Varlık plasiyerleri hisse senetlerinde son on yılın en negatif pozisyonunu aldı. Merrill Lynch'in Haziran ayı Fon Yönetileri araştırmasına göre Haziran ayında hisseler varlık sınıfında net yüzde 27 gösterge altında kaldı.
Küresel ekonominin yavaşlaması karşısında faizlerin yükselme ihtimali belirdiği için yatırımcıları gittikçe artan bir stagflasyon (ekonomik durgunluk ile enflasyonun aynı anda yaşandığı makroekonomik durum) korkusu sarmaya başladı. Yatırımcılar hisse ve tahvil pozisyonlarını azaltarak nakde dönmeğe başladılar. Bu ayın araştırmasına göre dünyadaki küresel büyüme ve karlılık beklentileri kötüleşiyor. Aynı zamanda enflasyonun yükseleceği ve faizlerin de bunu izleyeceği korkusu artıyor. Mart ayında ankete katılanların net yüzde 25'i hisselerin gerçek değerinin altında kaldığına inanırken, Haziran ayında bu oran yüzde 1 düzeyine indi. Ankete katılanların net yüzde 81'i, önümüzdeki 12 ay için tahmin edilen ortak kazanç beklentilerinin çok yüksek kaldığını düşünüyor. Mayıs ayındaki net yüzde 31'lik orana karşılık bu ay varlık plasiyerlerinin net yüzde 42'sinin nakit pozisyonu gösterge üstüne çıkmış durumda.
Merrill Lynch Avrupa Hisse Senedi Piyasaları Baş Stratejisti Karen Olney'a göre "Piyasa, küresel faizlerin çok düşük olduğu, hatta enflasyonun altında kaldığı fikrine kapılmaya başlıyor. Negatif reel faizlerin enflasyona karşı etkili antikor olmaları mümkün olmadığından Merrill Lynch, Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) Ekim ayına kadar iki kez faiz artırımına gideceğini ve bunu da diğer merkez bankalarının izleyeceğini düşünüyor."
EURO BÖLGESİNE ESEN RÜZGAR YÖN DEĞİŞTİRİYOR
Avrupa, yatırımcılar için hisse senedi odağı olmaktan çıktı. Son 12 ay içinde Euro bölgesi, en favori yatırım olma konumundan en az tercih edilen yatırım konumuna geçti. Bu ay anketimize katılan yatırımcıların yüzde 29'u önümüzdeki 12 ay içerisinde en çok gösterge altına indirmek istedikleri bölgenin Euro bölgesi olduğunu belirtti.
Varlık plasiyerleri zaten daha önce Euro bölgesi hisselerini agresif ölçüde boşaltmıştı. Net yüzde 22'yi bulan rekor düzeydeki bir plasiyer kesimi de bugün itibariyle gösterge altı pozisyona geçtiğini söyledi ki bu son 10 yılın en belirgin negatif yaklaşımı. Avrupa Bölgesi, sadece sirket kâr beklentisi açısından en istenmeyen tabloları çizmekle kalmıyor ayrıca kazançların kalitesi de giderek kötüleşiyor. Bu da Euro bölgesi hisse senetlerinin gerçek değerinin altında kaldığı şeklinde algılanma olasılığını zayıflatıyor. Döviz kurlarıyla ilgili endişeler negatif tavrı körükleyen diğer bir unsur. Varlık plasiyerlerinin net yüzde 71'i Euro'nun gerçek değerinin üstünde kaldığını düşünüyor ki büyük oranda ihracata dayanan bir bölge için bu çok ciddi bir endişe.
Bu endişeler arasında Avrupalı fon yöneticileri nakde kayıyor. Avrupalı yatırımcıların yüzde 34'ü Haziran ayındaki bölgesel araştırmada nakit pozisyonu açısından gösterge üstü konuma geçtiklerini söyledi. Bu oran Nisan ayında sadece yüzde 3 düzeyindeydi. Ayrıca artan sayıda katılımcı, faizlerde yükselme olasılığı bulunduğunu belirtti. Şubat ayında Avrupalı katılımcıların yarısı AMB'nin para politikalarının çok sıkı olduğuna inanırken bu sayı bu ay yüzde 10'a indi.
Ancak Euro bölgesindeki tüm bu ayı piyasası trendleri, küresel yatırımcıların B.K.'a (Birleşik Krallık) yönelik son derece negatif yaklaşımları karşısında gölgede kalıyor. Varlık plasiyerlerinin net yüzde 38'i B.K. hisse netleri açısından gösterge altı konumda. Bu da son on yılın en negatif yaklaşımı. Yatırımcıların B.K.'a karşı olan bu tavrını sterlin ile ilgili korkular şekillendiriyor. Sterlin'in ağırlıklı ortalama kur endeksi son oniki ayda yüzde 11 düştüğü halde, yatırımcıların yüzde 56'sı halen bu para biriminin gerçek değerinin üstünde kaldığını düşünüyor.
AVRUPALILAR PETROLDE ARTI POZİSYON ALIRKEN BANKALARI AÇIĞA SATIYOR
Avrupalı yatırımcılar açısından, hızla büyüyen petrol sektörü ile sorunlarla boğuşan bankacılık sektörü arasındaki popülerlik farkı bugüne kadar görülmemiş boyutlara ulaştı. Petrol ve Gaz'da gösterge üstü pozisyon taşıyan anket katılımcısı oranı Nisan ayındaki yüzde 29 seviyesinden bu ay yüzde 62'ye yükselirken, yelpazenin diğer ucunda yer alan Bankalar pozisyonunda ise (yine Nisan ayındaki yüzde 21'ine karşılık) ankete katılanların yüzde 62'si gösterge altı konumda.
Karen Olney'a göre "asıl can alıcı soru, petrol şirketlerinin ne zaman satılıp bankalara dönüleceği. Temel göstergeler, bankalara kıyasla petrolü kesin daha çok destekliyor. Sektör, Avrupa'daki en güçlü kazanç momentumuna sahip ve en ucuz hisseler arasında."
Merrill Lynch petrolün varil fiyatının fiyatlarının 2008'in ikinci yarısında ortalama 121,50 USD ve 2009 yılında da ortalama 107 USD olacağını tahmin ediyor.
KREDİ ÇÖKÜNTÜSÜNÜN ARTÇI ŞOKU GÜNDEME HAKİM OLUYOR
Kredi çöküntüsünün, mali piyasaların istikrarı açısından en büyük tehdit olma baskısı zayıflıyor. "Kredi riski"ni bir numaralı tehdit olarak gören yatırımcıların net yüzdesi üç ay önceki yüzde 95 düzeyinden Haziran ayında yüzde 81'e geriledi. Ancak enflasyon en hızlı yükselen endişe kaynağı. Ankete katılanların yüzde 65'i "parasal riskleri" en büyük tehdit olarak algılıyor ki bu oran Mayıs ayında yüzde 23 düzeyindeydi.
Merrill Lynch'in uluslararası ekonomi bölümü başkanı Alex Patelis'e göre "Anımsadığımız kadarıyla ilk kez büyüme yerine enflasyon, bize göre küresel düzeyde bir temel makro etken konumuna giriyor.
Enflasyon şoku zaten geldi vurdu. Şimdi önemli olan bunun ne kadar kalıcı olduğu ve piyasaların ve politika belirleyicilerin buna nasıl tepki vereceği; küresel düzeyde hakim olan hava, piyasaları ve politika belirleyicileri risklere karşı uyandıracak bir kazanın gerektiği şeklinde."