Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, ekonomideki daralma hızında düşüş olurken, yatırımlardaki daralma hızının arttığını belirterek, "Ekonomi politika yapıcılarının hedefi, yatırımları teşvik eden reformları önceliklendirme olmalıdır." ifadelerini kullandı.
Özdebir, yazılı açıklamasında, yılın 2'nci çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını değerlendirdi.
Ekonomide nisan-haziran döneminde yaşanan yüzde 1,5'lik daralmayla ekonomide küçülme beklentilerinin gerçekleştiğine işaret eden Özdebir, sanayi üretimi, perakende satış endeksi, kapasite kullanımı ve kredi büyüme hızı oranındaki düşüşün, ülke ekonomisinde negatif büyüme olacağını gösterdiğini bildirdi.
Özdebir, jeopolitik ve politik risklerin ekonomik aktiviteleri önemli ölçüde etkilediği bir dönemden geçildiğine dikkati çekerek, "Küresel ekonomide kur ve ticaret savaşlarının da etkisiyle her geçen gün artan yavaşlama ibareleri, diğer yandan ülkemizde iç talepte daralmayla birlikte ortaya çıkan durgunluk, büyümenin negatif olarak gerçekleşmesine neden olmuştur. Sanayinin 2'nci çeyrekte yüzde 2,7 oranıyla Türkiye genelinin üstünde daralması önemlidir. Türkiye'nin sanayi üretiminde haziran ayı itibarıyla gerileme 10'uncu ayına girmiştir. Son 4 aydır gerileme yavaşlamış görünmekle birlikte, sanayi üretimi anlamında ekonomimizin halen istenilen seviyeden uzak olduğu görülmektedir. İmalat sanayisinde yüzde eksi 3,3 ve inşaatta yüzde eksi 12,7'lik daralma, ekonomide riski artıran detaylar olarak göze çarpmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
- "Sağlıklı büyüme için üretmek zorundayız"
Hane halkının talebindeki azalmada bir önceki çeyreğe göre kısmı bir iyileşme olduğunu vurgulayan Özdebir, hane halkı tüketimindeki daralmanın hız kesmesinin, gelecek dönemde iç talepte toparlanma olacağının sinyallerini verdiğini belirtti.
Kamu harcamaları ve ihracattaki artışın, küçülmenin daha da artmasını engelleyen bir veri olduğunun altını çizen Özdebir, şunları kaydetti:
"Ekonomide daralma hızında düşüş ortaya çıkarken, yatırımlardaki daralma hızı artmaya devam ediyor. Gayrisafi sabit sermaye oluşumunun yüzde 22,8 azalması, büyümeyi önemli ölçüde aşağı çeken bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomi politika yapıcılarının hedefi, yatırımları teşvik eden reformları önceliklendirme olmalıdır. Büyümede toparlanma ve kalıcı bir büyüme için gayrisafi sabit sermaye oluşumunun pozitife dönmesi gerekmektedir. Türkiye ekonomisi ancak üretim odaklı, yüksek katma değer yaratan ve ithalata bağımlı olmayan yaklaşımla sağlıklı büyümeye kavuşacaktır. Faizlerin düşmesiyle toparlanma beklentimiz var ama henüz kredi maliyetlerinde de bir düzelme göremiyoruz. Yüksek faiz ortamında özel sektörün yatırım iştahı azalıyor, dışlama etkisi hala devam ediyor. Sürdürülebilir bir enflasyon ve faiz düzeyinde Türkiye ekonomisine olan güvenin tesis edilmesi çok önemlidir. Kalıcı ve sağlıklı bir büyüme için üretmek zorundayız."