ABD'den tüm dünyaya yayılan küresel dalgayı önleyebilmek için faiz indirimine giden FED'in çabalarının piyasalardaki etkisi kalıcı olamıyor. Peki önümüzdeki dönemde FED ne yapacak? Cephanesinin tamamını harcadı mı? Farklı önlemler alabilir mi?
İlk başlarda harekete geçmekte geç kaldığı için eleştirilen ABD Merkez Bankası (FED) önceki günkü 0,75'lik indirimi ile gösterge faizini yüzde 2,25 seviyesine çekmiş oldu. 1 tam puanlık beklentilerin üzerine gelen 0,75'lik indirim ise geri kalan 0,25'lik indirimin nisan ayındaki Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısına saklandığı izlenimi uyandırdı. FED salı günkü kararı ile eylülden bu yana gösterge faizlerini 6 kez indirmiş oldu. Ancak iskonto faizlerini 7 kere üstüste indiren, 100 milyar dolarlık hazine tahvili ihalesi ile birlikte 100 milyar dolarlık repo ihalesine çıkan, bir kaç kez de diğer merkez bankaları ile koordineli bir biçimde piyasaya yüzlerce milyar dolar para süren ve 94 yıl sonra ilk kez ticari bankalar dışındaki şirketlere de finansman yardımı sağlama kararı alan FED'in finansal piyasalardaki krizi ortadan kaldırmak konusunda başarılı olduğu pek söylenemez.
TÜKETİCİ FAİZLERİNE BİR FAYDASI OLMADI
FED'in salı günü gelen 6'ncı faiz indirimi sonrası ekonomistlerin genel görüşü ise Bernanke'nin bundan sonra kredi piyasalarındaki krizi toparlamak için tek atımlık kurşunu kaldığı yönünde. Çünkü aslında gösterge faizlerdeki indirim sadece bankalar arası borçlanmayı kolaylaştırıyor. Krizin göbeğindeki tüketici kredilerinin faizlerinde elle tutulur bir değişiklik olmadığı için de FED'in gösterge faizinde gittiği indirimler ABD ekonomisi için tek başına kurtarıcı olmaktan uzak kalıyor. Bireysel kredilerden otomobil kredilerine kadar bir çok kredinin faizleri yüzde 5 ila 12'ler arasında değişirken FED'in gösterge faizini indirmesi kimi ekonomistler için çok da bir şey ifade etmiyor. FED'in eylülden bu yanaki altıncı faiz indirimi sadece belirli borçlanma tiplerinde tüketicilere avantaj sağlıyor. Örneğin 30 yıllık mortgage kredisi faizleri eylülden bu yana sadece 0,25 puan civarında düştü. ABD'deki Mortgage Enformasyon Hizmetleri (MIS) biriminin verilerine göre 30 yıl sabit faizli mortgage kredilerinin faizi FED'in faiz indirimlerine başladığı eylül ayında yüzde 6,34 seviyesindeydi. Ocak ayında bir ara yüzde 5,48'e kadar düşen faizler geçen hafta yine 6,13'e kadar çıktı. Kredi kartı faizleri ise ortalama yüzde 12'nin üzerinde. 5 yıllık otomobil kredisi almak isteyen ABD'li ise hala yüzde 7'nin üzerinde faiz ödüyor. Değişken faizli mortgage kredilerinin faizleri ise yüzde 6'yı buluyor. Kredi kartlarında ortalama faiz geçen sonbaharda yüzde 13,97 iken yüzde 12,36'ya kadar düştü. 5 yıllık otomobil kredilerinin faizleri ise eylül başında yüzde 7,72 iken yüzde 7,22'ye kadar geriledi.
FED PİYASALARI TOPLAMAK İÇİN YENİ SİLAH ÇEKEBİLİR
Kısacası Bernanke son aylarda agresif bir faiz indirimi politikası izlese de bu mortgage ve otomobil kredisi alanların ya da kredi kartı borçlarını kapamakta zorlananların işine yaramadı. Uzmanlara göre FED'in bundan sonra piyasaları toparlamak için kullanacağı önlemleri çeşitlendirmesi ve geliştirmesi gerekiyor. FED'in masasında faiz indirimi dışında kullanacağı 5 yeni silah duruyor.
The Wall Street Journal'daki bir habere göre ise FED ilk olarak piyasalara sorunlu bankaları Bear Stearns gibi uçurumdan kurtarabileceği mesajı verebilir. İkinci silah olarak ise reel ekonomiyi destekleyecek bir para politikasına sarılabilir. FED'in 3'üncü silahı doların düşüşüne müdahale etmek. En ağır önlem olarak dolar kurunu sabitleyebilir ya da diğer merkez bankaları ile koordineli bir biçimde döviz piyasasından yüklü dolar alımı gerçekleştirebilir. 4'üncü olarak FED ticari bankalar dışındaki finans kurumlarına borç verebileceği yeni bir mekanizma oluşturabilir. 5'inci silah olarak ise Basel 2 gibi bankacılık uygulamalarında yeni düzenlemeler yapabilir, hatta uygulamamaları kısmi ve süreli olarak dondurabilir.
PARA POLİTİKASINDA YANLIŞ HESAP STAGFLASYONA DÖNEBİLİR
FED, 1 değil de 0,75 puanlık bir indirim yapmış olsa da stagflasyonu körü körüne beslemeye devam ediyor. Kimi uzmanlara göre FED'in bundan sonra alacağı faiz indirimleri yarardan çok zarar getirecek çünkü ekonominin bu derece yavaş bir büyüme hızına düştüğü bir süreçte enflasyonun önüne geçemeyeceği için stagflasyonu kaçınılmaz hale getirecek. Para politikasında yapılacak herhangi bir yanlış hesap Bağdat'tan dönebilir. Washington Post'ta yer alan bir habere göre FED'in para politikasında bu denli gevşek davranması ekonomiye aşırı nakit pompalanmasına neden olabilir. Bu da mal ve emlak talebini patlatıp sermaye harcamalarını rekor seviyeye taşıyabilir. Tüm bunların sonucunda ciddi bir enflasyon sorunu gelebilir. Özellikle petrolün varil başına 111 dolarları görüp rekora doymadığı emtia piyasalarındaki fiyat artışları da enflasyonu körükleyen en temel sebepler arasında. Bloomberg'de yer alan habere göre ise faizlerin yüzde 5,25'ten yüzde 2,25 seviyesine çekilmesi ile FED'in yeni faiz indirimi yapacak alanı kalmadı. FED indirim kararı ile birlikte yaptığı açıklamada da zaten enflasyona vurgu yaptı ve "enflasyonist riskler arttı" demeyi ihmal etmedi. Üstelik FOMC tutanaklarında şu ana kadar yapılmayan yapıldı ve doların değerine ilişkin bir vurgulamada bulunuldu. Ayrıca tutanakta faiz indirimlerine rağmen ekonomik büyümeye ilişkin aşağı yönlü risklerin halen var olduğuna dikkat çekildi. Bloomberg'e göre bu FED'in faiz indiriminde sona gelmediğinin bir işareti. Şimdiki beklenti ise 29-30 Nisan toplantısında 0,25-0,50 puanlık bir indirimin daha çıkması.
FED'İN ALABİLECEĞİ YENİ ÖNLEMLER
Sorunlu bankalara nakit imkanı sağlayabilir.
Reel ekonomide büyümeye odaklanan bir para politikasına geçebilir.
Doları sabitleyebilir ya da döviz piyasasına yüklü dolar alımı gerçekleştirebilir.
Ticari bankalar dışındaki finans kurumları için borç mekanizması oluşturabilir.
Basel II'de yeni düzenlemeler yapabilir, uygulamaları kısmi ve süreli dondurabilir.
Kaynek: Referans