Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, son yıllarda tüketicilerle bankalar arasında kredi ve kredi kartları nedeniyle ciddi sorunlar yaşandığını, konut ve tüketici kredilerinden alınan masrafların hukuka aykırı olduğunu savundu.
Bilinçlenen tüketicilerin "Bilgi Edinme Kanunu" çerçevesinde bankalardan hesap hareketlerini isteyebileceklerini dile getiren Yılmaz, bankaların işi yokuşa sürerek para karşılığında dekont verebileceklerini söylediğini, bunun tüketiciyi caydırma amacı taşıdığını öne sürdü.
Yılmaz, "Tüketiciler bankalardan dekont isterken Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde ya mail ortamında ya da gidip bankaya hesap hareketlerini istemelidir. Hesap hareketlerinden bankalar para almıyor. Tüketiciler, kanun çerçevesinde yapılan kesintilerin bildirilmesi talebinde bulunduğu zaman, bankaların ücretsiz olarak buna mutlaka cevap vermesi gerekir. Aksi takdirde tüketiciler durumu hem BDDK'ya hem de cumhuriyet başsavcılığına bildirerek suç duyurusunda bulunabilir" ifadesini kullandı.
Tüketicilerin haklarını aramak adına gerçekleştirdikleri bu eylemin ardından yeniden kredi alıp alamayacakları konusunda sürüncemede kalabildiklerine dikkati çeken Yılmaz, bankaların borcunu düzenli ödeyen kişilere "ben sana kredi vermiyorum" diyemeyeceğini, koşulları uygunsa bundan kaçınamayacağını aksi takdirde Tüketici Yasası'na göre suç işlemiş olacağını savundu.
Tüketicilerin her şeyden önce bilinçli davranmak zorunda olduklarını ve neyin altına imza attıklarının farkına varmaları gerektiğini anlatan Yılmaz, şunları söyledi:
"Bankalar, tüketici kredisi aldıktan, faizler düştükten sonra yapılandırma yapmaktadır. Bu yapılandırma nedeniyle bankalar tüketiciden yeniden ücret almaktadır. Oysa ki yapılandırma tüketicinin dayattığı bir durum değil, bankanın tüketiciye sağladığı bir olanaktır. Bu olanakları kullanırken parasal değer üzerinden yapması doğru değildir. O paranın alınmasının hukuka uygun olmadığı hakem heyetleri ve mahkeme kararlarıyla mevcuttur. Tüketici bu yapılandırma nedeniyle ödediği bedeli geri almıştır.
Öte yandan, tüketiciye konut veya araç kredisi verildiği zaman bankalar tarafından araçla konut üzerine ipotek konmaktadır. İpoteğin kredi ödemeleri bittikten sonra banka tarafından kaldırılması gerekir ancak bankalar bu ipoteği kaldırırken tüketiciden ücret istemektedir. Tüketicilerin yargıya başvurması halinde bu ücreti geri alabilmeleri mümkündür."
Krediye bağlı hesap işletim ücreti
Sözleşme imzalanması ve aylık ödeme planının verilmesinin ardından tüketicilerin sadece bankaya taksitlerini ödeyeceğini aktaran Yılmaz, "tüketici taksitini ödüyor" diye banka tarafından hesap işletim ücreti alınmasının ek maliyet getireceğini ve bankalar açısından da haksız kazanç sağlanmış olacağını ifade etti.
"Bankanın tüketici için orada verdiği bir hizmet yoktur. Sadece verdiği kredinin ödemesini almaktadır. 'Taksitlerini ödüyor' diye tüketiciyi borçlandırmak ve onun adına açılan mevduatlı ya da ek hesaplardan yüksek faile borçlandırılarak tüketiciye maliyet çıkartmak, hukuka aykırıdır" diyen Yılmaz, bankaların kredi ve kredi kartları konusunda tüketicileri mutlaka bilgilendirmesinin, neyi alıp almadığı, neyin hizmet karşılığı bulunup
bulunmadığı hususunda müzakere etmelerinin zorunlu olduğunu dile getirdi.
Yılmaz, "Tüketiciyle müzakere edilmeyen, tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan, iyi niyet kurallarına aykırı düzenlenen tüketici sözleşmeleri haksız şart kapsamındadır. Bu haksız şart kapsamında hazırlanan sözleşmelerden de tüketici sorumlu tutulamaz" dedi. AA