raportörün verdiği kararın olumlu yansıması bu desteği artıran etkenler oldu.

Endeks 38,200 seviyesini gördü, bileşik faizler yüzde 20,40 seviyesine gevşedi, dolar/YTL kotasyonları 1,19 un altını gördü.

Dış piyasalarda da olumlu hava gelen bilanço rakamlarının moraliyle devam ediyor. Freddie Mac ve Fannie Mae haberlerinin ardından yaşanan spekülasyonları engellemek adına ABD kanadında 18 şirkete yönelik açığa satış işlemlerinin bir hafta durdurulması, endekslerde de rahatlamaya neden oldu.

Yukarı yönlü trendin devam edip etmeyeceği de bu haftaki gelişmelere bağlı olacaktır. Veri trafiğinin yoğun olmadığı bu haftada piyasaların önemle takip edeceği veriler arasında ABD’de Haziran mevcut ve yeni konut satışları, Haziran ayı dayanıklı tüketim malı siparişleri, yurt içinde Haziran ayı Merkezi Yönetim iç ve dış borç stoku verileri, ikinci çeyrek bina inşaat maliyeti verileri bulunuyor.

Haftaya alıcılı başlangıç yapmasını beklediğimiz endekste hızlı yükselişin ardından soluklanma olacak mı, yoksa yükseliş devam edecek mi sorularına yine bu hafta yaşanacak gelişmeler belirleyici olacaktır.

Teknik olarak 38,200 – 39,000 – 39,600 – 40,000 – 40,600 önemli direnç, 37,200 – 36,400 – 36,000 seviyeleri ise destek noktaları olmakta.

Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler