İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 2006 yılında bölgede yürüttüğü bilgilendirme eğitimleri sonucu çilek üretimine başlanılan ve kısa sürede tersine göçün yaşandığı kırsal Muratçakıroğlu, Kaledibi, Büyükimalı, Beyoğlu, Yeşilyöre, Kılılı mahallelerinde yaklaşık 2 bin dönüm alandan yılda ortalama 7 bin tonun üzerinde ürün alınıyor.
Açık ve kapalı alan olmak üzere iki yöntemle yetiştirilen rengi, tadı, kokusu ve kendine has aromasıyla ilgi gören Türkoğlu çileği, yurt içinde faaliyet gösteren birçok zincir marketin raflarında yerini alırken aynı zamanda da Rusya ve Mısır başta olmak üzere bazı Orta Doğu ülkelerine ihraç ediliyor.
İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Bozkurt, son yıllarda çilek üretiminde ciddi artış olduğunu, Kahramanmaraş'ta 2 bin 850 dekar alanda 7 bin 200 ton çilek üretildiğini aktardı.
Bozkurt, kentteki üretimin büyük oranda Türkoğlu ilçesinde gerçekleştirildiğini belirterek, "İlçeye bağlı Kaledibi ve Muratçakıroğlu mahallelerinde bu yıl ilk defa il müdürlüğümüz tarafından 30 dekarlık alanda alçak tünelde çilek yetiştiriciliği demonstrasyonu çalışmaları yürütüldü ve bu sayede iklimsel olumsuzluklardan etkilenmediği için verim kaybı yaşanmadı.
Aynı zamanda daha erken zamanda hasat imkanı sağlandı. Buradaki ürünlerimiz hem yurt dışına ihraç edilmekte, hem de çevre illerde sofralık olarak tüketilmektedir." ifadelerini kullandı.
Türkoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş ise taze olarak, kurutularak, meyve suyu, reçel, dondurma, pasta, konserve ve meyve çayı gibi farklı yöntemlerle tüketilen çileğin, gıda sanayisinin vazgeçilmezleri arasında olduğunu söyledi.
Başkan Osman Okumuş, aynı zamana C vitamini ve antioksidan kaynağı olan çileğin ilçedeki üretim alanının hızla arttığını aktardı.
60 ÜLKEYE İHRAÇ EDİLİYOR
Hasatta özellikle kadınların çalıştığını ve bu sayede ev ekonomilerine ciddi katkılar sağladıklarını belirten Okumuş, şunları kaydetti:
"Tamamen doğal kaynak sularıyla beslenen rengi, kokusu, aroması ve damaklarda bıraktığı tadıyla ön plana çıkan çileğimize olan talep her yıl biraz daha artıyor. Şu anda yaklaşık 60 ülkeye ihracat yapılıyor.
Bir meyvenin kalitesinin artabilmesi için hava, su ve toprak çok önemli. Burada 1300 rakımda kirliliğin olmadığı harika bir hava var. Aynı zamanda suyu doğal ve mineral bakımından çok zengin kırmızı toprakta yetişiyor. Bu çileği diğerlerinden ayıran özellik tadı, aroması ve lezzeti."
COĞRAFİ İŞARET İÇİN ÇALIŞMA YÜRÜTÜLÜYOR
Markalaşma ve coğrafi işaret için geçen yıl başlatılan çalışmaların sürdüğünü anlatan Okumuş, en kısa sürede "Türkoğlu çileği"nin coğrafi işaret tescil belgeli ürünler arasında yerini alacağını vurguladı.
Ürün kalitesi ve verimin artması yönünde de projeler geliştirdiklerini anlatan Okumuş, bu kapsamda DSİ Genel Müdürlüğü tarafından bölgeye gölet yapımı planlandığı, belediye olarak kendilerinin de ilçeye gıda organize sanayi kurduklarını ve müteşebbis heyetini oluşturduklarını söyledi.
Başkan Okumuş, çalışmaların tamamlanmasıyla 200 dönüm alanda gerçekleştirilen üretimin çok daha yukarılara tırmanacağına inandığını dile getirdi.
BÖLGE GÖÇ ALMAYA BAŞLADI
Giderek nüfusu azalan bölgenin çilek üretiminin artmasıyla göç almaya başladığını anlatan Okumuş, "Önceleri Mısır ve Rusya'ya ihracat yapılıyordu, şu anda güçlü firmalar buraya geliyor, soğutuculu TIR'larla yaklaşık 15-20 ton taze ürün alıyor ve o firmalarla Avrupa'ya Amerika'ya bile gidiyor." diye konuştu.
Türkoğlu Çilek Üreticileri Birliği Başkanı Hüseyin Kaplan da hükümetin sağladığı destekler sayesinde geçen yıl Rusya ve Mısır ile başladıkları ihracat halkasına Avrupa ve Amerika'yı da eklediklerini söyledi.
Kaplan, çilek üretim miktarını artırmayı hedeflediklerini anlatarak şöyle konuştu: "Devlet büyüklerimizden bize yardım edildiği sürece katma değeri yüksek bir ürün üretiyoruz.
Çalışmaktan yana bir sıkıntımız yok sadece ufak bir desteğe ihtiyaç var. Daha önce hasadımız 6-7 ay olurken yarı örtü yaparak bu süreyi 9 aya yaydık.
Yaklaşık bu sene 4 bin ton çilek bekliyoruz. Çileklerimizi en fazla Almanya'ya gönderiyoruz. Pazar sıkıntısı hiç yok. Sadece ekim alanının azlığından sıkıntımız var.
Büyük firmalarla rekabet edebilmemiz için çok ekim alanının olması lazım. Çok büyük talep var ama onlara ürün yok demekten artık biz de yorulduk. Ne kadar çok ürün olursa bizim için o kadar rekabet olacak, daha büyük pazar oluşacak."
Kaynak: AA