Finansal piyasalardaki Amerikan Merkezli dalgalanma devam ediyor. ABD ekonomisine yönelik resesyon spekülasyonları son günlerde şiddetini daha fazla yükseltti. Özellikle geçen hafta gelen Aralık ayı işsizlik datasının son iki yılın en yüksek seviyesine ulaşması, piyasa oyuncularının dışında FED governorlarında da endişe etkisi yarattı. Buna paralel olarak ABD Hazine Sekreteri Paulson, 2008 yılına yönelik ekonomik büyümede yavaşlama beklediklerini açıkça ifade etti. Paulson’u FED Başkanı Bernanke ve FED’in diğer eyalet başkanları takip etti. Ancak hepsinin ortak söyledikleri başka bir şey daha var, 2008 yılında resesyon beklenmiyor.
Buna rağmen ABD piyasalarında resesyona yönelik ciddi spekülasyonlar bulunuyor ve bu borsa endekslerini dip seviyelerine itiyor. FED’in 30 Ocak toplantısında faiz indirme beklentisi (ağırlıklı olarak 50 baz puanlık indirim bekleniyor) piyasalarda bir günlük olumlu seyir yaratsa da, şirketlerin karlarına yönelik tahminlerde ciddi düşüşlerin görülmesi ve ekonomik datalardaki yavaşlama, finansal piyasalardaki atmosferin uzun süre olumlu kalmasını engelliyor. ABD ekonomisine yönelik resesyon beklentilerinin Asya piyasalarına da sıçramış olması ve bu piyasalarda geçen hafta yaşanan soluksuz düşüşler, şuana kadar çok istenilen bir gelişme değildi. Bu piyasalarda toparlanmanın görülmesi diğer piyasalar için sağlıklı olacaktır.
BORSADA DALGALANMALAR DEVAM EDECEK
Bu gelişmeler ışığında IMKB’deki dalgalanmanında sürmesi beklenebilir. Türk piyasalarında işler ABD piyasalarındaki kadar kötü gitmesede, dalgalanmanın yaşanması yatırımlar üzerinde etkili oluyor. Son 7 aydır Dow Jones endeksi önemli düşüşler göstermiş olmasına rağmen, IMKB’nin 7 ay önceki seviyesi ile aynı seviyede olması bunun göstergesi. 51500-50500 seviyeleri IMKB için önemli bir taban seviyesi olarak kabul edilebilir. Bu seviyenin altına sarkma ve düşüşün sürmesi Türk piyasalarında da uzun soluklu düşüş trendinin başlamasına neden olabilir. Ancak şu ana kadar böyle bir gelişme görülmüyor.
Dış piyasalardaki gelişmelerin yanında içeride de siyasi ve ekonomik olarak gerekli adımların atılması durumunda Türk piyasalarının kendisini farklı bir yapıya dönüştürebileceğini düşünüyoruz. Geçen hafta Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı Hükümet’in Eylem Planı bu konuda ümitsizliğe düşen finans çevrelerini olumlu etkileyebilir. Ancak yinede somut adımların atılması gerekiyor. 301. madde ile ilgili yasal düzenlemenin yanında istihdam üzerindeki yüklerin kaldırılmasını hedefleyen reformun ve en önemlisi Sosyal Güvenlik Reformunun işleme alınması algılamalarıda güçlendirecektir.
Önümüzdeki hafta Çarşamba günü Hazine’nin 3.6 milyar YTL itfasının yanında, TCMB Faiz toplantısı da bulunuyor. 20 Ocak tarihinden itibaren FED toplantısına yönelik spekülasyonların daha ağır basmasını ve piyasaları olumlu etkilemesini bekliyoruz. Ancak bu zamana kadar dalgalanmanın sürmesi muhtemel.
Piyasalarda hisse bazlı hareketlerin yoğunluğunu sürdürmesi beklenebilir. Migros’un satışı önümüzdeki haftada gündemde kalmaya devam edecektir. Diğer yandan Sabah-ATV ticari bütünlüğü ile ilgili olarak RTÜK’ten gelebilecek açıklamalar yine izlenecek gelişmeler olabilir. Petkim ile ilgili olarak beklentiler devam ederken, 12 aylık bilanço beklentilerine yönelik hisse bazlı işlemler etkili olabilir.
Önümüzdeki hafta döviz kurunda YTL’nin aşırı değerli seyrini sürdürmesini beklerken, gösterge bileşiklerde de yüzde 16.30 - yüzde 16.50 arasında dalgalanma görülebilir.
Tuncay Turşucu
Araştırma Müdürü
Meksa Yatırım Menkul Değerler A.Ş.